İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, AB'nin ithal ettiği her ürün için bir karbon emisyon sınır değeri koyacağını ve "çevre dostu" üretim yapılmaması halinde AB ülkelerine ihracatın yapılamayacağını ya da vergi ödeneceğini söyledi.
Türkiye'nin AB'ye yıllık ihracatının 70 milyar doları bulduğunu ifade eden Avdagiç, "karbon vergisi" adı verilen bu verginin ilk uygulamasının 1 Ocak 2023'te başlayacağını, 2026'dan itibaren ise tam olarak yürürlüğe gireceğini bildirdi.
Avdagiç, "AB, belirlediği sınır değerlerini aşan ürünler için ton başına bugün 60 euro civarında olan ve sürekli güncellenen bir gümrük vergisi uygulayacak. Türkiye olarak tam zamanında bu yeni düzene uygun bir sanayi tesis etmezsek iş dünyası olarak ton başına 60 eurodan yıllık 2 milyar euroyu aşkın bir karbon vergisi yükü ile karşılaşacağız. Başka bir deyişle, sanayicimiz, yeşil dönüşüm için harcamaktan kaçındığı her euroyu AB'ye vergi olarak verip 'Biz harcamıyoruz, buyurun siz harcayın' demiş olacak. Yeşil dönüşümü görmezden gelmenin bedeli ton başına 60 eurodan sadece bir yılda 2 milyar euroyu aşabilir." ifadelerini kullandı.
İş dünyasına "AB'ye karbon vergisi ödemek yerine yurt dışına gidecek bu finansmanı karbon salımını azaltacak yatırımlar için kullanma" çağrısında bulunan Avdagiç, "Bu para sadece ihracatçımızın değil, Türkiye'nin cebinden çıkan bir kayıp olacaktır." dedi.
"Yeşil dönüşüm bedeli cebimizden çıkacak"
Şekib Avdagiç, firmaların Yeşil Mutabakatı ciddi şekilde gündemine alması gerektiğini belirterek, şu değerlendirmelerde bulundu:
"İlk etapta ve mutlaka 90 bin ihracatçı firma başta olmak üzere ajandalarının ilk maddesine acilen Yeşil Mutabakatı eklemeli. Hükümet de bunu harekete geçirecek önlemleri ivedi uygulamaya koymalı. Şurası bir gerçek ki, iş dünyamızın bugün kaçındığı yeşil dönüşüm bedeli yarın ya sipariş kaybı ya da karbon vergisi olarak yine bizim cebimizden çıkacak. Sadece 90 bin ihracatçı firmamızın cebinden de değil, vergi ve istihdam kaybı olarak tüm ekonomimizin cebinden çıkacak bir kayıp... Biz istiyoruz ki bu tutarları AB'ye vergi olarak ödemek yerine yatırım yapalım, vergimizi, istihdamımızı, üretimimizi arttırıp bu fonu ülkemiz için kullanalım. Böylece hem ödeyeceğimiz 'sınırda karbon vergisi' düşer hem de AB firmalarının Türkiye'yi daha çok tercih etmesini sağlayıp rekabet avantajı elde edebiliriz."
Sürecin köklü yatırımlar gerektirdiğini belirten Avdagiç, "Yeşil yaşama geçişi 'yeşil badana' olarak görme hatasına düşülmemesi son derece önemli. Küçük revizyonlarla geçiştirilecek bir süreç değil. Çünkü AB'nin yeşil dönüşümü, bir badanadan çok daha fazlasını, önemli bir tadilatı içeriyor." ifadelerini kullandı.
"Yeşil dönüşüm uzmanları yetiştirmeliyiz"
İTO Başkanı Avdagiç, Yeşil Mutabakat taslağında bu verginin öncelikli olarak uygulanacağı ürünlerin çimento, demir-çelik, alüminyum, gübre ve elektrikle sınırlı olduğunu ancak zamanla bu ürün listesinin artırılmasının da mümkün göründüğünü kaydetti.
Avdagiç, "Bu ürün listesi ile bakıldığında yapılacak düzenlemeden dünyada en fazla etkilenecek 3 ülke Çin, Rusya ve Türkiye. İhracatın bir kuruşunun bile ciddi anlamda önemli olduğu bu süreçte ne gelir kaybına ne de pazar kaybına tahammülümüz yok. Uluslararası rekabet gücümüzü korumak için yeşil dönüşüm ve dijital dönüşümü tamamlamak zorundayız." diye konuştu.
Yeşil sanayinin sadece ticaretin sağlığı için değil, iklim değişikliği ile mücadele ve dünyanın sürdürülebilirliği açısından da olmazsa olmaz olduğunu vurgulayan Avdagiç, "Ayrıca yeşil dönüşüme hakim nitelikli iş gücü yetiştirmek adına da hızla adımlar atılması son derece önemli. Kendi yeşil dönüşüm uzmanlarımızı yetiştirmeliyiz." dedi.
İTO Başkanı Avdagiç'ten 'caydırıcı önlem' vurgusu
İtalya'da "Yeşil Geçiş" sertifikası zorunlu oldu
Avdagiç: Yatırım sezonu başlıyor