VOLKAN KARSAN – FINANSGUNDEM.COM / KAZANDIRAN SOHBETLER
Şu anda bu röportajı okurken bile belki bir cisco ürünü ile temas halinde olabilirsiniz. Kazandıran Sohbetler'in bu haftaki konuğu dünyada internet kullanan herkesin bilerek veya bilmeyerek dolaylı müşterisi olduğu, dünya devi Cisco şirketinin Türkiye Genel Müdürü Didem Duru...
"İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ'NDE HİZMETE GİREN ‘İNOVASYON MERKEZİ’MİZ BİZİM İÇİN ÇOK KIYMETLİ"
- Sayın Duru, konunun meraklılarının yakından bildiği ama yine de hatırlatmakta fayda olan şirketinizin ilginç ve özel kuruluş öyküsünü dinleyelim, biraz da bugüne kadar ki gelişmeleri ana hatlarıyla öğrenelim...
- Bilerek ya da bilmeyerek insanların hayatlarına dokunduğumuz doğrudur. Cisco'nun gerçekten ilginç bir hikayesi var, ben de çok seviyorum bu hikayeyi. 1984 yılında Stanford Üniversitesi'nde farklı binalarda çalışan karı-koca Len Bosack ve Sandy Lerner, farklı 'network'lerde çalışan iki bilgisayar üzerinden birbirleriyle iletişim kurmayı deniyorlar. Ancak iki bina arasında kablolar, köprüler kurmalarına rağmen iletişim bir türlü gerçekleşemiyor. Bunun ardından bu iletişimi gerçekleştirmek için protokolleri çözen, sistem ve altyapı sağlayan bir çözüm ortaya çıkartıyorlar. Bu da 'router'ların doğuşu anlamına geliyor. 1989 yılında Cisco'nun 11 çalışanı, sadece 3 ürünü -router ve network ile ilgili- var ve 27 milyon dolarlık bir şirket. (Röportajcının notu: 2020'de geliri 49,3 milyar USD ve çalışan sayısı 71 bin 825 kişi)
1990'larda internet kullanımının çok yaygınlaşmasıyla, Cisco, ilk patentini router (yönlendirici) cihazları için alıyor. Takip eden yıllarda, çok sayıda ürün ve çözüm için patent alarak şirketi hızla büyütmeye devam ediyor. Dünya çapında network çözümleriyle daha çok ortaya çıkan ve tanınan şirketimiz, günümüzde de uçtan uca güvenlikte ve kolaborasyon cihazlarımız -görüntülü sistemler WebEx-, veri merkezi içindeki sunucular ve uçtan uca yönetim ve izleme yazılımları gibi yelpazemiz çok genişledi. Hyper converge gibi yeni yapılar, network alanında da yeni çözüm ve hizmetler gelişti. Müşterilere ve firmalara uçtan uca çözüm sağlayan bir kuruluş haline geldi.
- Şirketinizin Türkiye'deki çalışmaları, hangi konulara yoğunlaşmış durumda ve hedefleri nelerdir?
- Cisco, ülkemizde 1997 yılında kuruldu. İlk olarak İstanbul'da, ertesi yıl Ankara'da ofislerimiz açıldı. 2018'de İstanbul Teknik Üniversitesi'nde İnovasyon Merkezimiz hizmete girdi. Burası bizim için çok kıymetli çünkü burada ülkemizin yeni girişimcileri StartUp'larla çalışıyoruz. Birlikte çözümler üretiyoruz.
Fortune 500 listesindeki şirketlerin yüzde 95'inden fazlasında Cisco çözümleri var. Dolayısıyla biz kurumlara yönelik çözümler üretiyoruz. Odaklandığımız yer de burası. Webex mesela. Dünya üzerinde ayda 6 milyar dakikadan fazla görüşme gerçekleştiriliyor Webex'le.
"TÜRKİYE'DE DOĞAN BİR ŞİRKETİN YURT DIŞINA AÇILMASINA VESİLE OLABİLİYORUZ"
- Son söyleşilerimizde çok karşılaştığımız bir kavram StartUp'lar. Bize biraz bunları sizin bakış açınızla anlatır mısınız?
