FINANSGUNDEM.COM - DIŞ HABERLER SERVİSİ
Finans ve fintek uzmanı Chris Skinner, bankaların teknoloji yatırımlarına ayırdığı paranın, fintek şirketlerine kıyasla oldukça yüksek olduğunu söyledi. Ancak geleneksel bankalar bu yatırımlarının karşılığında büyük bir inovasyon dalgası görmüyor. Skinner’a göre bunun nedenlerinden bir tanesi bankaların teknoloji harcamalarının sonucunda yeni ürünlerin ya da hizmetlerin ortaya çıkmaması.
Peki bu durumda bankalar teknoloji harcamaları daha inovatif alanlara yönlendirilebilir mi? Fintek uzmanı David G.W. Birch, teknolojik inovasyonun bankalar için mantıklı olmadığını düşünüyor. Birch’e göre bankalar bu durumun farkına varmalı ve bunun yerine sektörde yaklaşan kaçınılmaz yapısal değişimde öne geçmeye odaklanmalı.
Forbes’un haberine göre, ismi açıklanmayan büyük bir Avrupa bankasının teknoloji direktörü, bankanın bilgi teknolojileri (IT) yatırımlarını analiz etti ve bankanın karşılaştığı sorunları aydınlattı. Analizde yaklaşık 1 milyar euroluk IT bütçesinin neredeyse 800 milyon eurosunun, deyim yerindeyse “ışıkların açık kalması için” harcandığı ortaya çıktı.
Bankanın kullandığı altyapının büyük bir bölümünün oldukça eski olduğu ve işlemeye devam etmesinin oldukça yüksek maliyetli olduğu söylendi. Bu nedenle bankanın teknoloji harcamaları giderek artıyor. 1 milyar euroluk bütçenin 150 milyon eurosu ise çoğunlukla düzenleme yükümlülükleri ve uyum sistemlerine harcandı. Böylelikle yeni ürün ve hizmetleri için geriye yalnızca 50 milyon euro kaldı.
Ancak bu miktardaki bir yatırımla, yalnızca yeni nesil bankaların sunduğu inovatif ürün ve hizmetlere yetişebilme çabası gösterilebildi. Banka inovasyon çalışmaları için ise yalnızca 5 milyon euro ayırabildi ve bu harcama fintek şirketleriyle rekabet için yeterli değil. Ancak bankanın doğru stratejilerinden bir tanesi, bu beş milyon euroluk inovasyon harcamalarını fintek şirketleriyle işbirlikleri oluşturmak için kullanmak oldu.
Bu şekilde diğer bankalar da sektörde görülecek olan dönüşüme hazırlanabilir ve daha etkili bir yatırım yapmayı başarabilir. Ancak elbette bu stratejinin bankalar için getirdiği bazı tehlikeler de bulunuyor. Kısacası bankacılık sektörü açık bankacılığa ve dijitalleşmeye doğru ilerlerken, geleneksel bankaların rolü daha sınırlı bir hal alıyor.
Bu durumun bir örneği olarak eski adıyla Transferwise olarak bilinen Wise gösterilebilir. Küçük ve orta ölçekli işletmelerin birçoğu dolar, euro ve diğer para birimlerindeki ödemeleri için Wise’ı tercih ediyor. Şirketin hizmetlerini kullananlar için ise her para birimindeki hesabın hangi bankada bulunduğu önem taşımıyor. Bunun nedeni müşterilerin doğrudan bu bankaların hizmetlerini kullanmaması.
Bu nedenle bankalar için doğru strateji birçok para biriminde hesap özelliği sunmak yerine, Wise’a bir uygulama programlama arayüzü (API) sunmak olabilir. finansgundem.com'un derlemesine göre, daha önce JPMorgan’ın CEO’su Jamie Dimon ödemelerin bankacılar için özellikle hayati olduğunu ifade etmişti.
Bunun nedeni ise ödemelerin bankalar ve müşterileri, dolayısıyla da müşteri verileri arasındaki ilişki için oldukça önemli olması. Bankalar ödeme alanında fintek şirketlerine yenilirse ve işlem sürecinde kalmayı başaramazsa stratejik bir değişim gerçekleştirmek zorunda kalabilir. Bu durum ise banka ve fintek işbirliklerinin bankalar için önemli olmasının en önemli nedenlerinden bir tanesi.
Dev bankalara karşı düzenleme savaşı
Yüksek faiz oranları Bitcoin'in cazibesini artırıyor
Piyasaların gözü üzerinde: ECB ne yapacak?