Yazdır
Pandemiyle birlikte hayatımızda birçok şey değişti ya da değişmeye devam ediyor, hayatımızda nelerin eskisi olmayacağını ise belki de yıllar sonra fark edebileceğiz. Pandemi başında sokağa çıkma yasaklarıyla ilk değişen şeylerden biri çalışma şartlarımızdı, bu süreçte birçok sektör evden çalışabildiğini gördü.
Pandemi döneminin başında en popüler kelimelerden biri 'home office' idi, bugünlerde ise dünya bu kelimeyle çalkalanıyor; Great Resignation (Büyük İstifa)
Mevcut işini bırakan ya da istifa eden kişilerin sayısı dünya çapında günden güne artıyor. Belirgin artışın en çok hissedildiği iki ülke ise; Amerika Birleşik Devletleri ve İngiltere.
ABD'DE REKOR İSTİFA ORANI
ABD Çalışma Bakanlığı, 2021 Ağustos ayında 4 milyon 300 bin kişinin işinden ayrıldığını açıkladı. Böylelikle, ABD iş gücünde yüzde 2.9'luk bir kısım işini bıraktı; bu veri bugüne kadar kaydedilmiş en yüksek istifa oranı olarak kaydedildi. Öte yandan, İngiltere’de ağustos ayında 1 milyonu aşkın açık iş pozisyonu bulunuyordu. Microsoft’un araştırmasına göre çalışanların yüzde 41’i gelecek yıl işini değiştirmeyi düşünüyor.
Texas Üniversitesi'nden Profesör Anthnoy Klotz tarafından ortaya atılan “Büyük İstifa” terimi, dünya çapında birçok çalışanın eş zamanlı olarak işini bırakmasıyla ortaya çıkmış bir fenomen. Pandemi ise bunun en büyük sorumlusu olarak görülüyor. Bu süreçte insanların mental ve fiziksel olarak yoruldu daha çok içlerine dönüp “hayatımı bu işi yaparak geçirmek istiyor muyum?” sorusuna odaklandığı ifade ediliyor.
Ancak Klotz ve diğer uzmanlar "Büyük İstifa"nın tek sebebinin salgın olduğunu söylemek için erken olduğunu düşünüyor. Araştırmacılar şüpheci olsa da toplu istifaların salgınla birlikte patlama sebeplerinin öncesinde yatan sebepleri olduğunu düşünüyor.
Milyonlarca insan 'işlerini bıraktıktan sonra ne yapıyor?' sorusunun yanıtı ise henüz belli değil. Yapılan araştırmalara göre, birçoğu girişimcilik faaliyetlerinde bulunup kendi işlerini kuruyor, kimisi zaten emeklilik yaşında, bazıları ise bir süre çalışmayı düşünmüyor.
Kanada Western Üniversitesi profesörü Martha Maznevski, “Büyük İstifa” trendine ilişkin yaptığı açıklamada, “Bu trende katılan iki geniş kitle var. Bunlardan biri daha iyi bir yaşam arayan profesyoneller. Diğerleri ise sağlıksız ve zehirli ortamlara maruz kalmış insanlar. Başka bir söylemle, belki de Büyük İstifa trendine katılan kişilerin yönetici veya maddi olarak güvencesi olan kişiler olduğunu söyleyebiliriz.” ifadelerini kullandı.
ÇALIŞAN ANNELERE NE OLDU?
Pandemi başlangıcında birçok çalışan anne kreşlerin ve okulların kapanmasıyla işten ayrılmaya ya da evde kalmaya zorlandı. Salgın iş yükü ve maaş eşitliği açısından birçok anneye ağır bir yük getirdi.
Haberturk'den Merve Elmacı'nın haberine göre, Stratejik Yönetim Danışmanı Canan Duman, istifa eğiliminin kadınlarda erkeklerden daha yaygın olduğunu söyledi. Duman şöyle konuştu;
"Evden çalışan kadınlar “çifte yük sendromu” nun kurbanı oldu. Çalışan anneler, çalışmak ile evde çocuklarına bakmak arasında karar vermek zorunda kaldılar. Çalışma hayatından ya kendi istekleriyle ayrıldılar ya da işten çıkarıldılar.
İstifa eğilimi kadınlarda erkeklerden daha yaygın. Büyük istifa içinde kadınların daha fazla yer almasının nedenleri arasında çocuk bakımı ve aile sorumluluklarının yanı sıra, ücret farkları ve toksik çalışma ortamları gibi kapsayıcı olmayan davranışları gösterebiliriz. Evden çalışarak iş gereksinimlerini karşılayabileceklerini fark eden kadınları da ekleyebiliriz.
Aynı işi yapsalar bile, kadın çalışanların erkeklere göre nispeten daha az ücret alması dünya çapında oldukça normal karşılanıyor. Bu düzeltilmesi gereken adaletsiz bir durum. Eşitsizlik, kadınların çalışması için toksik bir ortama yol açıyor. Çocuk bakımında sağlanacak imkanlar da çalışan annelerin ofise dönmesinin önünü açabiliyor. "
Pandemi sonrasında hayatımızda nelerin değişeceğini zamanla göreceğiz ancak "Büyük İstifa" çalışanlardaki bazı farkındalıkları ve bazı şeylerin aynı olmayacağını gösteriyor. Hibrit ve esnekliğin herhangi bir istihdam düzenlemesinin temel taşları olacağını söyleyen Duman, "Pandemi sonrasında farklı esnek çalışma modelleri üzerinden çalışmanın yaygınlaşmasını bekliyorum. Gittikçe küreselleşen iş dünyasında, küresel vatandaş olmanın önemli olacağını söyleyebilirim." dedi.
Z KUŞAĞI NE YAPIYOR?
Adobe’un 5 bin 500 çalışan ve küçük işletme sahipleriyle yaptığı araştırmaya göre, ankete katılan Z kuşağı bireylerin yarısından fazlası gelecek yıl yeni bir iş aramayı planlıyor.
%59’u işlerinde memnun değil, %56’sı ise iş-yaşam dengelerinden memnun. Yaklaşık üçte ikisi, en iyi performanslarını mesai saatleri dışında yaptıklarını söylüyor, mesai saatleri içinde çalışırken ise baskı altında hissediyor.
ABD’li şirketler, ülke çapında 9 milyondan fazla açık pozisyona çalışan bulmakta güçlük geçtiğini açıkladı.
Araştırmaya göre, çalışanların yüzde 35'i gelecek yıl işlerini değiştirmeyi planlıyor. İşini değiştirmeyi düşünenlerin yüzde 61’i ise bunu hayatlarında daha fazla kontrol sahibi olmak için yapacaklarını söyledi.
Bireylerin karşılıklı saygıyı ön planda tuttuğunu vurgulayan Duman, “Adil muamele görmeyen, zor bir patronla uğraşmak zorunda kalan, duygularının reddedildiğine inanan ya da adaletsiz bir iş-yaşam dengesi nedeniyle iyi görülebilecek işlerden dahi kaçanlar, artık kendilerini ilk sıraya koymayı seçmektedir “ dedi.
Dünyayı değiştiren 10 pandemi trendi
ABD'de işsizlik maaşı başvuruları beklenenden az düştü
Kamala Harris'in İletişim Direktörü istifa ediyor