Uludağ Ekonomi Zirvesi kapsamında düzenlenen "Bankacılık: Gelecek Nasıl Olmalı" başlıklı oturumda konuşan Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Aydın, dijital altyapı imkanları sayesinde salgın dönemini müşteri ve banka adına iyi yönettiklerini, bu sayede salgının etkisinin sınırlı kaldığını belirtti.
Artık evinden, bulunduğu yerden kendi bankacılık işlemlerini yapabilen bir müşteri kitlesinin oluştuğunu dile getiren, banka çalışanların da bu süreçte önemli deneyimler kazandığını söyleyen Aydın, salgın sürecinde ekonominin sürdürülebilir olması gerektiğini kaydederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Salgın döneminde kredi kanallarını açık tuttuk. Ödeme sisteminin sağlıklı olarak çalışması lazımdı. Onu da temin ettik. Özel veya kamu bankaları ayrımı yapmayız ancak salgın sürecinde kamu bankaları özellerin bir adım önüne geçti. Aslında kamusal sermayenin de bunda bir motivasyonu oldu. Sektörün bütün bankaları da üzerine düşeni yapmaya çalıştı. Hem firmaların likidite ve kaynak imkanlarını uygun imkanlarla karşıladık. Hem fiyatlama hem de vadelendirme uygundu. Ödemesiz dönemleri içeriyordu. Hem fiyatlandırma hem vadede hem de teminatta esneklik sağlayabildik.
"TÜRK BANKACILIK SİSTEMİNİN BİLANÇO BÜYÜKLÜĞÜ 6 TRİLYON LİRAYI AŞTI"
Türk bankacılık sisteminin bilanço büyüklüğü 6 trilyon lirayı geçti. Toplam aktiflerin milli gelire oranı yüzde 121'e ulaştı. 10-15 yıl geriye gittiğimizde toplam aktifler milli gelirin çok altındaydı. Bugün milli gelirin yüzde 120'lerine ulaşmışız. Bu süreçte sektör ülke büyümesinden daha hızlı büyümüş.
Bu süreçte en hızlı büyümelerden birisi kredilerde yaşandı. Kredilerin de milli gelir içerisindeki payı ciddi rakamlara geldi. Gelişmekte olan ülkeler ortalamasının üzerine çıktık. Sektörün kredi vermeme gibi bir durumu yok. Tam tersine sektör kredi verme konusundaki yetkinliğini artırdı. Sadece şirketlere ve bireylere değil devlete de kredi verdik. Dolayısıyla bilançoda da menkul kıymetlerin ciddi payı oluştu. Bu pay da yüzde 17'ler civarında. Kredilerin payı yüzde 60, menkul kıymetlerin payı yüzde 17. Böyle baktığınızda aktifin yüzde 77'sini getirili aktiflerden oluşturuyoruz ve ekonominin çalışması için tahsis etmiş bulunuyoruz.
"TL CİNSİNDEN TASARRUFA İHTİYACIMIZ VAR"
Aktif-pasif para cinsi bakımından uyumsuzluklar bulunuyor. O yüzden TL cinsinden tasarrufa ihtiyacımız var. Yabancı parayı alıyoruz, değiştirip aktifte TL olarak kullandırmak zorunda kalıyoruz. Repo ve SWAP yoluyla hem de TCMB'den sağladığımız kaynakla aktifleri yönetiyoruz. Gecelik bankacılık sistemi 600 milyar lira. Toplam bilançonun yüzde 10'unu gecelik borçlanıp 1, 2, 3 veya 4 yıllık krediler veriyoruz. Bu da ülkeye olan güvenimizi gösteriyor.
Salgın sürecinde yurt dışından borçlanabiliyoruz. Çünkü yabancı kaynak ihtiyacımız biraz daha azdı. Net borç ödemesi yaptık. Bankalarımızın yurt dışından kaynak sağlama konusundaki yetkinliği devam ediyor. Her zaman bunu yönettik, bundan sonra da kaynak temini hususunu iyi yöneteceğiz."
Dijital banka lisansı için mevzuat hazırlanıyor
Bankalara temettü ve hisse izni geliyor
Yabancılar banka hisselerinde neden satıyor?