MHP lideri Bahçeli, TBMM'de partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmasında, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, Gaziantep'te düzenlenen 'Belediye Başkanları Çalıştayı'nın açılış konuşmasında, geçmiş beyanlarıyla ters düştüğünü söyledi. Bahçeli, belediye yönetimlerinin, millete hizmetin ilk halkasını olduğunu, belediye başkanlarının da seçildikleri andan itibaren siyasi düşüncesi ve parti aidiyeti ne olursa olsun yörelerindeki herkesi kucaklamakla mükellef olduğunu belirtti. Bahçeli, "Kılıçdaroğlu, 11 Mart 2020'den 14 Haziran 2021'e kadar 4 milyon 550 bin haneye ayni yardım, 1 milyon 465 bin haneye nakdi yardım yaptıklarını, 1 milyon 200 bin hanenin borcu olmasına rağmen suyunu kesmediklerini, 150 milyondan fazla da maske ve dezenfektan dağıttıklarını duyurmuştur. Allah devletimize ve milletimize zeval vermesin. Dilerim ki azımız çok, eksiğimiz yok olsun. Biz hangi Kılıçdaroğlu'nun sözüne itibar edelim? Hangi Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarına inanalım? Covid-19 salgını boyunca bir yanda gece yatağa aç girenlerden şikayet eden, yardımların yapılmadığından dertlenen, yoksulluğun ve işsizliğin artışından bahseden Kılıçdaroğlu'na mı kulak verelim yoksa sayıları 5 milyona yakın haneye ayni ve nakdi yardım yaptıklarını kasıla kasıla anlatan Kılıçdaroğlu'nu mu ciddiye alalım? Hangi Kılıçdaroğlu doğruyu söylüyor? Dahası bu Kılıçdaroğlu'nun kaç yüzü vardır? Biz demiyoruz ki hiç sorun yoktur; fakat CHP yönetiminin anlattığı gibi kötümser bir Türkiye tablosu kesinlikle söz konusu değildir" diye konuştu.
'PEKİ BU SANATÇILAR KİMLER?'
Bahçeli, Kılıçdaroğlu'nun 5 CHP'li belediyenin 13 bin 338 sanatçıya yardım yaptığını söylediğini belirterek, "Peki bu sanatçılar kimlerdir? Sanatçı kisvesine bürünmüş bölücülere, Türkiye muhaliflerine belediye imkanları peşkeş çekilmiş midir? Kılıçdaroğlu'nun dost kataloğunda isimleri yazılı mıdır? Bu dost edebiyatının da iyice suyu çıkmıştır. Kılıçdaroğlu'nun birlikte iktidar olmayı hedeflediği dostları arasında PKK'nın, FETÖ'nün, DHKP-C'nin, dış güçlerin, Türk düşmanlarının sıralamadaki yeri neresidir? Demokrasilerde iktidara dostlarla değil milletle ulaşılır. Bugün dost olanın, yarın düşman olmayacağı garanti değildir. Dostuna güvenen şartlar değiştiğinde postuna dolacak samanı da öngörmelidir. Acaba terörist Demirtaş, Kılıçdaroğlu'nun dostu mudur? Terörist Karayılan Kılıçdaroğlu'nun dost kategorisinde midir? Mesela Muharrem İnce de hala dost mu görülmektedir? Eski çamlardan bardak olmayacağına göre, Kılıçdaroğlu'na tavsiyem; akşamları video çekip paylaşmak yerine merhum Zeki Müren'in 'Eski Dostlar' isimli şarkısını dinleyerek kendisini avutmasıdır" dedi.
'HDP KAPATILMALIDIR'
Bahçeli, HDP'nin PKK'dan, PKK'nın HDP’den farkı olmadığını söyleyerek, şunları kaydetti: "Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu'nun, HDP'nin kapatılması istemiyle açılan davanın ilkini reddedip, ikincisini inceleyerek dün itibarıyla kabul etmesi, bize göre hayırlı bir gelişme, adaletin tecellisi açısından ümit verici bir tesellidir. Eğer hukuk varsa adalet hakimse Türkiye tarihi haklarından ve milli bekasını savunmaktan vazgeçmemişse terörizmin siyaset ayağı, hiçbir ad altında açılmamak üzere kapatılmalıdır. Bu meselenin arası-ortası, kıyısı-köşesi, şurası-burası yoktur. Artık seçenek kalmamıştır; ya ihanet kazanacak ya da millet iradesi ihaneti kazıya kazıya temelinden söküp atacaktır. Kılıçdaroğlu, 'Demokrasilerde parti kapatmak yanlış' diyor, kuşkusuz halt ediyor. HDP'yi savunuyor, bölücülüğün avukatlığına utanmadan soyunuyor. O dediği meşruiyet ve hukuk sınırları içinde faaliyet gösteren partiler için geçerlidir, HDP bunun dışındadır ve zaten parti marti de değildir. HDP, pek çok vahim özelliğinin yanında Türk demokrasisine biçilmiş kefen, doğrultulmuş silah, tuzaklanmış patlayıcı, döşenmiş mayındır ve HDP kapatılmalıdır, bu örgütün bölücü yöneticileri hakkında hukuk ve adalet tesirini mutlak surette göstermelidir."
