Korona virüs hastalığına yakalanıp hastanede yatarak tedavi gören vatandaşlar, hastalığı atlattıktan sonra Korona Virüs Sonrası Kontrol Polikliniği'nde takip ediliyor. Taburcu olan hastalar, korona virüs sonrasında yaşanabilecek komplikasyonların tespit ve tedavi edilmesi amacıyla belli periyotlarda polikliniğe çağrılıyor.
İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde de korona virüs nedeniyle yatarak tedavi gören yaklaşık 2 bin 200 hasta kontrol polikliniğine tek tek çağrılarak kontrolleri yapılıyor.
Koronavirüsü atlatanların 2 yıl boyunca takibinin yapılacağı belirtildi.
O hastalardan biri olan emekli işçi İsmail Tekbaş (62), 20 gün hastanede süren tedavisinin ardından sağlığına kavuştu. Poliklinikte muayene edildiğini ve nefes ölçümü yapıldığını anlatan Tekbaş, zor günler geçirdiğini ve yeni yeni kendine gelebildiğini dile getirdi. Daha önce bypass ameliyatı olan ve böbrek yetmezliği bulunan Tekbaş, şunları aktardı:
22 Eylül'de hastalığa yakalandım. Evde balkonda otururken kendimden geçmişim. Çocuklarım beni ambulansla hastaneye yetiştirdiler. 24'ünde PCR testi oldum ve servise alındım. Hastalığı ağır geçirdim. Ateşliydim, göğsüm tutulmuştu, gözlerimi açamıyordum. Serviste 20 gün yattım. Nefes almakta zorlanıyordum. Ateşim vardı. Allah düşürmesin o duruma, çok kötüydüm. 2 doz Sinovac aşım vardı. Zatürre aşısı olmuştum. Bunlara rağmen zor atlattım. Bugün beni hastaneden çağırdılar, nefes ölçümü yaptılar. Taburcu olduktan sonra düşük ayak sendromu yaşadım. Hâlâ yürümekte zorlanıyorum. Yeni yeni adım atıyorum. Egzersiz yapıyorum. 500-600 metre yürüdüğümde nefesim daralıyor. Eskisi gibi değilim.
NASILSA EVDEYİM DİYE AŞIYI ERTELEDİM
İsmail Tekbaş’ın kızı Özlem Tekbaş (26) ise aynı evde 4 kişi kaldıklarını ve babasının ardından tüm aile bireylerinin pozitif çıktığını ifade ederek, şu ifadeleri kullandı:
Evde ilk babam rahatsızlandı. Onun öksürüğü başladıktan sonra virüs diğer aile üyelerine de bulaştı. Bende ateş olmadı, kemiklerimde sızlama oldu. Testim pozitif çıktıktan sonra eve getirilen ilaçları kullandım. Vücudum toparlanmaya başladı ve kendimi daha iyi hissettim. Hastalık düşüşe geçti. Biz iyileştik ama babamın kronik rahatsızlığı olduğu için hastalığı ileri safhada yaşadı. Serviste yattı, oksijen tedavisi aldı. Çok şükür bu günlere gelebildik.
Hastalığa aşı olmadan önce yakalandığını dile getiren Özlem Tekbaş, şöyle konuştu:
Benim aşım yoktu. Randevu almıştım ama aşıyı olmadan yakalandım. Aşıyı öneriyorum tabii ki herkese. Babam hastanedeyken çok duyum aldık. Ama psikolojik olarak iyi bir süreç değildi. Ateşiniz varsa, öksürüğünüz varsa kimseye bulaştırmadan hastaneye gidin. Kimsenin hayatını riske atmayın. Ben aşıdan kaçmadım ama nasılsa hep evdeyim ve evdeki diğer aile bireyleri de aşılı diye randevumu biraz ertelemiştim. Ha bugün ha yarın giderim, derken maalesef hastalandım.
UZUN DÖNEM YAN ETKİLERİ SAPTANACAK
Poliklinik sorumlusu aile hekimi Prof. Dr. Kurtuluş Öngel hastaların uzun süreli tedavilerinin ardından takiplerinin yapılması gerektiğine dikkat çekerek, şunları kaydetti:
Covid-19 hastalarında farklı şikayetler ortaya çıkabiliyor. Ayaklarında yaralar oluyor, görme bozuklukları ya da kalp rahatsızlıkları ortaya çıkabiliyor. Bu polikliniğin amacı da bu rahatsızlıkları ortaya çıkarmak. Covid-19 hastalarında ilerleyen dönemlerde neler ortaya çıkabiliyor bilimsel bir çalışma da yürütmüş oluyoruz. Şikayetleri olan hastalara ileriki dönemlerde yardımcı olmaya çalışıyoruz.
Poliklinikten, dışarıdan gelen her hastanın yararlanamadığını anlatan Prof. Dr. Öngel, yalnızca serviste yatıp taburcu olan vatandaşlara hizmet verdiklerini kaydetti. Covid-19'un ardından kalan sıkıntıların kalıcı olup olmadığı konusunda henüz kesin bir tespit yapamadıklarını ifade eden Prof. Dr. Öngel şöyle devam etti:
Hastanemizde tedavi olmuş ve şifa ile taburcu olan hastalarımızı, bu aydan itibaren çağırmaya başladık. İlk muayenelerinin ardından 3, 6, 9 ve 18'inci aylarda uzun süre onları takip etmeyi hedefliyoruz. Böylece uzun dönemde ortaya çıkacak Covid-19'un yan etkilerini de saptamış olacağız. Hastalarda her ne kadar solunum sıkıntısı düzelse de farklı sıkıntılar ortaya çıkabiliyor. Görme bozuklukları, renkleri ayırmada sıkıntı, ciltte döküntüler, kanama bozuklukları ya da duygu durumlarında depresyona gidiş gibi farklı duygu durum değişiklikleri ortaya çıkabiliyor. Pıhtı atma, embole olma, kalp rahatsızlıkları gibi durumların hepsinin detaylı bir şekilde araştırılması gerekiyor. Hedefimiz de bunları ortaya koymak. Bu hastalık hâlâ mekanizmaları çözülmüş bir rahatsızlık değil. Kalıcı bir etki bırakıp bırakmadığı konusunda süreci bizler de takip ederek göreceğiz. Erken tanı konulduğunda, en azından yaşamsal anlamda hastaların yaşam kalitelerinin artırılması sağlanıyor.
Korona virüs vakalar arttı, birçok ülke tedbirlerini artırdı
Korona virüs depresyon ve kaygı bozukluğunu artırdı
Korona virüs en çok 'pıhtı' ile öldürüyor!