Dünyanın yeni tip korona virüsle (Kovid-19) mücadelesi son dönemde yeni bir boyut kazandı. Delta varyantının da etkisiyle ABD ve Avrupa ülkeleri salgında zor günler geçiriyor. Türkiye de vakalar artışta.
Aşılama tüm hızıyla devam ederken, salgında toplumsal bağışıklık büyük önem taşıyor. Bunun çözümü de nüfusun yaklaşık yüzde 75'inin aşılanması. Çok sayıda ülke, aşı karşıtları nedeniyle aşılama sürecinde sorun yaşıyor.
Aşı olmayanlar nedeniyle toplumsal bağışıklık hızlı bir şekilde sağlanamazsa ülkelerde kısıtlamalar yeniden gündeme gelecek.
ABD, İtalya, Fransa, Yunanistan, Özbekistan, Tacikistan gibi ülkeler ise aşıyı zorunlu hale getirme planı yapıyor. Aşı olmayan kişilere kısıtlamalar uygulanıyor.
Fransa
Fransa, 4. dalganın önüne geçmek için alınan tedbirleri açıkladı. Belli mesleklerde çalışanlara aşı zorunluluğu getirildi, kısıtlamalar uygulandı.
Toplu ulaşım, kapalı mekan ve etkinliklerde aşı kartı zorunlu. Sağlık kartı, kapalı mekanların açık kısımlarında da mecburi oldu.
Hastane ve bakımevi çalışanları ile itfaiyecilere aşı zorunlu hale getirildi.
İş yerleri, aşı olmayanlara maaş ödemeyebilecek.
Hastalığa yakalananlara karantina zorunlu hale getirildi.
Yunanistan
Yunanistan da aşılanmayanlarla ilgili yeni kararlar aldı. Ülkede restoran, kafe ve barların kapalı alanlarına aşısız kişiler alınmayacak. Aşı olmayanlar kapalı mekanlardaki etkinliklere katılamayacak.
Tedbirlere uymayana 200 bin euro'ya kadar ceza verilebilecek.
Aşı olmayan çalışanın açığa alınması öngörülüyor.
12-15 yaşındakilere aşı uygulaması ise ağustosta başlıyor.
İtalya
Ülke genelinde "Yeşil Geçiş" belgesini devreye sokma kararı alındı. Aşı olanlara 6 ay geçerli “Yeşil Geçiş” belgesi verilecek. Aşılanmayanlar ve salgın kurallarına uymayanlar bu belgeyi alamayacak.
Belgesi olmayanlar restoran ve kafelerin iç mekanlarına alınmayacak. Tiyatro, sinema, müze ve spor etkinliklerinde “Yeşil Geçiş” belgesi zorunlu olacak.
İtalya'nın kararı doğrultusunda sağlık çalışanlarının aşı olması ise zorunlu hale getirildi.
ABD
ABD'den son dönemde vaka sayıları hızla artıyor. Uzmanlar bu şekilde gitmesi halinde vaka sayılarının 10 kat artabileceğini söylüyor. Bu artışın en buyük sebeplerinden birisi de aşı olmayan kişiler olarak dikkati çekiyor. Ülkenin bazı eyaletlerinde aşı zorunluluğu getirildi.
Kamu çalışanlarına aşı olma zorunluluğunun gündemde olduğu ABD'de iç mekanlarda, okullarda maske takılması isteniyor.
San Francisco'da barlara aşı kartı/test sonucu olmadan girilemeyecek. Aşı olanlara da maske takması tavsiye ediliyor. Los Angeles şehrinde, tüm çalışanların aşı yaptırması zorunlu hale geldi. New York’ta belediye çalışanlarına aşı olmaları ya da test zorunluluğu getirildi.
Özbekistan ve Tacikistan
Özbekistan ve Tacikistan da aşı zorunluluğu getiren ülkelerden.
Özbekistan'da aşı uygulaması devlet kurumları ve hizmet sektörü çalışanları için zorunlu oldu. Tacikistan'da ise 18 yaş üstü vatandaşlar için aşı zorunlu hale getirildi.
Türkiye'de aşı zorunlu hale getirilir mi?
Akıllara gelen soru ise Türkiye'de böyle bir uygulamaya gidilir mi? Türkiye'de son dönemde azalan aşılama süreciyle birlikte "aşı zorunluluğu" konusu sıkça konuşulmaya başladı.
Sağlık Bakanlığı Korona virüs Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Alper Şener, TRT Haber yayınında konuyla ilgili açıklama yaptı. Aşı yaptıran kişilerin bireysel haklarının olduğunu vurgulayan Şener, bazı ülkelerde aşı olmayanlara kısıtlamalar uygulandığını hatırlattı. Bu durumun Türkiye'de de yakında gündeme gelebileceğini söyledi:
Toplumda 10 kişiden 1'i aşı olmamak için elinden geleni yapacak. Bunu engellemek için, tıpkı aşısızların hakkı olduğu gibi aşı olanların da bireysel sağlıklarını koruma söz konusu. Aşısız olanlar aşılılara göre virüsü bin kat daha fazla yayıyor. Dünyanın genelinde aşısız olan kişilere kısıtlamalar gündemde, Türkiye'de artık bu konunun gündeme gelmesi gerekiyor.
