FINANSGUNDEM.COM – DIŞ HABERLER SERVİSİ
Küresel emtia fiyatları bu yıl küresel ısınma ile bağlantılı sebeplerden dolayı büyük bir tedarik zinciri krizi içerisine girdi. Finansgundem.com’un derlediği bilgilere göre enerji fiyatlarındaki olağanüstü artış devam ederken aynı zamanda üretimde yaşanan sıkıntılar nedeniyle dünya üzerinde oldukça fazla bulunan silikon gibi elementlerde 3 katlık fiyat artışları görülmeye başlandı.
Morgan Stanley Avrupa Enerji Araştırmaları Başkanı ve Küresel Petrol Stratejisti Martijn Rats Financial Times’taki yazısında küresel emtia krizinin küresel ısınma ile ilişkisine dikkat çekiyor. Rats’a göre insanlık yenilenebilir enerjiye geçiş mücadelesinde henüz yolun çok başında ve öngöremediği krizlerle başa çıkmak zorunda kalabilir. İşte Rats’ın o yazısı:
“Dünyanın karbon sıfıra doğru yolculuğu devam ederken, birkaç basit sonuç kabaca ortaya çıkıyor: Yenilenebilir enerjinin üretimi ele geçirebilmesi için kömürün üretim fazlası desteklenmeli, doğal gaz rezervleri bol miktarda kalmalı ve elektriğin marjinal maliyeti sıfıra yaklaşmalı.
Geniş bir zaman için bu tahminler doğru olabilir. Ancak şu anda bulunduğumuz nokta ile karbon sıfır arasında birkaç beklenmedik dönüşüm ve dönüş var gibi gözüküyor. Bunun etkileri enerji ve emtia piyasalarının çok ötesinde hissedilecek ve büyümeden enflasyona ve siyasete kadar her şeyi etkileyecek gibi gözüküyor.
Mevcut durumu ele alalım:
Küresel kömür tüketimi 2013'te zirve yaptı, yine de termal kömürün fiyatı tüm zamanların en yüksek fiyatına yakın. Tonu son birkaç ayda iki katından fazla artarak neredeyse 200 dolara ulaştı. Aynı durum sıvılaştırılmış doğal gaza için de geçerli. İngiltere’de sıvılaştırılmış doğalgaz son birkaç ay içinde başına 7 dolardan 20 doların üzerine yükselecek biçimde ralli yaparak tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaştı.
Avrupa doğal gaz fiyatları, elektrik fiyatlarında keskin bir artışa yol açacak biçimde yükseldi: Kıta Avrupası genelinde gün öncesi fiyatlar megavat/saat başına 50 eurodan 150 euroya çıktı. Tahmin edin... Tüm zamanların zirvesinde. Zincirleme etkiyle birlikte, alüminyum fiyatları yıl başındaki 2.000 dolar seviyesinden bugün ton başına 2.900 dolara kadar yükseldi.
Bu beklenmedik bir şeydi. Özellikle de küresel ekonominin henüz Kovid-19 krizinden tam olarak kurtulamadığı düşünüldüğünde. Peki o zaman neler oluyor? Her zaman olduğu gibi, hikaye yine Çin'de başlıyor.
Kovid sonrası toparlanma ve alışılmadık derecede sıcak havanın birleşimi, bu yıl elektrik tüketimini keskin bir şekilde artırdı. Çin'in elektriğinin çoğu kömürden üretiliyordu, ancak yerli kömür üretimini düzenleyen reformlar, az yatırım ve daha sıkı yapılan sağlık ve güvenlik denetimleri nedeniyle enerji talebine ayak uydurmak giderek zorlaşıyor.
Çin'deki bir diğer önemli elektrik kaynağı da hidroelektrik, ancak ülkenin önemli bölgelerindeki kuraklıklar nedeniyle bu yıl istenen enerji üretilemedi.
