FINANSGUNDEM.COM - DIŞ HABERLER SERVİSİ
Korona virüs döneminde alınan karantina önlemlerinde normal hayata ilişkin en önemli unsurlardan biri markete gidebilmekti. Avrupa, İngiltere ve ABD’de aşılamalar hızla devam ederken, aşı olan tüketiciler dükkanlara yöneliyor. Ancak teknoloji yatırımcıları, tüketicilerin evde kalmasını tercih ediyor. Girişim sermayedarları yeni market alışverişi uygulamalarını kullanmanız için o kadar istekli ki, tüketicilerin markete gitmeyip yeni mobil uygulamalardan sipariş vermesi için para bile verebiliyor.
Dünya çapında taksicilerin tepkisini çeken Uber gibi şirketlerin ve yemek siparişi uygulamaları gibi girişimlerin ardından, şimdi market siparişlerinde cömert indirimler sağlanıyor. Uygulama geliştiriciler köşedeki marketlere savaş açtı. Yatırımcılar ise online market siparişi uygulamalarına milyarlarca dolar akıttı. Bu alanda öne çıkan şirketler ise Instacart, Glovo, Getir ve GoPuff. Şirketlerin yeni yaklaşımları ise “karanlık dükkan” stratejisi. Bu şekilde küçük yerel depolar kullanılıyor ve siparişi veren kullanıcıya en yakın depodan teslimat yapılıyor.
Financial Times’ın haberine göre bu tür hızlı teslimat uygulamaları kategorisinde, yatırımcılar çılgınlığın yeni başladığını söylüyor. Kategorinin öncüsü Philadelphia merkezli, piyasa değeri 9 milyar dolara yaklaşmış olan GoPuff ve İstanbul merkezli, 2,6 milyar dolar piyasa değeri taşıyan Getir. Ancak benzeri şirketler de hızla Berlin, Londra ve New York’ta ortaya çıkmaya başladı. Hızlı teslimat start-up’larının öne çıkan özellikleri ise marka, lokasyon ve hız. Ancak bu alanda faaliyet gösteren şirketler arttıkça müşteri için verilen savaş Uber’i hatırlatıyor.
Tüketicilerin telefon ekranları hediyelerle doluyor. finansgundem.com'un derlemesine göre, Getir kullanıcılarına 15 sterlin değerinde hediye çeki sunarken, Weezy haftada iki kez sipariş vermeleri halinde 40 sterlin indirim yapıyor. Londra’da neredeyse her hafta piyasada yeni bir uygulama ortaya çıkıyor. Tüketicilerin ise yeni açılan uygulamaları kullanarak bir aylık market alışverişlerini neredeyse bedavaya getirebileceği tahmin ediliyor. Bir önceki jenerasyon yemek sipariş uygulamalarının tecrübeli yöneticileri bile endişeli.
Teknoloji start-up’larına yönelen büyük miktarda sermaye nedeniyle endişesini dile getiren dünyanın en büyük restoran sipariş gruplarından Delivery Hero’nun CEO’su Niklas Östberg, “insanlar hediye çekleri nedeniyle 20 milyon, 30 milyon, 40 milyon dolar kaybetmeyi ya da bazı uygulamaların her siparişte zarar etmesini umursamıyor" dedi. Östberg, hediye çeklerinin dikkat çekmek için iyi bir yöntem olabileceğini söylese de, rakiplerin hızla artmasıyla bu yöntemin sürdürülebilir olmadığını ifade ediyor.
Daha önce yemek siparişi alanında müşteri kazanmak için benzer bir savaşla milyarlarca dolar harcandıktan sonra, yatırımcıların yeniden benzeri bir sürece girme konusunda temkinli olacağı düşünülüyordu. Bu görüş ise özellikle birçok hızlı sipariş uygulamasının korona virüs öncesi dönemde faaliyet göstermemiş olduğunu düşündüğümüzde iki kat geçerli hale geliyor. Ancak girişim sermayedarları Uber örneğinden güç alıyor. Halka arzının ardından zorlu birkaç yıl geçirdikten sonra şirketin piyasa değeri 100 milyar dolara ulaştı.
Şirket zarar etmeye devam etse ve birçok rakip şirket iflas etmiş olsa da, Uber’in hayatta kalması Silikon Vadisi’ne umut veriyor. Ancak şirketin zarar etmesine rağmen iflas etmemiş olmasının nedenlerinden biri de geçtiğimiz yıl yemek siparişi faaliyetlerine başlamış ve bu alanda başarı yakalamış olması. Market alışverişi uygulamalarının yatırımcıları ise pandemi döneminde edinilen alışkanlıkların kalıcı olacağına inanıyor. Özellikle de GoPuff, Getir ya da Gorillas gibi şirketlerin düzenli müşterileri olan gençlerin alışkanlıklarının devam etmesi bekleniyor.
Ofise dönüşe patronlardan aşı şartı
Vegan Türk şirketine 3 milyon dolar yatırım
‘Marketlerden sonra internet satışları da sınırlansın!’