Yazdır
FINANSGUNDEM.COM - DIŞ HABERLER SERVİSİ
Fintek sektörünün yarattığı güçlü rekabet ortamı, düzenleyicilerin baskısı ve korona virüs pandemisinin banka müşterilerini hızla akıllı telefonları ve bilgisayarları üzerinden bankacılık işlemleri yapmaya yöneltmesiyle birlikte, bankacılık sektörü dijitalleşmeye başladı. Ancak bankalar bu zorluklarla yalnızca ticari bankacılık alanında karşı karşıya değil. Tüm bu zorluklar yatırım bankaları için de geçerli.
Son birkaç yılda yatırım bankacılığı alanı müşteri beklentileri, finansal kapsayıcılığa ve demokratikleşmeye yönelik sektör trendleri ve giderek daha katı hale gelen düzenlemelerle birlikte önemli değişimler yaşadı. Örneğin sermaye piyasaları için daha yüksek düzenleme standartları ve raporlama maliyetleri, halka arzlardan elde edilen ücret gelirini ortadan kaldırdı. Bunun sonucunda şirketler halka arzdan uzaklaştı.
20 yıl öncesine göre halka açık şirketlerin sayısında dikkat çekici bir düşüş var. Dahası şimdi birçok farklı alternatif fon sağlama modeli var. Bu modeller ise değeri 1 milyar doların üzerindeki en büyük unicorn şirketlerin bazılarını, yatırım bankalarının sunduğu geleneksel halka arz modelinden uzaklaştırıyor. Böylelikle yatırım bankalarının gelirleri daha da azalıyor.
Yatırım bankacılığı aynı zamanda fintek şirketlerinden de yoğun bir rekabetle karşı karşıya. Bu şirketler şimdi şirket müşterilerinin büyük bir bölümünü geleneksel bankacılık alanından kendilerine çekebiliyorlar. Ücretlendirme ve işlem ücretleri ise, geçmişte yatırım bankaları gibi satıcı tarafının elindeydi ve şeffaflık içermiyordu. Bu durum bankaların fiyatlandırma konusunda tekel olmasına ve böylelikle ücretlerin önemli bir gelir kaynağı olarak görülmesine neden oldu.
Ancak bugün, International Banker’ın haberine göre, dijital start-up şirketleri bu işlem verilerini daha kolay bir şekilde derleyebiliyor. Bu ise daha önce yatırım bankacılarının elinde olan fiyatlandırma tekelini ortadan kaldırdıkları anlamına geliyor. finansgundem.com'un derlemesine göre, Deloitte’nin yakın zamanda yaptığı açıklamada, “fiyatlandırmada daha fazla şeffaflığa yönelik trend devam edecek” dendi.
Dahası korona virüs pandemisi bankaların yatırım bankacılığı birimlerinde kapsamlı değişimler gerçekleştirme ihtiyaçlarını yükseltti. Bu nedenle yatırım bankacılığında iş modellerinin ve stratejilerinin dönüşmesi için aciliyet giderek artıyor. Bu özellikle de müşterilerin ekonomik şoklara karşı korunması için önemli olsa da bu zorlu piyasa koşullarında, yeni gelir kaynakları yaratabilir. Dijitalleşme ise bu dönüşümün temelinde yer alıyor.
Korona virüs pandemisi ve sonucunda ortaya çıkan sosyal mesafe önlemleri, tüm dünyada dijital araçların şirketlerin iş kesintisine uğramadan çalışmaya devam edebilmesi için hayati öneme sahip olduğunu gösterdi. Deloitte, “birçok yatırım bankacılığı ve sermaye piyasası kurumu için bu zorluk anlaşma akışı ve ücret baskılamasıyla karşılaşırken sert bir rekabet yaratıyor. Aynı zamanda yükselen müşteri beklentileri de zorluk seviyesini yükseltiyor” dedi.
Dijitalleşmeyi benimsemek için birçok kişi yatırım bankacılığının temel bankacılık sistemlerini değiştirmeleri gerektiğini ya da ayrı alternatif kurumlar oluşturmaları gerektiğini söylüyor. Boston Consulting Group’tan yapılan açıklamada, “tamamen yeni bir banka yaratma fikri çekici olsa da bunun gerçekleşmesi yıllar alabilir” dedi. Şirket aynı zamanda bu kurumların geleneksel bir bilgi teknolojileri sistemini dönüştürmelerinin de yıllar süreceğini ifade etti.
İsviçre Merkez Bankası faiz kararını açıkladı
Avrupa’nın en büyük varlık yöneticisi Bitcoin karşıtı
Euro Bölgesi'nde şirket kredileri arttı, para arzı azaldı