Yaz boyunca, bu durum bölgesel yönetimleri tüketimi azaltmaya zorlayan enerji krizlerine yol açtı. Bazı bölgelerde sokak lambaları geceleri bile kapatıldı. Bu önlemlerin bir diğer kurbanı da özellikle yoğun elektrik kullanan bir üretim süreci olan alüminyum eritme işlemiydi.
Normalde Çin dünyadaki alüminyumun yüzde 60'ını tedarik ediyor. Üretiminin kısıtlanması ve küresel talebin artmaya devam etmesiyle alüminyum fiyatları yükseldi.
Çin'in yerli kömür kıtlığı ülkeyi ithalata yönelmeye ittirdi. Bununla birlikte, başka yerlerde kömür üretiminin de sorunları oluşmuştu: Endonezya'da şiddetli yağışlar ve işçi kıtlığı, Rusya'da demiryolu hatları kesintileri ve Güney Afrika'da yaşanan siyasi istikrarsızlıklar. Deniz kaynaklı kömür piyasası sıkılaştıkça, küresel kömür fiyatları da yükseldi.
Aynı faktörler Çin'in sıvılaştırılmış doğal gaz talebini artırdı, ancak burada Çin yalnız değildi. Brezilya'daki şiddetli kuraklık, hidroelektrik üretimini azalttı ve bu bölgeden gelen sıvılaştırılmış doğal gaz talebini de artırdı. Sıvılaştırma terminallerindeki bir dizi üretim kesintisi ile küresel sıvılaştırılmış doğal gaz pazarı son birkaç ay içinde ciddi şekilde sıkılaştı.
Avrupa genellikle dünyadaki sıvılaştırılmış doğal gaz ticaretinin önemli bir payı için son pazardır. Ancak emtia rekabeti, Avrupa sıvılaştırılmış doğal gaz ithalatının bu yaz sert bir şekilde azaldığı anlamına geldi. Aynı zamanda, daha az rüzgarlı gün sayısı, açık deniz rüzgarından enerji üretimi hayallerini de boşa çıkardı ve doğal gaz talebini artırdı.
Rusya ve diğer bölgelerden gaz arzı kısıtlanmasına rağmen Avrupa normalde yaz aylarında olduğu gibi gaz stokları inşa edemedi. Avrupa gaz stokları yılın bu zamanı için alışılmadık derecede düşük ve kış henüz başlamadı. Doğal gaz fiyatları büyük ölçüde elektrik fiyatlarını belirlediği için bu iki kalem birlikte arttı.
Peki tüm bunlar ne anlama geliyor? Üç sonucu vurguluyoruz:
İlk olarak, bu olaylar dizisi, emtia piyasalarının birbirine ne kadar bağlı olduğunu gösterir. Bir bölge, birden fazla bölgeyi ve emtia değerini etkiler gibi diğerini de etkiler. Çin'deki kuraklık, İspanya'daki elektrik fiyatları yükseltirken, aynı zamanda ABD'deki alkolsüz içecek içeceklerinin maliyetini de arttırabilir.
İkincisi, bu yıl bu tür hamlelerin tahmin edilmesinin ne kadar zor olabileceği görüldü. Birkaç ay öncesinde dahi ortak görüş, pratikte tüm bu malların bol olduğu ve zamanla daha da fazla olacağıydı.
Son olarak, bu olaylar silsilesi dünyanın enerji sisteminde ne kadar az güvenlik marjı olduğunu gösteriyor ve bunun gelecek için önemli etkileri var.
Önümüzdeki birkaç on yıl içinde dünya, enerji üretme ve tüketme biçimlerini en temel seviyeden yeniden ele alma ihtiyacı duyacaktır. Şu ana kadar tedarik tarafı tüketim modellerimizden daha hızlı ayarlanabiliyor. Dünya hala karbonsuzlaştırma yolculuğunun ilk aşamalarındadır, bu da gelecekte daha fazla istikrarsızlık ve sıkışma potansiyeli yaratır.”
Silikonun fiyatı yüzde 300 arttı
Ünlü ekonomist Stephen Roach uyardı: Stagflasyon riski yaklaşıyor
Altının kilogramı 498 bin 600 liraya yükseldi