5 Temmuz tarihinde 4 bin 678 olan yeni vaka sayısı dokuz günlük bayram tatilinin de etkisiyle aradan geçen 25 günde dört kattan fazla artarak 22 bin 83’e yükseldi. 43’e kadar düşen korona ölüm sayısı da 30 Temmuz’da 69 olarak kayıtlara geçti.
Vaka sayılarında en yüksek artış gösteren üç il Muğla, Çanakkale ve Kırklareli olurken Şanlıurfa, Mardin ve Bitlis ise en az vaka artışı görülen üç il.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, “Sayılarının artış hızını henüz kontrol altına tutabilmiş değiliz. Bunun yolu tedbir ve aşıdır. Vakit kaybetmeden, gece gündüz demeden, hafta sonu demeden aşınızı olun, tedbirlere uyun” dedi.
Erdoğan: “İlk kabine toplantısında durumu tekrar gözden geçireceğiz”
Vaka sayısının son 25 günde yüzde 400’den fazla artış göstermesi yeniden önlemlerde bir sıkılaşma gündeme getirebilir.
Zira dün Cuma namazı sonrası gazetecilerin sorularını yanıtlayan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bayramın da etkisiyle vaka sayılarının olumsuz seyrettiğini ifade etti.
Erdoğan, “İlk kabine toplantısında durumu tekrar gözden geçireceğiz. Bu şekilde devam mı? Çünkü açık söylüyorum bayramdaki halkımızın yaşam tarzı tersine çevirdi. Bunu nereden biliyoruz? Önümüze gelen rakamlardan görüyoruz. Bu rakamlarda tabii durum maalesef aleyhe döndü. Bunu tekrar bizim lehe döndürmemiz lazım. Eğer olumlu istikamette bir gelişme olursa vatandaşımızı sıkıntıya sokmakla ilgili bir derdimiz yok. Tam aksine normal hayata nasıl döneriz bunun gayreti içerisindeyiz. Onun için de bütün tedbirlerimizi alıyoruz ve normalleşmeyi hızlandırmanın gayreti içerisinde olacağız” dedi.
İlk doz aşı olanların oranı yüzde 65,79’a yükseldi
Salgınla mücadelede en etkili yöntem olarak gösterilen aşılama ise aşı karşıtlarının sosyal medyada örgütlemeye çalıştığı kampanyalara rağmen devam ediyor.
Cuma günü 1 milyon 405 bin doz aşılama yapılırken bir doz aşı olanların oranı yüzde 65,79’a, iki doz aşılama oranı ise yüzde 43,29’a yükseldi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan da “Toplam yaklaşık 72 milyon doz aşı yapmış vaziyetteyiz. Dünyada aşı yapacak ellerinde imkan olmayan ülkeler varken, Türkiye olarak hamdolsun biz, böyle bir sıkıntıyı yaşamadık. Bu noktada rahatız. Gerek Çin'den aldığımız aşı gerek BioNTech bütün bunlarla beraber şu anda en sağlıklı şekilde bu mücadeleyi nasıl sürdürürüz, bunu devam ettiriyoruz” sözleriyle aşılama hızını övse de Türk Tabipleri Birliği aşılama hızının arttırılmasını talep ediyor.
Fincancı: “İktidar aşılama konusunda da başından beri belirsizliği derinleştiren yaklaşımı ile aşı karşıtlarının işini kolaylaştırmıştır”
Bugün KESK Eş Genel Başkanı Mehmet Bozgeyik, DİSK Ankara Bölge Temsilcisi Tayfun Görgün ve TMMOB Yönetim Kurulu II. Başkanı Selçuk Uluata ile birlikte toplantı düzenleyen Türk Tabipleri Birliği Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı hükümetin aylarca siyasi saiklerle hareket etmesinin aşı karşıtlığını beslediğini dile getirdi.
Fincancı, “Her alevlenmede yükümlülüğünü yerine getirmeyen, bilimsel bilgi değil politik tercihleriyle hareket eden iktidarın her COVID-19 hastasında ve bu hastalığa bağlı ölümlerde sorumluluğu vardır. İktidar aşılama konusunda da başından beri belirsizliği derinleştiren yaklaşımı ile toplumda aşı tereddüdüne yol açmış, aşı karşıtlarının işini kolaylaştırmıştır. Sorumlu politikalarla bilgi edinme hakkımızı önceleyen bir yaklaşım yerine aşıların ne zaman geleceği, miktarı ve bilimsel değerlendirme süreçlerinin toplumla paylaşılmamasının bedeli ne yazık ki ağır oldu ve biz bu bedeli ödemeye hala devam ediyoruz” dedi.
“Çok daha bulaştırıcı olduğu bilinen ‘delta’ türü ise hâkim tür olma yolunda hızla ilerliyor”
Delta varyantının çok daha tehlikeli olduğunu vurgulayan meslek örgütleri, maske, mesafe, hijyen, havalandırma, kapalı ortam ve kalabalıklardan uzak durma gibi önlemlere devam edilmesini talep etti:
“Çok daha bulaştırıcı olduğu bilinen ‘delta’ türü ise hâkim tür olma yolunda hızla ilerliyor. Salgınla mücadele etme yerine durumu idare etme politikaları bu topraklarda 150 binden fazla insanımızın fazladan ölümüne, milyonlarca insanın hastalanmasına neden oldu. Üzülerek söylemeliyiz ki tüm bunların yanında kronik hastalıkların bedeli sonradan anlaşılacaktır.” (amerikaninsesi.com / Hilmi Hacaloğlu)