Marmara Denizi’ndeki müsilaj felaketi gündemdeki yerini korurken, bir diğer çevre felaketi de Aydın’ın tarım arazilerinde yaşanmaya devam ediyor. Türkiye’de birçok tarım ürününün üretiminde başı çeken Aydın’ın verimli toprakları jeotermal enerji santrallerinin (JES) olumsuz etkileri nedeniyle günden güne kirleniyor. Milliyet’e konuşan uzmanlar, başta incir ve zeytin olmak üzere, tarım ürünlerinin kalite ve rekoltesinde ciddi düşüş yaşandığını vurgulayarak halk sağlığının tehdit altında olduğu uyarısında bulundu.
Germencik Çevre ve Doğa Derneği Sözcüsü halk sağlığı uzmanı Dr. Metin Aydın şunları söyledi: “Bölgede faaliyet gösteren 36 adet JES, tarım arazileri ve doğal su kaynaklarına zarar vererek halk sağlığını tehdit etmeye devam ediyor. JES’lerden çıkan radon ve kükürt havada asılı kaldıktan sonra yere çöküyor. Bölgede çok ciddi kükürt dioksit kirliliği söz konusu. Atıkların büyük kısmı su kuyuları veya Menderes Nehri’ne deşarj edilirken, tarımsal sulama beraberinde toprakta ağır metal birikimine neden oluyor. Kanser vakalarında ciddi artış olduğunu görüyoruz. Son yıllarda Germencik’teki kanser hasta sayısı dört kat arttı. Dolaşım sistemine bağlı hastalıkları çokça görmeye başladık. Yapılan ölçümlerde bazı bölgelerde normalin 150 katı oranında arsenik saptandı. Menderes Havzası’nda yeraltı su kaynaklarının tükenmesine bağlı olarak obruklar oluşmaya başladı.”
Birçoğu ruhsatsız
Germencik Çevre Derneği Başkanlığı da yapan çiftçilerden Halil Çetinkaya bölgede keşif turu yaparken, elde ettiği sonuçları şöyle dile getirdi:
“Dünyanın en verimli tarım arazileri JES’lerin tehditi altında yok oluyor. Aydın genelinde 36 jeotermal santral var ve bunların 16 tanesi Germencik’te. Üstelik birçoğu da ruhsatsız. Aydın’ın yüzde 80’i jeotermal sahası olarak ruhsatlandırılmış. Artık kaliteli incir bulmak imkansız. Santraller de bizim müsilajımız.”
Verim ve kalite düştü
Kızılcaköy sakinlerinden çiftçilikle uğraşan Yasin Toker de, yaşam alanlarında üç yıl önce başlanması planlanan JES projesine karşı verdikleri hukuk mücadelesinden galip geldiklerini dile getirirken, “Sarızeybek Santrali’nin projesi başlanmadan yargı kararıyla iptal edildi. Aydın’daki tarım arazilerinde verim ve ürün kalitesi çok düştü. Eğer JES’lerin neden olduğu kirliliğin önüne geçilemezse birkaç yıl içinde tarım arazileri işlevsiz, su kaynakları ise adeta zehir suyuna dönüşebilir” dedi.
‘30’dan fazla santrali yargıya taşıyabiliriz’
Çevre örgütleri ve çiftçilerin avukatlığını üstlenen Akın Yakan ise son bir aylık sürede üç santralin ÇED işleminin yargı tarafından iptal edildiğini belirterek şunları söyledi: “JES’lerin önüne geçmek için İdari Mahkeme nezdinde birçok dava açtık. Son bir aylık süreçte üç tane ÇED olumlu kararı iptal edildi. ÇED raporu iptal edilen iki santral faaliyete geçmek üzere. Tüm çevre örgütleri ve çiftçilerle değerlendirme yaptıktan sonra faaliyetteki 30’dan fazla santralin durumunu da yargıya taşıyabiliriz.”
‘Resmen ölüm saçıyor’
Mahmut Nedim Barış (Aydın Ziraat Odası Başkanı): “JES’ler tarım arazilerini kirletmiyor, resmen ölüm saçıyor. Bölgede 36 santral ve binden fazla kuyu var. Hem ovayı, hem toprağı, hem havayı rezil ettiler. İncir ve zeytinde rekolte düşmesi olduğu gibi ürünlerin kalitesi de kalmadı. JES’lerin faydadan çok zararı var. Ülkedeki toplam elektrik üretimine katkısı yüzde 1 ancak 250 bin kişinin geçim kapısını yok ediyorlar. Çiftçiler kan ağlıyor. Yeraltından çıkan akışkanın içinde arsenik, bor, kadmiyum gibi ağır metal var. Kirlilik her yere saçıldığı gibi kanser oranlarında ciddi artış yaşanıyor. Söke, Germencik, Nazilli, Çine, Sultanhisar’daki zeytin ve incirler dallarında kuruyor.”
Askeri Ceza Kanunu Resmi Gazete'de yayımlandı
Varlık Barışı başvuruları 6 ay uzatıldı
Kamu kurumlarında taşıt sayıları yüzde 20 azaltılacak