FINANSGUNDEM.COM – DIŞ HABERLER SERVİSİ
Pandemi sonrasında ekonomik kısıtlamaların azaltılmasıyla başlayan toparlanma süreci Asya ekonomilerinde ivme kaybettirmeye başladı. Bloomberg International yazarı Daniel Moss’a göre bu durumun stagflasyon dahil olmak üzere ciddi sonuçları olabilir. Küresel ekonomideki büyüme yavaşlamaya başlarken fiyatlarsa rahatsız edici derecede yükselmeye devam ediyor. Moss’a göre söz konusu durum bir süre daha devam edebilir.
Finansgundem.com’un derlediği bilgilere göre ABD Hazine Bakanı Janet Yellen enflasyonu Kovid-19'u kontrol altına alma sürecinde uygulanan mali ve parasal politikalara bağlıyor. Yellen’a göre uygulanan muazzam miktarda teşvik paketleri, pandemi döneminde ekonomik aktivitede görülen sert düşüşler ve ardından gelen sert yükselişler olumsuz bir etki yarattı. Ancak Bloomberg yazarına göre Yellen’ın bu açıklamaları enflasyonun geçici olduğu tezini tam anlamıyla desteklemiyor. Üstelik küresel ekonominin motoru olarak bilinen Asya ekonomilerindeki yavaşlama stagflasyon riskini daha da ciddi hale getiriyor.
Geçtiğimiz bir yıl boyunca yetkililer insanların korona virüsle birlikte yaşaması gerektiğini belirtiyor. Moss benzer bir şekilde yüksek enflasyon ortamıyla da birlikte yaşamak zorunda olup olmadığımızı soruyor. Zira Moss ABD Başkan Joe Biden'ın 1,75 trilyon dolarlık harcama planının geçişiyle birlikte enflasyonun daha da karmaşıklaşma potansiyeline sahip siyasi bir konu haline gelebileceğini söyledi.
Parasal politikaya bakıldığında, merkez bankalarının sıkı para politikasına geçiş yapması enflasyon problemini çözmeyi hedeflerken yeni problemler yaratma riskini de taşıyor. Bloomberg yazarı, ABD Merkez Bankası’nın (FED) kolay para politikasından vazgeçmesinin Mayıs 2013’de gerçekleşen ‘taper tantrum’ krizine benzer bir sorun oluşturabileceğini belirtiyor. Moss, İngiltere Merkez Bankası örneğine bakarak faiz artırımını sadece dillendirmenin dahi ne kadar zor hale geldiğini hatırlatıyor. Çin’de ise karar alıcılar yavaş ekonomik büyüme ve borç ödemeleri arasında yolunu bulmaya çalışıyor.
Söz konusu dönem FED’in liderliğini sorgulamak için hiç doğru bir zaman olmayabilir. Ancak FED Başkanı Powell’ın ikinci döneminde de tercih edilmesi bekleniyor. Ancak makul bir değişimin enflasyon konusunda daha sert bir çizgi alacağını gösterip göstermeyeceği belli değil.
Ekonomik büyümeye bakıldığında ise küresel kapitalizmin en dinamik ve en gelecek vadeden kısmı olan Asya’dan gelen haberler pek iç açıcı değil. Pandemi halen ekonomik faaliyetlerde ağırlığını hissettiriyor. Virüs etkinliğini sürdürdükçe ve politikacılar bununla başa çıkmak için yeni kısıtlamalar uygulamaya devam ettikçe Kovid’in ekonomik genişleme ve fiyatlar üzerindeki etkisinin devam edeceği öngörülüyor.
Çin’in korona virüs stratejisi halen virüsü yönetmek yerine pandemiyi ortadan kaldırma fikrine bağlı kalıyor. Bu yılın başında rekor bir toparlanma gösteren Çin’de bu stratejinin halen devam etmesi ekonomik büyümenin belirgin bir şekilde yavaşlamasına yol açtı. Çin gayrisafi yurtiçi hasılasının %25’ini oluşturan Pekin’deki emlak piyasasının çöküşü de finans sektöründeki kredileri yavaşlattı. Enerji kıtlığı ülkedeki fabrikaların üretimini yavaşlatmaya itiyor.
Pazartesi günü açıklanan rakamlara göre Japonya ekonomi, beklenenin üç katından fazla küçüldü ve son sekiz çeyreğin beşinde küçülme gösterdi. Yaz aylarında pandeminin neden olduğu kısıtlamalar sebebiyle tüketim düşüş gösterdi. Başbakan Fumio Kishida birkaç ay önce yürüttüğü seçim kampanyasından bu yana teşvik ödemelerini büyütecekleri konusunda sözler veriyor. Ancak Moss’a göre Japonya ekonomisinin bu kadar uzun bir süre geri çekilmesi moral bozucu bir durum. Bloomberg yazarı ülkenin bir kayıp on yıla daha yaklaşmakta olabileceğini belirtti.
Japonya'da tedarik zinciri krizi otomotiv sektörünü vurdu
Rusya Merkez Bankası'ndan gıda fiyatlarında ikinci dalga yükseliş uyarısı
Konut fiyatları finansal istikrarın önünde tehlike oluşturuyor!