- Türkiye'ye yatırım yapan lokal şirketleri desteklemek bizim için çok önemli. İnovasyon Merkezi ile birlikte biz onlara alt yapı sağlıyoruz. Ülkemiz için çözümler geliştiriyorlar. Smart City'ler için, turizm alanlarında, farklı sektörlerde çözümler geliştiriyorlar. Demo ortamlarını, proof of concept (kavram ispatı) ortamlarını sağlıyoruz. Çözümlerini Cisco altyapı ortamlarında geliştirmelerine destek veriyoruz. Bu StartUp'lar, birlikte çalışarak geliştirdikleri çözümleri Türkiye'de satılmasına çalışıyor. Bazılarını bizim uluslararası fiyat listemize alıyoruz. Bununla birlikte yurt dışındaki iş ortaklarımız aracılığıyla yurt dışındaki müşterilerimize de satılmalarını sağlıyoruz. Bu çok kıymetli, Türkiye'de doğan bir şirketin yurt dışına açılmasına da vesile olabiliyoruz.
"FORTUNE 500 LİSTESİNDEKİ ŞİRKETLERİN YÜZDE 95'İNDEN FAZLASINDA CİSCO ÇÖZÜMLERİ VAR"
- Günümüzde kullanılan facetime, whatsapp gibi uygulamalardan yola çıkarsak, sizi bunlarla andığımızda nasıl konumlandırabiliriz?
- Fortune 500 listesindeki şirketlerin yüzde 95'inden fazlasında Cisco çözümleri var. Dolayısıyla biz kurumlara yönelik çözümler üretiyoruz. Odaklandığımız yer de burası. Webex mesela... Dünya üzerinde ayda 6 milyar dakikadan fazla görüşme gerçekleştiriliyor Webex'le. Pandemi döneminde bu sayılar çok daha fazla arttı. Bunlar Cisco'nun kurumsal alanda gücünü ve etkinliğini de ortaya koyuyor. Pandemi döneminde de dijitalleşme, kurumların ve kişilerinin çalışmalarını sürdürebilmesi için hayati bir rol oynadı. Aslında şöyle düşünmek lazım, kurumlar toplantı için kullanıyor, ben bütün gün Webex'in karşısında toplantı yapıyorum. Diğer yandan geçtiğimiz dönemde bayramlarda, yüz yüze görüşülemediği dönemlerde ailece de çok kullandık Webex'i. Yaşça bizden çok büyük olanlar bile webex kullanmayı öğrendiler, telefonlarına yüklediler. Bunun yanı sıra, çok önemli olan ve bunlarla beraber gelen güvenlik konusu var. Webex'i, güvenliği de içine alarak çok daha güvenilir bir hale sokmaya çalışıyoruz...
"PANDEMİDE BİRÇOK ŞİRKET EVDEN ÇALIŞMAYA GEÇİNCE BULUT KULLANIMI DA HIZLA ARTTI"
- Güvenliğe sonra tekrar geleceğiz... Önce merak ediyorum, 'bulut' konusu geleceğimiz açısından neler ifade ediyor?
- Bulut, gün geçtikçe çok daha önemli hale geliyor. Pandemide daha da ön plana çıktı, daha da konuşulur oldu. Birçok şirket, artık evlerden çalışma dönemine geçti. Bulut kullanımı da hızla arttı. Bunu gözlemliyoruz. Bulut uygulamalarında kimlik doğrulama işlemleri, pandeminin ilk birkaç ayında yüzde 40 artış göstermiş durumda... Büyük ölçekli olsun, küçük ölçekli olsun birçok şirketten bulut ya da hibrit dediğimiz yapıya geçmek için çok sayıda talep geldi. Bulut, şirketler için hem güvenli bağlantı hem depolama alanlarının hızla sağlanması konusunda esnekliğe imkan veriyor. Kendi ortamınıza, veri merkezinize yatırım yapacağınıza tekrar tekrar sunucuları ya da depolama araçlarını alacağınıza bunu bir bulutun içinden hem esnek hem de düşük maliyetle gerçekleştirebiliyorsunuz. Tekrar söylemem gerekiyor, güvenlik de her zamanki gibi çok önemli. Dolayısıyla ölçeklenebilirlik, çeviklik, güvenlik, bütün bu özellikleriyle ve de toplam maliyete olan etkileri nedeniyle şirketler buluta yöneliyorlar. Bu durumda, şirketlerin operasyonlarını daha kolay yönetmesi, operasyonel kaynaklarını daha verimli kullanması ve de zamanı da daha iyi yönetmesi gibi avantajlar sağlıyor.
