Yazdır
ABD Milli Gelirler Dairesi (Internal Revenue Service -IRS) verilerine göre yabancı bir ülke lehine vatandaşlığından feragat eden varlıklı Amerikalıların sayısı 2020'de rekor seviyeye ulaştı.
Axios'un haberinde IRS'in üç aylık periyotlarla, 2 milyon dolardan (yaklaşık 17 milyon TL) fazla varlığa sahip ve vatandaşlıktan ya da yeşil kartlarından vazgeçen kişilerin listelendiği bir rapor yayımladığı belirtildi. En son veriler, 2020'de 6 bin 707 kişinin bu adımlardan birini attığını gösteriyor.
Independent Türkçe'de yer alan habere göre ABD, dünyanın neresinde olursa olsun, kişileri vatandaşlıkları nedeniyle vergilendiriyor. Yasa gereği başka ülkelerde yaşayan daha zengin Amerikalıların yurtdışındaki bazı varlıklarının değerini bildirmesi zorunlu tutulduğu için, mevcut teşvikler onları daha masrafsız başka bir vatandaşlık aramaya sevk ediyor.
Yasa yürürlüğe girdiğinden bu yana başka ülkenin vatandaşlığına geçen yüksek net servete sahip Amerikalılar arasında, 2013'te İsviçre vatandaşlığını seçen Tina Turner da vardı.
Amerikalıların yabancı ülkelerdeki varlıklarını kapsayan Yabancı Hesaplar Vergi Uyum Yasası (Foreign Accounts Tax Compliance Act -FATCA) adlı özel kanun, varlıklarını yabancı hesaplarda saklayan Amerikalıların yasaya uyumsuz faaliyetlerini engellemek amacıyla 2010'da çıkarılmıştı. Yabancı finans kuruluşlarının bahse konu hesaplar hakkında rapor vermesini şart koşan yasa, bazı hesap sahiplerinin varlıklarını kendilerinin beyan etmesini de gerektiriyor.
FATCA'nın temelindeki amaç, bireysel vergi kaçakçılığına son vermek ve daha meşum finansal manipülasyon olaylarını tespit etmekti.
Ancak FATCA'nın, bariz hedeflerinin ötesine geçen kişiler söz konusu olduğunda külfetli bir şeye dönüştüğü ispatlanmıştı. The Connexion'un aktardığına göre kanun, ABD'de hiç yaşamamış, çalışmamış veya varlık yönetmemiş olmalarına rağmen Amerikan toprağında doğdukları için Amerikan vatandaşlığından yararlanan kişilere de uygulanıyor.
The Connexion'a göre sadece Fransa'da yaklaşık 40 bin kişi bundan olumsuz şekilde etkilendi. Öte yandan, ABD hükümetinden bu durumu bir şekilde hafifletecek bir destek almaya yönelik girişimler de sürüyor.
ABD'deki son birkaç seçimde, çok sayıda Amerikalının seçim sonuçlarına ve daha genel anlamda siyasi iklime tepki olarak ülkeyi terk edip Kanada'ya gitmeyi düşündüğü görülmüştü. Amerikan seçmenlerinin üzerindeki etkisi şimdiye kadar göz ardı edilebilir boyutta kalsa bile, Donald Trump'ın 2017'de göreve başlamasının ardından Kanada'da daimi ikamet için yapılan Amerikan başvurularında gözle görülür bir artış yaşanmıştı.
