Yunanistan ziyaretine başlarken To Vima gazetesine mülakat veren Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Türkiye ile Yunanistan arasındaki iyi komşuluk ilişkileri konusunda her zaman iyimser olduğunu söyleyerek "İki komşu olarak aynı coğrafyada yaşamaya mahkumuz. Bu nedenle ilişkimizi çatışma yerine iş birliği ile tanımlamalıyız. Kaderimizi ve ileriye giden yolu belirlemek bizim elimizde" dedi.
Yunanistan'da yapacağı temasların, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis arasında NATO Zirvesi'nde yapılacak bir toplantıya zemin hazırlamaya hizmet edeceğini belirten Çavuşoğlu, ikili ilişkilerde sürdürülebilir yapıcı diyaloğun önemine dikkati çekti.
Türkiye-AB ilişkilerinde de güven odaklı olumlu bir gündem geliştirmeye istekli olduklarının altını çizen Çavuşoğlu, "Böyle bir gündem için zemin var. Üyelik dayanışmasını ve veto hakkını kötüye kullanma eğiliminde olan bazı üye ülkeler dışında, AB tarafında siyasi irade görüyoruz" vurgusunu yaptı.
Bu ivmenin kaybedilmemesi gerektiğini söyleyerek "Olumlu gündem, karşılıklı mutabakata varılan somut ve anlamlı adımlara dayanmalıdır" dedi. Bu konuda daha bütünsel bir jeopolitik bakış açısı benimsenmesi gerektiğine işaret ederek "Genel olarak, Türkiye'nin AB'ye katılımı, AB'nin Avrupa ve ötesi için yapabileceği en önemli jeopolitik yatırımdır" diye ekledi.
Yunanistan'ın AB bağlamındaki tavırlarına değinirken "Yunanistan, AB'yi Türkiye'ye karşı bir koz olarak kullanmaktan kaçınmalı ve mevcut olumlu ivmeyi benimsemelidir. Çözüm bekleyen sorunları AB değil, sadece Türkiye ile Yunanistan çözebilir" dedi. Bunun, samimi ve anlamlı bir diyalog yoluyla başarılabileceğini, sonunda diyalog kanallarının çoğunu canlandırmayı başardıkları için memnuniyet duyduğunu dile getirdi.
Oruç Reis sismik araştırma gemisinin faaliyetlerini Türkiye kıta sahanlığı içindeki lokasyonlarda yürüttüğünün altını çizerek, "Yunanistan ve Kıbrıs Rum Kesimi'nin tek taraflı ve maksimalist iddiaları karşısında hem Türkiye'nin hem de KKTC'nin haklarını korumaya kararlıyız" dedi. Doğu Akdeniz'deki gergin durumu hafifletmek için yaptıkları diyalog çağrılarını anımsatarak bu çağrıların Yunanistan tarafından görmezden gelindiğini söyledi.
'Yunanistan Sevilla Haritası'ndan vazgeçmeli'
2019'da imzalanan Türkiye-Libya Mutabakatı'nın, uluslararası hukuka dayalı olarak iki egemen devlet tarafından imzalandığı ve Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti tarafından memnuniyetle onaylandığına dikkat çeken Çavuşoğlu, Yunanistan ile herhangi bir tartışmalı konuyu görüşmeye hazır olduklarını belirterek şöyle devam etti:
Ancak Yunanistan 'Sevilla Haritası'ndan vazgeçmeli. Ne ABD ne de AB, bu haritayı onaylıyor. Türkiye'nin sadece Ege ve Akdeniz kıyılarıyla sınırlı kalacağını düşünmenin Yunan tarafınca yapılan yanlış bir hesap olduğunu yinelemeliyim.
'Ege Denizi'nin kendine has özellikleri vardır'
Çavuşoğlu, Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi ve her ülkenin egemenlik haklarına saygı duyduklarını belirterek, şöyle konuştu:
"Ege Denizi'nin kendine has özellikleri vardır. Kıta sahanlığının sınırlandırılması ve Münhasır Ekonomik Bölge (MEB) iki ülke arasındaki tek sorun değil. Gerçek şu ki sadece kıta sahanlığı ve MEB'i sınırlayacağımız teorik bir durumda, bekleyen tüm sorunları çözemeyeceğiz ve sorun yaşamaya devam edeceğiz. İşte bundan kaçınmak istiyoruz.
Örneğin, Ege'de kara sularının genişliği öne çıkan bir konudur. Koşulların izin verdiği yerlerde 12 deniz miline kadar olan kara sularını kategorik olarak reddetmiyoruz. Karadeniz veya İyon Denizi buna bir örnektir. Ancak Ege Denizi'ndeki 12 deniz mili kara suları ile seyir özgürlüğü en başından ciddi şekilde etkilenecektir. Böyle bir uzantıya izin veremeyiz. 1923 Lozan Barış Anlaşması ve 1947 Barış Anlaşması ile adaların, adacıkların ve kayalıkların ve askerden arındırılmış Yunan adalarının yasal statüsü konusundaki anlaşmazlık da tecrit edilemez veya göz ardı edilemez.
Dediğim gibi, nihai hedefimiz Yunanistan ile olan tüm sorunları çözmek ve sadece günü kurtarmak değil, kalıcı bir çözüme ulaşmak."
Çavuşoğlu, Kıbrıs sorunuyla ilgili şu mesajı verdi:
"Türk tarafının vizyonu, Ada'daki iki devlet arasında egemen eşitlik ve eşit uluslararası statü temelinde bir iş birliği ilişkisinin kurulmasıdır. Hepimiz geçmişin başarısızlıklarından ders çıkarmalıyız. Eski BM Güvenlik Konseyi kararlarında ısrar etmek bizi sadece bir kısır döngüye sokabilir. Bu nedenle gerçekçi, yapıcı ve açık fikirli bir yaklaşımla ileriye dönük yeni bir yol çizmemiz gerekiyor."