FINANSGUNDEM.COM - DIŞ HABERLER SERVİSİ
İtalya’da Monte dei Paschi ile ilgili bir sonuç elde edilme ihtimali giderek azalıyor. Bu durum ise Avrupa bankacılığındaki birleşmeler için de geçerli. UniCredit sorunu incelemek için bir bakış açısına sahip. Sonuçlar uluslararası yatırımcıların neden ABD bankalarını tercih ettiğini gösteriyor. İtalya’nın ikinci en büyük bankası UniCredit aynı zamanda Almanya’da da faaliyet gösteriyor.
Uzun yıllardır siyasiler bankanın Monte dei Paschi’yi satın alması için baskı yapıyor. 2017 yılında gerçekleştirilen kurtarmayla Monte dei Paschi devletin kontrolüne geçti. Bu hafta İtalya’da gerçekleşen kısmi seçimlerin ardından bir açıklama her zaman olduğundan daha yakın görünüyor. En büyük önkoşullardan bir tanesi gerçekleşti. UniCredit’in yeni CEO’su ve UBS’in eski yatırım bankacısı Andrea Orcel, bir anlaşma yapmaya yakın görünüyor.
Financial Times’ın haberine göre Orcel UniCredit’in satın alım için koşullarını açıklayarak temkinli bir tutum izledi. Bu koşullar arasında en önemlisi ise bankanın Monte dei Paschi’nin yüksek miktardaki kötü borçlarını devralmayı reddetmesi. Anlaşma şartları, açıklandığında kredi notu yüksek müşteri tabanı şeklinde bir sermaye enjeksiyonunu ortaya çıkarabilir.
Bu da UniCredit hissedarları için hükümeti İtalya’nın sorunlu bankasından kurtarmanın ödülü olabilir.
Bunun karşılığında UniCredit entegrasyon risklerini omuzlayacak. Bunlar arasında ‘sorunsuz’ olarak kategorize edilen bazı kredilerin, aslında sorunlu çıkma riski bulunuyor. En sabırlı yabancı yatırımcının dahi uzaklaşmasını sağlayacak nokta, siyasi koşulların devreye girmesi olacak. Satın alımın henüz açıklanmamış olmasının temel nedeni ise 55 bin kişinin yaşadığı Siena’nın kısmi seçimler tarafından kuşatılmış olması. Seçimler siyaset ve bankacılığın Avrupa’nın bazı bölgelerinde iç içe geçtiğinin altını çiziyor. Monte dei Paschi’nin önde gelen bir işveren olduğu Siena seçim bölgesi de benzer bir durumu yaşıyor. İtalya’nın Eski Ekonomi Bakanı Pier Carlo Padoan, şimdi UniCredit’in Yönetim Kurulu Başkanı.
Monte dei Paschi’nin satın alımıyla ortaya çıkabilecek işten çıkarmalar, Padoan’ın itibarlı görevi ile bölgedeki görevleri arasında bir çatışma yaratabilir. İtalya Eski Başbakanı Enrico Letta’nın Padoan’ın eski görevine geleceği tahmin ediliyor. Letta ise anlaşma konusunda olumsuz yaklaşımıyla biliniyor. finansgundem.com'un derlediği bilgilere göre Avrupa bankalarının yatırımcılarının karşılaştığı sorun ise böyle bir anlaşmanın oldukça nadir olması.
Avrupa Komisyonu daha yüksek entegrasyon için çalışıyor. Ancak bunu gerçekleştirebildiğine dair herhangi bir işaret yok. Bunun yerine yerel bankalar büyük oranda ulusal hükümetlerin ve düzenleyicilerin kontrolü altında kalıyor. Ulusal hükümetler ise bankalarının rakip Avrupa Birliği ülkelerindeki bankaları satın almasına olumlu yaklaşırken, bu durumun tersini tercih etmiyor. Bu nedenle de ülke içi konsolidasyonların öncelikli olması gerektiği düşünülüyor.
Birkaç yıl önce Wall Street bankacıları Avrupa bankaları gibi bölgesel bankacılık konsolidasyonu konusunda karamsardı. Bankalar yapılacak çok fazla anlaşma olduğunu ancak her bankanın, bunu kaybetmek istemeyen büyük şehirlerde yer aldığını söylüyordu. Ancak yanıldılar.
Konsolidasyonun finansal tetikleyicileri yerel siyasi dirence ağır bastı. Geçtiğimiz dört yılda ABD bankacılığında birleşmeler her yıl toplamda 40 milyar dolar seviyesine ulaştı. Bu konsolidasyon siyasi ve düzenleyici bariyerlerin çok daha düşük olmasından kaynaklanıyor. ABD bankaları aynı zamanda finasal krizden daha kolay bir çıkış yaşamış olmaları, daha hızlı büyümeleri ve daha yüksek marjlara sahip olmaları nedeniyle yüksek değerlemelerde işlem görüyor.
Bankalar için yeni tehdit: Kredi kalitesi
Euro Bölgesi'nde yatırımcı güveni 6 ayın dibinde