Pandemi döneminin tedarik zincirinde açtığı hasar tüm dünyada etkisini göstermeye devam ediyor.
Özellikle çip ve hammadde ticaretinde küresel bir sorun yaşanıyor. Ancak uzun süredir Türkiye’deki üretim sistemini de etkileyen bu problem kurdaki hızla yükselişle beraber farklı bir boyut kazandı.
Neredeyse her sektörde kendini gösteren tedarik problemi aynı zamanda fiyatların da hızla yükselmesine neden oluyor.
Şu an için kriz tanımlaması yapılmasa da krize yakın bir sıkışıklığın olduğunu söyleyen Birleşmiş Markalar Derneği (BMD) Başkanı Sinan Öncel’e göre yüksek kapasite ile üretim yapan firmaların üretim bantlarını durdurmamak için hammadde stoğu yapması büyük problemler oluşturuyor.
Türkiye, üretiminin büyük bölümünde kullandığı hammaddeleri ithal ediyor. Hem uluslararası piyasadaki fiyat artışları hem de Türk Lirası’ndaki hızlı değer kaybı bu konuda üreticiyi oldukça yıpratıyor.
Çizilen tablo yanlış
Ev ve Mutfak Eşyaları Sanayicileri ve İhracatçıları Derneği (EVSİD) Başkanı Talha Özger ise son bir yılda çelik, alüminyum, plastik ve demir gibi hammaddelerdeki fiyatların üçe katlandığını ve kurda yaşanan her dalgalanmada ciddi zorluklarla karşılaştıklarını belirtiyor. Özger’e göre kurdaki artış ne ihracatçıya ne de iç pazarda satış yapan üreticiye yarıyor. Bu konuda çizilen tablonun yanlış olduğunu vurgulayan Özger, "Eğer Türkiye’de üretilmeyen hammaddelerde vergi indirimi yapılmazsa önümüzdeki günler daha da sıkıntılı geçebilir" dedi.
Sürekli fiyat artacak beklentisi var
TOBB (Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği) Otomotiv Tedarik Sanayi Meclis Başkanı Alper Kanca da piyasada yaşanan tedarik probleminin temelinde küresel etkilerin yattığını ancak Türkiye ekonomisinde yaşanan dalgalanmaların bu etkinin katlanmasına neden olduğunu söylüyor.
Küresel ekonomide konteyner, çip, magnezyum, çelik ve plastik temininin oldukça zorlaştığını belirten Kanca, "Para birimimizdeki dalgalanma bu tedarik sorununu farklı bir boyuta taşıyor.
2001’deki kriz ortamının bir benzeri yaşanıyor. İnsanlar elindeki ürünü satmak istemiyor. Çünkü bugün sattığı fiyattan yerine yeni ürün koyamayacağından korkuyor. 10 liraya satılacak ürün sürekli fiyatlar artacak beklentisi ile elde tutuluyor. Belki 12 liraya satarım beklentisi var. Bu beraberinde stokçuluğu da getiriyor. Bugün bir hammaddeyi istediğiniz tarihte alabilmeniz pek mümkün değil. Ayrıca para politikasında belirsizlik de bunu tetikliyor. Yani kimse liranın dolar karşısındaki pozisyonun ne olacağını anlamış değil. Sanki serbest bırakılmış gibi. Bu da davranışları etkiliyor" ifadelerini kullanıyor.
Suni bir enflasyon oluşuyor
Oluşan belirsizlik ortamı nedeniyle üreticilerin fiyatlama planlamasının bozulması da reel fiyat artışlarının üstüne suni artışların da yapılmasına neden oluyor.
BMD Başkanı Sinan Öncel, "Kimse fiyatların nereye gideceğinden emin değil. Bugün 10 dolardan hammadde aldığında kimse bunu satmak istemiyor. Yarın 12 dolara alabilirim diye bugün sattığı ürüne bile zam yapıyor. Böylece bir suni enflasyon oluşuyor" ifadelerini kullanıyor.
Korku alışverişi yapılıyor
Öncel’e göre insanlar sürekli fiyatların artacağı endişesi ile bu süreçte alışverişlerini arttırdı. Alışverişlerde ciddi bir ivme gördüklerini belirten Öncel, şunları söylüyor: "Eskiden insanlar yüksek enflasyon dönemlerinde her ürünün fiyatının artacağından korktuğu için özellikle teknolojik ürünleri almaya çalışırdı. Şimdi benzer bir davranışı görüyoruz. İmkanı olanlar genel olarak her ürünün fiyatının sürekli artacağını düşünerek alışverişe koşuyor. Yarın alamamaktan korkuyor. Tabi buna bir de turist alışverişlerini eklemek gerek. Geçen ay 100 doları olan turist bu Türkiye’den çok daha fazla ürün satın alabilir. Biz mağazalarımızda bu hareketi görüyoruz. Yakında Bankalararası Kart Merkezi (BKM) verileri açıklandığında bunu istatistiklerde de göreceğiz.”
Yeni sezon ürünleri yüzde 70 zamlı
Şimdiye kadar piyasada satılan ürünlerin altı ay önceki fiyatlama ile raflarda olduğunu belirten Öncel, "Yeni sezon ürünleri en az yüzde 70 zamla satılacak. Maliyetlerdeki artış böyle devam ederse mağazalar kapanmak zorunda kalır. 100 liraya sattığımız ürünün yerine yenisini koymak için en az 160 lira gerekiyor" dedi.
Öncel’in altını çizdiği diğer konu ise sermayelerdeki erime. Öncel, "Kendi üreticilerimizle konuştuğumuzda bunu daha iyi anlıyoruz. Bu yıl Gaziantep’teki bir üreticimiz sadece dolardaki artış yüzünden yüzde 20 küçülmek zorunda olduğunu belirtti. Çünkü insanlar artık daha az hammadde alabiliyor. Bu da sermayelerin erimesine neden oluyor" diye konuştu.
(Emre Eser/ Deutsche Welle Türkçe)
Otomotivde kara liste dönemi: 6 ayda 3 otomobil alan var
Otomotivde magnezyum krizi: Gözler Türkiye'de
Otomotiv üretimi ekim'de azaldı