"TÜRKİYE DİJİTAL TEKNOLOJİDE GERÇEKTEN ÇOK İLERİDE, ÇOK İYİ BİR DURUMDA"
- Türkiye'de internet alt yapısında neler eksik, nasıl daha hızlı ve daha ucuz bir internet kullanımı sağlanabilir?
- Ülkemiz dijital teknolojilere çok hızlı bir geçiş sağladı, çok da iyi performans gösteriyor. Bankacılığa ve bazı dijital teknoloji kullanan sektörlere baktığımızda gerçekten çok ileride, çok iyi bir durumdayız... İnternetin güvenliği ve hızı konusunda da bakanlıklar, servis sağlayıcılar oldukça ciddi çalışmalar yapıyorlar. Bizler de teknoloji şirketleri olarak, onlara alt yapısal destek sağlıyoruz. Bir taraftan, fiber alt yapı yatırımlarının yenilenmesi, özellikle günümüzün ve geleceğin teknolojilerine baktığımız zaman bir gereklilik olarak duruyor. Şimdi 5G'den bahsediyoruz, önümüzdeki dönemde bu hayatımızın içine daha fazla girecek. Bununla birlikte performans ve hız çok ön plana çıkacak. Bu nedenle de fiber alt yapı yatırımlarının güncellenmesi, 5G'yi destekleyecek hale getirilmesinin gerekliliği var.
BİZİM TALOS DİYE BİR İSTİHBARAT SİSTEMİMİZ VAR
- Bankacılık başta olmak üzere dijitalleşme bu kadar artarken, siber güvenlik yakın geleceğin en önemli konularından biri durumuna gelecek. Siz bunun neresinde olacaksınız, çözümleriniz neler olacak?
- Güvenlik bizim en önemli önceliklerimizden biri. Bu işin olmazsa da olmazı durumunda. Bu kadar farklı ortamdan, uzaktan çalışan, nereden çalıştığı belli olmayan çalışanlarınızın olduğu bir ortamda, veriyi korumak, bilgiyi korumak gerçekten çok kritik. Aslında veri korumada önemli olan, şirketlerin etkin bir veri güvenliği ve gizliliği yaklaşımına sahip olmaları. Ayrıca, kişisel verilerin bulunduğu her yerde güvenliğin uçtan uca hangi kurallarla korunduğunun ortaya konulması da çok önemli. Dolayısıyla biz hep uçtan uca güvenlik sağlanmasından söz ediyoruz. Çünkü bir noktayı koruyacak güvenlik ürünü satın almak, bir şirket için uygun değil. Sadece bir noktayı korumak bütün şirketi korumayacaktır. Bir takım teknolojik ürünleri satın almanın yanı sıra, diğer taraftan da süreçlerle, insanların eğitimi ve teknoloji arasında doğru dengeyi kurabilmek gerekiyor. Biz de aslında kendi stratejimizi, uçtan uca bu dengeyi kuran, her noktada güvenlik sağlayan bir 'framework' (yazılım iskeleti) sağlamak üzerine kurguluyoruz. Uçtan uca da derken ister şirket ağı içinden, ister dışından bağlanılsın, kullanıcılar VPN ile bağlı olsun ya da olmasın, kullanılan sistemler bulutta ya da veri merkezinde olsun, her noktada birbiriyle entegre çalışan, kötü niyetli bir durum oluştuğunda birbirine aksiyon aldırabilen bir yapıdan bahsediyoruz. Aslında son kullanıcı üzerinde görülen kötü niyetli bir durumu, her noktada engelleyebilme özelliğine sahip olmak da diyebiliriz. Bunu son kullanıcı, genel network, bulut güvenlik sistemlerinin entegrasyonunun yanı sıra, TALOS gibi -bizim TALOS diye bir istihbarat sistemimiz var- istihbarat sistemleri aracılığıyla gerekli aksiyonun alınmasını sağlıyoruz. Bu da bir noktada gördüğünüz zararlıyı, tüm noktalara haber vererek işlevini gerçekleştiriyor. Son dönemde internette online sipariş platformlarında verilerin çalındığına ilişkin çok fazla haber duyuyoruz. Bunların detayına bakınca da aslında çoğunlukla zafiyet nedeniyle oluşan bir açığın, sistemlerin birbirinden tamamen ayrık çalışması, entegre olmaması, sunucuya doğrudan yapılan bir saldırının, aynı sunucu segmentinde diğerlerine çok kolay yayılabilme durumunda olduğunu görüyoruz. Dolayısıyla her noktada güvenlik uygulamak bu nedenle de çok çok önemli hale geliyor.
