Yazdır
Yapı Kredi’nin pek çok sektör ve alanın gittiği yöne dair ipuçları sunan, teknoloji ve inovasyona odaklanan Geleceği Konuşalım podcast kanalında biyoçeşitlilik ve biyoçeşitliliğin korunması üzerine konuşuldu. Cüneyt Toros moderatörlüğünde gerçekleşen programda, WWF Türkiye Doğa Koruma Direktörü Dr. Sedat Kalem, dünyadaki ve Türkiye’deki biyoçeşitlilik durumunu, pandeminin doğa ile ilişkisini, biyoçeşitliliği koruma ve geleceğe taşıma yollarını anlattı.
İnsanların ekoloji konusunda bilinç seviyesinin giderek arttığını söyleyen Sedat Kalem, sürdürülebilirliğin kamuoyunda artık daha fazla yer aldığını ve geçmişe kıyasla doğayla ilgili sorunların daha fazla tartışıldığının altını çizdi. Kalem, biyolojik çeşitlilikle ilgili olarak şu değerlendirmede bulundu: “Biyolojik çeşitlilik kavramı canlı yaşam çeşitliliğini ifade ediyor. Biyolojik çeşitlilik adı altında genetik çeşitlilik, ekosistem çeşitliliği, canlıların birbirleriyle ilişkisinin çeşitliliği gibi kavramları görüyoruz. İnsanın da içinde bulunduğu tüm varlıklar, ekosistemler içerisinde karşılıklı etkileşim halinde. Üreticiler, tüketiciler, mikroorganizmalarla birlikte etkileşimi sürdürdüğümüz hayat döngüsü ilerliyor. Bu düzenin devam etmesi için sistemin sağlıklı işlemesi gerekiyor. Bir türün ortadan kalkması, bir ekosistemin kaybedilmesi sistemin bütününü olumsuz etkiliyor.”
TÜRKİYE DÜNYADA BULUNAN SEKİZ GEN MERKEZİNDEN BİRİ
İnsanların dünyadan talep ettiği kaynakların büyüklüğü arttıkça, yaşayan gezegen endeksinin düştüğünü vurgulayan Kalem, “İnsan nüfusunun diğer canlıların nüfusuna baskın hale gelmesiyle birlikte gezegenimizde yarattığımız etki çoğalıyor. Dünyadaki omurgalı canlı popülasyonunun son elli yılda yüzde 68 azaldığını görüyoruz. Gezegenimizin bir yılda ürettiği kaynaktan fazlasını bir yılda tüketiyoruz. Bu durum geleceğimizin risk altında olduğunu gösteriyor. Ülkemiz bulunduğu coğrafi konum sebebiyle zengin biyolojik çeşitlilik mirasına sahip, ancak bunu sürdürebilmek için doğal alanlarımızı ve türlerimizi korumamız gerekiyor. Canlıların beslenme, barınma, üreme gibi temel ihtiyaçlarını sağlayarak önümüzdeki 10 yıl içerisinde doğal yaşam ortamlarının korunma oranını artırmalıyız” ifadelerini kullandı.
ÇEVRESEL ETKİYİ ÖN PLANA KOYMALIYIZ
Hastalıkların yayılmasında insanların doğayla ilişkisinin etkisinin olduğunu belirten Kalem, “İnsan sağlığı doğayla ayrılmaz bir bütün. Biz dünyanın sağlığını ne kadar koruyabilirsek o kadar sağlıklı oluruz. İnsanlar canlıların yaşam ortamlarını tahrip etmeyi sürdürdükçe, diğer canlılarla etkileşim ihtimalini ve virüs alışverişini artırıyoruz. Bu şekilde devam edersek günümüzde yaşadığımız pandemiyi gelecekte de yaşamamız mümkün gözüküyor. İklim değişikliği, hava kirliliği, biyolojik çeşitlilik kaybı gibi sorunlar yerel değil küresel iş birliğini gerektiriyor. Eski alışkanlıkları bırakarak, doğayla ilişkimizi gözden geçirmemiz ve ekonomik büyüme, maksimum kâr elde etme anlayışlarından sıyrılarak doğayla uyumlu yaşamın arayışı içerisine girmeliyiz. Yeşil iyileşme dediğimiz enerji verimliliği, çevresel sürdürülebilir yatırımların desteklenmesi, biyolojik çeşitlilik kaybının giderilmesi, bozulmuş doğal alanların restore edilmesi, doğa dostu tarımsal uygulamaların teşvik edilmesi gibi birçok yeniliği hayatımıza dahil etmeliyiz” dedi.
Pek çok sektör ve alanda, dünyada ve Türkiye’de yaşanan gelişmeler hakkında seçkiler sunan “Geleceği Konuşalım” podcast kanalı; Spotify, Apple Podcasts ve Google Podcasts platformlarından dinlenebiliyor.
Yapı Kredi’nin yeni podcast kanalı “Sürdürülebilirliği Konuşalım” yayında!