'BİZ BU CİNAYETİ REDDEDİYORUZ'
MHP lideri Bahçeli, HDP'nin hukuk konusu olduğu bir dönemde, İzmir HDP il binasına yapılan saldırının provokasyon olarak değerlendirilmesi gerektiğini söyledi. Saldırının olduğu gün parti binasında tek bir HDP'li yöneticinin olmadığını, planlı toplantının da iptal edildiğini söyleyen Bahçeli, şöyle konuştu:
"Tıpkı Ankara gar patlamasında, tıpkı Suruç katliamında olduğu gibi HDP'liler araziye uymuşlar, birdenbire kayıplara karışmışlardır. Olayın vuku bulduğu gün ne hikmetse çay servisi yapan asıl şahsın yerine yardım amacıyla kızı binaya gelmiştir. Cinayete kurban giden Deniz Poyraz'ın masada yarım bıraktığı kağıt bardaktan içtiği çay ile yediği domates ve zeytin, kısa süre içinde Türkiye aleyhtarlarının propaganda görseli olarak kullanılmıştır. Katilin ise bozkurt işareti yapan ve silah tutan halini resmeden fotoğrafları sanki bir yerlerde hazırda bekletiliyormuş gibi anında servis edilmiştir. Yani bir taşla daldaki birden fazla kuşun vurulması hedeflenmiştir. Altını kalın bir şekilde çizerek soruyorum; bu katil gerçekte kimdir? HTS kayıtları çıkarılmış mıdır? Bağ ve bağlantıları kimleri ve nereleri işaret etmektedir? Provokasyonun içinde derin PKK'nın, yabancı istihbarat örgütlerinin, kiralık taşeronların parmağı var mıdır? HDP'yi masumlaştırıp partimizi, 'Cumhur İttifakı'nı ve Türk devletini suçlamak üzerine bina edilen bu cinayetin önü arkası, sağı solu, altı üstü sonuna kadar araştırılmalıdır. Kim ne biliyorsa kimin elinde ne belge ne bilgi varsa emniyet güçlerine ve adli makamlara teslim etmek durumundadır. Biz bu cinayeti reddediyoruz. Katilin ve işbirlikçilerinin en ağır cezaya çarptırılmasını istiyoruz."
'DENİZ POYRAZ MİLİS İŞBİRLİKÇİDİR'
Devlet Bahçeli, olaydan sonra HDP eş genel başkanlarının tahrip edici konuşmalar yaptığını, 'katil devlet' sloganları atıldığını belirterek, şöyle devam etti:
"Açık seçik söylüyorum; Türk devleti egemen ve haysiyet sahibi bir devlettir, katil ithamları ise soysuzluktur. Öldürülen Deniz Poyraz'ın kim olduğunu ben size söyleyeyim. PKK'nın kırsal katılım sorumlusu, şehirden dağa çıkmak isteyen PKK sempatizanlarını terör kamplarına sevk eden halkanın içinde yer alan milis işbirlikçidir. Milis işbirlikçi; köy, kasaba ve şehirlerde yalnız ve sahipsiz görülen kişileri terör örgütüne devşirmek için çalışan, örgütün hain eylemlerine yardım ve yataklık yapan terörist demektir. Bu milis işbirlikçinin babası ise duyan herkesi şok eden açıklamalarda bulunmuş, bir nevi canlı bomba gibi patlamıştır. Herkesi ikaz ediyorum. Hiç kimse, 'Ne yapsın acısı var, ne dediğini bilmiyor' saptırmasına heves etmesin. Böylesi bir bahaneye de sarılmasın. İzmir'in göbeğinde bir PKK'lı arayıp da bulamayacağı bir propaganda imkanı yakalamış, bunu da şerefsizce kullanmıştır. Dağda bir aslan biliriz; o da şerefli Türk askerimiz, şerefli Türk polisimiz, şerefli güvenlik korucularımızdır. Diğer eli silahlı vaziyette dağlarda gezenler de görüldüğü yerde indirilecek açık hedeflerdir ve çakalın insan suretleridir."
Pakdemirli: Savaşı kazanmanın en önemli unsuru; havayı iyi bilmek
Rüşvet ve dolandırıcılık operasyonu: 51 gözaltı kararı
Anayasa Mahkemesi'nden flaş çift maaş kararı!