Yazdır
FINANSGUNDEM.COM – DIŞ HABERLER SERVİSİ
UBS analistlerine göre, ABD'de servet eşitsizliği korona virüs salgınının başlangıcından bu yana rekor seviyeye ulaştı. Analistlere göre her ne kadar düşük gelirli ABD’lilerin istihdamını artırmak için çabalasa da bu tablonun kısmi sorumluları arasında ABD Merkez Bankası (FED) da bulunuyor.
FED, 2020'de ABD ekonomisini korona virüs kilitlenmelerinin yıkıcı etkisini hafifletmeye yardımcı olmak için hızlı bir şekilde tepki vermişti. Ancak FED’in sağladığı teşvikler aynı zamanda zengin kesimin varlıklarının da hızlı bir şekilde değerlenmesine neden oldu.
Financial Times’ın haberine göre, FED’in paylaştığı verilere dayanan UBS hesaplamaları, bireylerin net varlıklarının yükümlülüklerine göre ölçen bir oran kullanıyor ve hesaplamalar sonucu ortaya çıkan oranlar yükselen borsalarla birlikte en çok kazananların varlıklarının önemli ölçüde tırmandığını gösteriyor.
UBS hesaplamaları varlıkları ABD nüfusunun ilk yüzde 1’inde olan bireylerin net servetlerinin yükümlülüklerinin yaklaşık 26 katına ulaştığını gösteriyor. En alttaki yüzde yirmilik kısmın servetleri ise yükümlülüklerinin sadece 5 katı. Bu devasa aralık en zengin ile en fakir arasındaki farkın rekor seviyeye ulaştığını gösteriyor.
UBS’in Kredi Analisti Matt Mish konuyla ilgili açıklamasında, “Kovid sonrası eşitsizlikte kendini belli eden artış gerçekleşti. En fazla kazananların servetlerini artırıyoruz. FED eşitsizliği gidermeye çalışıyor, ancak bazı önlemlerle bu durumu daha da kötüleştiriyor gibi görünüyor” dedi.
FED Başkanı Jay Powell, yüksek ve düşük ücretli işçiler arasındaki istihdamdaki eşitsiz toparlanmaya defalarca dikkat çekti. Powell ekonomik toparlanmanın gelir skalasının alt kısmındakileri geride bırakmamasını sağlama taahhüdünü de vurgulamıştı.
Finansgundem.com'un derlediği bilgilere göre, Powell en son katıldığı bir konferansta Şubat 2020’de çalışır durumda olan yüksek gelirli kesimin bir yıl sonrasında sadece %6’sının işsiz kaldığını belirtti. FED Başkanı en düşük gelirli kesimde ise aynı dönemde %20’ye yakın işsizlik görüldüğüne dikkat çekti.
FED'in de kabul ettiği gibi, bu çözülmesi zor bir konu. Bu ayın başlarında ABD Temsilciler Meclisi Finansal Hizmetler Komitesi’ne konuşan Powell, servet eşitsizliğinin istihdam genişlemesi süresince arttığını, ev ve hisse senedi gibi varlıklara sahip olan insanların bu varlıkların değeri arttıkça fayda sağladığını söyledi.
Powell konuşmasında "Gelir yelpazesinin en alt ucundaki insanları işe geri döndürmemek pahasına faiz oranları yükselterek toplumdaki dengelenmeyi engellemeye çalışmamız gerektiğini ciddi bir şekilde savunan var mı? Hayır. Tabii ki bunu yapamazdık" dedi.
Mali teşviklerin yanı sıra, FED politikalarının en düşük gelirli Amerikalıların net servetlerini yükselmesine yardımcı olduğu görülüyor. Ancak UBS araştırmasına göre orta gelirli çalışanlar artık tarihin en gergin net değer-yükümlülük oranlarını omuzlamakta.
UBS’ten Matt Mish daha yüksek enflasyonun orta gelirlilerin mali konumlarını toparlama ve iyileştirebilme yeteneklerini aşındırdığını savunuyor.
Mish açıklamasında, “Powell esasen düşük gelirli hanelerin iş bulabilmesi için ekonominin sıcak tutulması gerektiğini savunuyor. Asıl sorun bu ticaret süresince en çok kazananlar daha da zenginleşirken tasarruf ve net gelir sağlayamayan orta gelirli haneleri geride bırakmaya değip değmeyeceğidir” ifadelerine yer verdi.
UBS CEO’su kripto yatırımlarına ‘hayır’ dedi
'Mali teşviklere hala ihtiyaç var'
Bankacılığın geleceğini etkileyen 6 küresel trend