Şirketlere dışarıdan bağlanmanın arttığı günümüzde, verileri korumak daha da zorlaşıyor. Bu nedenle sistemlerin üzerinde her noktada güvenliği sağlamak çok önemli. Burada kullanıcıya da bir görev düşüyor, ulaştığınız siteler ve bunların güvenliğini kontrol etmek. Ama, asıl görev şirketin oluyor.
"VERİNİN, KİŞİSEL BİLGİLERİN BÜTÜNLÜĞÜNÜN KORUNMASINI ŞİRKETİN SAĞLAMASI LAZIM"
- Pandemi sonrası artan bankacılık işlemleri ve internet alışverişi nedeniyle de kullanıcı açısından da güvenlik ve tabii bunu sağlayıcı olarak da siz daha önemli bir hale geliyorsunuz, değil mi?
- İnternetten satış yapan şirketler altyapılarını kurgularken, güvenlik artık olmazsa olmazları haline geliyor. Biz de önemli bir hale geliyoruz çünkü biz altyapıyı sağlayabilen bir kuruluşuz. Bir de her kullanıcının ulaştığı sistemlerde, güvenlik özellikleri nedir, gerçekten korunuyor mu, buna da bakmasında fayda var. Şirketlere dışarıdan bağlanmanın arttığı günümüzde, verileri korumak daha da zorlaşıyor. Bu nedenle sistemlerin üzerinde her noktada güvenliği sağlamak çok önemli. Burada kullanıcıya da bir görev düşüyor, ulaştığınız siteler ve bunların güvenliğini kontrol etmek. Ama, asıl görev şirketin oluyor. Burada verinin, kişisel bilgilerin bütünlüğünün korunmasını şirketin sağlaması lazım. Bu durumda da güvenlik çok hassas bir konu haline geliyor.
- Dünyada hizmet verdiğiniz alanlarda en tercih edilen kuruluş Cisco sanırım. Bu konuda neler söylemek istersiniz?
- Network ve uçtan uca güvenlik alanında ilk sırada yer aldığımız doğru. Network tarafında pazar paylarımız çok yüksek, yüzde 65-70'lerde. Bu biraz da bölgesel olarak değişebiliyor. Kolaborasyon ürünlerinde, güvenlik ürünlerinde farklı olabiliyor. Ama biz hepsinde en üstte olma gayreti içindeyiz. Daha iyi teknolojiler üreterek rakiplerimizi de geri de bırakma peşindeyiz.
"ÜLKEMİZDE BİRÇOK KURUMDA, BİRÇOK BAKANLIKTA, BANKALARIN ÇOĞUNDA WEBEX PLATFORMU KULLANILIYOR"
- Amerika'da medya sektöründe görüntülü toplantı, görüşmeleri sizin ürününüzle yapılıyor. Bunu marka göstererek de sergiliyorlar. Rakiplerinizle karşılaştırıldığında Türkiye'de bu tip uygulamalarınız ne zaman daha fazla öne çıkacak?