"Aşılı kişi Kovid-19'a yakalansa bile ağır geçirme olasılığı yüzde 1'in altında"
Çift doz aşısını olmuş, herhangi bir sağlık sorunu, kronik rahatsızlığı olmayan bireylerin hastalığı ağır geçirme olasılığının yüzde 1'in altında olduğunu ifade eden Şener, aşının önemini bir kez daha şu sözlerle vurguladı:
Aşı bireysel korunmak için önemli. Vücudunuzdaki antikorlar virüsün boğazınıza yapışmasını önlüyor ve akciğere inmesini engelliyor. İstatistiklere baktığımızda çift doz aşısını yaptırmış kişilerin yoğun bakıma girme olasılığı çok çok düştü, çok nadir görüyoruz. Kanser, ileri yaş gibi gruplarda görülebiliyor. Aşı olan birey Kovid-19'dan enfekte bile olsa ağır hastalık geçirme olasılığı yüzde 1'in altında. Aşılı birey sayısını olabildiğince artırmak gerekiyor.
Aşılama oranındaki düşüş yeni önlemler getirir mi?
Prof. Dr. Alper Şener, yatan hastaların neredeyse tamamının tek doz aşı olmuş ya da hiç aşı olmamış kişilerden oluştuğunun altını çizerek, sözlerine şöyle devam etti:
Hastaneye yatan hastaların neredeyse tamamı tek doz aşı olmuş, hiç olmamış, 3. doz zamanı gelmesine rağmen olmamış kişilerden oluşuyor. Bu istatistik bile her şeyi gösteriyor. İkinci doz aşının süresini geçirenlerin bağışıklıkları düşebiliyor, zamanı geçirmemek lazım. Yeniden çift doz aşı olmak gerekir. Bir nevi aşıyı boşa götürmüş olursunuz bu şekilde. Aynı durum 3. doz aşı için de geçerli.
"Sosyal medyada dolaşan yanlış bilgilere itibar etmeyin"
Bilimsel verilerin, uygulanan Kovid-19 aşılarının güvenli olduğunu kanıtladığını belirten Şener, sosyal medyada dolaşan kirli bilgilere itibar edilmemesi konusunda da uyardı:
Yanlış bilgi ne yazık ki çok hızlı yayılıyor. Meslek odaları ve sivil toplum kuruluşlarına büyük görevler düşüyor. Bu tip konularda bir nevi yaptırımlar düşünülebilir. Benim gibi hekim arkadaşlar kasıtlı veya bilmeyerek yanlış bilgi veriyor. Bunlar sosyal medyada suya düşen damla gibi hızlıca yayılıyor. Bilgilerin doğru kişilerden aktarılmasına özen göstermemiz lazım. Yanlış anlaşmaya sebep olabilecek konuları düzeltmemiz lazım. Toplumun önündeki bireyler olarak ekstra sorumluluk üstleniyoruz.
"İkna yönteminde başarılı olmazsak, zorunluluk düşünebilir"
Sağlık Bakanlığı Korona virüs Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Nurettin Yiyit ise aşılamada şu an Türkiye’nin ikna yolunu denediğini söylüyor. Teşvik ve ikna yolundan sonuç alınamazsa aşı zorunluluğu konusunun gündeme gelebileceğini ifade eden Yiyit, sözlerini şöyle sürdürdü:
Biz aşılamaya biraz dünyanın gerisinde başladık. Bizden önceki ülkelerin tecrübelerini görmüş oluyoruz. Varyantlar da bizim ülkemize geç ulaşıyor. Birçok ülke aşı teşviki için kolları sıvadı. Aşı zorunluluğu da geliyor. ABD'de bazı eyaletlerde, Avrupa'da çalışanlara aşı zorunluluğu gibi örnekler görüyoruz. Konser ve toplu alanlarda aşı zorunluluğu getiriliyor. Bizim ülkemizin durumuna bakarsak ilk dozunu olmuş 40 milyonun üzerinde insan var. Bugünden sayıp 3 hafta sonra baktığımızda 40 milyon kişi tam aşılanmış olacak. Türkiye'nin yarısı aşılanmış olacak, bu kötü bir rakam değil. İngiltere bizden çok önce başlamasına rağmen ülkenin yarısını aşıladı. Biz ne istiyoruz? 18 yaş üstü nüfusun yüzde 70'ini aşılamak.
Yiyit, il bazında aşılanma rakamlarına bakıldığını, bölgesel olarak rakamların izlendiğini tekrarladı. Bazı üniversitelerin ve kurumların aşı zorunluluğu konusunda kendi kararlarını aldığını aktaran Yiyit, şöyle konuştu:
Devlet olarak böyle bir zorunluluk için bir adımımız daha var. Biz yerinde ve ikna yolunu seçtik. Bilim, sanat ve spor camiasından insanları arkamıza alarak aşı teşvikini deniyoruz.
Bayram dönüşü aşılama sayıları sevindirici
Bayram döneminde Türkiye’de aşılanma sayısı bir hayli azaldı. Bu durumun korkuya sebep olduğunu söyleyen Yiyit, bayram sonrası aşılamada yeniden bir hareketlilik oluştuğunu açıkladı.
Aşıya vatandaşların güvenmesi gerektiğini ifade eden Yiyit, “Bayram bittikten sonra günlük hızlı bir aşılama yeniden başladı. Bayram dönemi hepimizi tedirgin etti. Aşılarını ertelediklerini anladık. Biz çocukluktan beri aşı oluyoruz, alışkınız. Sadece bu aşıda yeni olduğu için tereddütleri olan büyük bir grup var. O grubun soru işaretini sildikçe aşıya olan yaklaşım değişecektir. Tereddütleri silebilirsek istediğimiz rakamlara ulaşabiliriz” dedi.