Yazdır
FINANSGUNDEM.COM - DIŞ HABERLER SERVİSİ
İtalya Başbakanı Mario Draghi tatilden döndüğünde yapacağı ilk iş dünyanın en eski bankası olan Monte dei Paschi di Siena’nın (MPS) sorunlarını çözmek olacak. Bankanın iflası Draghi’nin de itibarını zedeledi. Draghi İtalya Merkez Bankası Başkanı olarak görev yaptığı dönemde bankanın rakibi Antonveneta’yı yüksek bir fiyatla satın almasına onay vermişti. Analistler ise bu satın alımın bankanın çöküşünde katkısı bulunduğunu söylüyor.
Skandallar ve krizlerle geçen on üç yılın ardından devlet yardımlarıyla MPS ayakta tutuldu. Ancak ülkenin en büyük dördüncü kredi kurumu, en büyük bankacılık sorunu haline geldi. Bankanın çöküşünün İtalya’nın finansal istikrarını da risk altında bıraktığı söyleniyor. Bankanın satışı ise ülkenin bankacılık sektörünün yeniden şekillenmesi anlamına gelecek. Sektör geçtiğimiz beş yılda batık krediler nedeniyle 250 milyar euro kaybetti.
Kredi kurumları şimdi korona virüs krizi nedeniyle yeni bir iflas dalgasına hazırlanıyor. Hükümet bu yıl bankanın UniCredit’le birleşmesinin çözüm yaratabileceğini düşündü. Ancak Draghi’nin koalisyon hükümetindeki herkes UniCredit’le birleşmenin sonucunda gerçekleşebilecek iş kayıplarından endişe ediyor.
Merkez sol Demokratik Parti (PD) Ekonomi Başkanı Antonio Misiani Reuters’a yaptığı açıklamada, “MPS’nin kökenleri, çalışanları ve markası garanti altına alınmalı” dedi. MPS’nin durumu uzun zamandır siyasilerin gündeminde. Bunun nedeni MPS’nin ülkenin tarihinde oynadığı rol. Banka 1472 yılında ihtiyaç sahiplerine ucuz kredi sağlama hedefiyle kuruldu. O dönemden bu yana şehirde bulunan en büyük iş veren konumunda.
Devlet bankayı kurtardı
İtalya 2008 yılından bu yana üç derin resesyon atlattı. Bu süreçte banka krediler nedeniyle 31 milyar euro kaybetti. 2017 yılında devlet tarafından gerçekleştirilen kurtarma hamlesi ise vergi mükelleflerine 5,4 milyar euroya mal oldu. Hükümetin bankayla birleşmesini teklif ettiği UniCredit, İtalya’nın yoksul güney kesimlerinde MPS’nin şubelerinin olmasını istemiyor.
Bu nedenle bankanın yalnızca “küçük bölümlerini” satın almayı kabul etti. Aynı zamanda sermaye tamponlarının etkilenmemesi ve hisse başı gelirlerinin en az %10 oranında artması koşullarını getirdi. finansgundem.com'un derlediği bilgilere göre MPS’nin %64’üne sahip olan devlet, bankanın kötü yönetimi nedeniyle ortaya çıkan yasal risklerin sorumluluğunu alacak.
Aynı zamanda sorunlu krediler de UniCredit’in mesuliyeti altında olmayacak. 2007’de MPS’ye Antonveneta anlaşmasında danışmanlık hizmeti veren ve şu anda UniCredit’in CEO’su olarak görev yapan Andrea Orcel, devlet destekli istihdam kesintilerini önerdi. Bu şekilde işten çıkarmalar MPS’nin 21 bin kişilik kadrosunun üçte birini vurabilir.
Türkiye, AB'nin karbon düzenlemesine hazırlıklı olacak
Kaçan Merkez Bankası Başkanı Cumhurbaşkanı'nı suçladı
Küresel sermayenin Çin'e ilgisi artıyor