- Ülkemizde birçok kurumda, birçok bakanlıkta Webex platformu kullanılıyor. Pandemide uzaktan çalışmaya geçince, birçok bakanlık Webex'i kullanmaya başladı. Bankaların çoğunda Webex var. Son dönemde bu uygulamamızda çok fazla geliştirme yapıldı. Geçtiğimiz günlerde duyurularını da yaptığımız gibi, kullanıcıların isteklerini daha fazla göz önünde bulundurduk, “nasıl daha fazla kullanıcıya sahip olabiliriz” diye bunlarının hepsiyle ilgili kafa yorduk. Bizim açımızdan çok kullanılan bu uygulamada şimdi bir bariyeri kaldırıyoruz. Video konferans uygulamamız Webex'de yüzü aşkın dilden -Türkçe de dahil- İngilizce'ye gerçek zamanlı çeviri yapılabilecek. Bu gelişmeler de daha fazla kullanımına yardımcı olacaktır.
Cisco’nun her yıl düzenlediği ve alanlarında önemli işlere imza atan, topluma büyük fayda sağlayan ve küresel anlamda etki yaratan Bridge Awards’ta bu yılki kazananlar arasında, Cisco ile yürütülen Akıllı Teknolojiler projesiyle Türkiye Cumhuriyeti Milli Eğitim Bakanlığı ilk sırada yer alarak “Golden Bridge Award” sahibi oldu. Dünyada sadece üç projeye verilen çok değerli ödülden çok gurur duyduk.
"DÜNYADA SADECE 3 KURUMA VERİLEN ÖDÜLDEN BİRİ MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI'NIN OLDU"
- Eğitim ve sosyal sorumluluk alanında çalışmalarınız var, bunları da biraz bize açmanız mümkün mü?
- Benim çok kıymetli bulduğum, tüm dünyada olan, Türkiye'de de hayata geçirdiğimiz sosyal sorumluluk projemiz Network Academy var. Ülkemizde uzun yıllardır vardı, ancak yaklaşık bir buçuk yıl önce Milli Eğitim Bakanlığı ile bir program başlattık. Bu bakanlığımızın “Güçlü öğretmen, güçlü öğrenci, güçlü gelecek” sloganı var. Bu doğrultuda, biz de bakanlığımızın Öğretmen Yetiştirme ve Geliştirme Genel Müdürlüğü ile birlikte öğretmenlerimizin belli eğitimleri alması için kendi 'Network Academy'mizi onlara açtık. Güvenlik, network, dijitalleşmeye giriş gibi konularda eğitimler alıyorlar ve bunları kendi öğrencileri ile paylaşıyorlar. Bu bizim için çok kıymetli.
Cisco’nun her yıl düzenlediği ve alanlarında önemli işlere imza atan, topluma büyük fayda sağlayan ve küresel anlamda etki yaratan Bridge Awards’ta bu yılki kazananlar arasında, Cisco ile yürütülen Akıllı Teknolojiler projesiyle Türkiye Cumhuriyeti Milli Eğitim Bakanlığı ilk sırada yer alarak “Golden Bridge Award” sahibi oldu. Dünyada sadece üç projeye verilen çok değerli ödülden çok gurur duyduk.
Diğer taraftan YÖK ile benzer bir çalışma yapıyoruz. Anadolu'daki birçok üniversitedeki öğrencilerimize, güvenlik ve network alanındaki eğitimlerimizi açıyoruz. Gençlerin mezuniyetlerinden sonra iş hayatına çok daha donanımlı olarak gelmesi, oldukça önemli bir konu. Biz Cisco olarak hem globalde hem de Türkiye'de, bu alanda elimizden geleni yapmak üzere çalışıyoruz. Bizim hangi imkanlarımız varsa onları Türkiye'deki gençlere açmak için çaba sarfediyoruz. Gençler çok girişimci ruha sahip, ne kadar donanımları artarsa o kadar yaratıcılıkları da artacaktır.
Gürhan Çam: Dijital bankacılıkta dünya birincisiyiz
Ali Yüce: Çip krizi 100 milyar dolara mal olabilir
Haluk Levent: Pandemi mağduru sanatçılar için seferber olduk
Türk futbolunun en önemli derdi menajer ücretleri ve yüksek maaşlar
Dr. Cem Kınay: Turizmin acil reçetesi aşı oranının artması
30 yıllık 'Escort Teknoloji' tecrübesi yeni bir dünya için gençlere rehber oluyor
'Altın kahini' Sağman'dan portföy uyarısı: Varlık dağılımı önemli!