Birçok Avrupa ülkesi Oxford/AstraZeneca aşısını durdurma kararı aldı. Aslında şöyle ifade etmek daha doğru olabilir; Almanya kararı açıkladı ve Fransa, İspanya, İtalya, Danimarka, Norveç ve İrlanda da onu takip etti. Bu kararın gerekçesi ise aşı olan bazı kişilerde çeşitli kan pıhtılaşması sorunları yaşanması. Ülkeler son kararlarını vermek için bugün toplanacak Avrupa İlaç Ajansı’nın (EMA) açıklamasını bekliyor.
KAN PIHTILAŞMASI VAKALARI AŞI İLE İLGİLİ Mİ?
hurriyet.com.tr için sorularımızı yanıtlayan biyoteknoloji ve viroloji uzmanı Dr. Semih Tareen’e göre kan pıhtılaşması vakalarında anormal bir durum görünmüyor:
“Aşılanan 17 milyon insanda 15 tane DVT (derin damar trombozu) ve 22 tane akciğer embolisi görüldü. DVT ve akciğer embolisi yetişkinlerde 1000 kişide 1 görülen bir durum. Yani pıhtılaşma vakaları normal halkta görülen vakalardan farklı değil, hatta altında.”
Aşının pıhtılaşmaya sebep olduğuna dair henüz hiçbir sebep veya bağlantının olmadığını belirten Tareen, klinik deneylerde de aşı ile bağlantılı herhangi bir pıhtılaşma görülmediğinin altını çizdi.
ALMANYA NEDEN HAREKETE GEÇTİ?
Dr. Tareen, Almanya'nın aşılamaya ara verme kararını; CVST (beyin sinüs damar pıhtılaşması) cinsinden olan ve normalde bir seneye yayılan pıhtılaşmanın, daha kısa sürede görülmesi üzerine verdiğini anlattı:
“Almanya'da aşılanan 1,6 milyon kişide 7 CVST vakası görülmüş. Normalde her sene 1 milyon kişide 2 ila 5 CVST vakası olur. Almanya'da gözüken rakamlar normal nüfus dağılımından farklı değil, fakat 7 vakanın 6 hafta gibi bir sürede ortaya çıkması dikkat çekiyor. Önemli olan epidemiyologların ve istatistikçilerin ulaşacağı sonuçlar. Bunları bekliyoruz ve buna göre büyük ihtimalle bu ülkelerin tekrar Oxford/AstraZeneca aşılamasına döneceklerini tahmin ediyorum.”
BU YAŞANANLAR SALGININ GİDİŞATINI NASIL ETKİLER?
Dr. Tareen yanıtına şu benzetmeyi yaparak başladı: “Kovid-19 aşılamaları yaygınlaştıkça halk arasında ender olarak görülen bazı sağlık sorunları (kalp krizleri, felç, pıhtılaşma gibi) sonuçta aşı olanlarda da görülmeye başlayacak, aşı ile alakası olmasa da. Kovid-19 aşıları ile ilgili tüm yan etkiler gönüllü olarak rapor edildiğinden bu vakalar da rapor edildi.”
EMA, İngiliz Halk Sağlığı kurumu ve DSÖ'nün de aşı ile pıhtılaşma arasında bir bağlantı olmadığını onayladığını belirten Tareen, iki olgu arasında bir bilimsel bağlantı olmadan aşılamanın durdurulmasının Kovid-19 için bir risk olabileceğini belirtti ve ekledi:
“Bu salgından kurtulmak için elimizdeki en iyi koz Kovid-19 aşıları. Her aşı risk/fayda oranına göre onaylanır. Kovid-19'un riski herhangi bir aşının riskinden kat kat daha fazla. Kovid-19'un halk sağlığı üzerine etkisi ele alınınca salgının bir an önce önüne geçmek için aşılar ile toplumsal bağışıklık sağlamak çok önemli.”
YAŞANANLAR AŞILARA OLAN GÜVENİ SARSAR MI?
Aşı kararsızlığının arttığı bir dönemde yaşanan bu gelişmeler, aşılara karşı olan güveni nasıl etkiler? AstraZeneca aşısı ile ilgili yaşanan son gelişmeler bu tartışmanın da perdesini araladı.
İtalya Sağlık Bakanı Roberto Speranza, "Bu süreç insanların güvenini artırır" derken EMA Direktörü Emer Cooke ise politikacıların temkinli ve kararsız yaklaşımlarının pandemiyle mücadele açısından risk taşıdığı görüşünde: "Onayladığımız aşıların güvenliği ve etkinliğine olan güven bizim için çok önemli. Aşılara olan güvenin etkilenmesinden kaygı duyuyoruz."
Firenze Üniversitesi Halk Sağlığı Profesörü Gavino Maciocco da insanların bu yaşananların ardından AstraZeneca aşısına karşı önyargılı davranacağını düşünenlerden. "EMA verileri gösterip aşı güvenli dese bile insanların bundan sonra bu aşıyı olmama riski çok büyük" diye konuşan Maciocco, İtalya'da insanların AstraZeneca randevularına halihazırda gelmediğini vurguladı.
Almanya'da da AstraZeneca sırası gelenlerin aşı olmaya gitmediği yönünde haberler çıkmıştı. Fransa, sağlık çalışanlarını dahi söz konusu aşıya ikna etmekte zorluk çekiyor. Sağlık Bakanı Olivier Veran'ın aşıyı bizzat olması da bunu değiştirmeye yetmedi.
ALMANYA'DA SÜREÇ NASIL BAŞLADI?
Aşının durdurulması ile ilgili politikacılar üzerinde artan baskı pazartesi günü Almanya'nın ilgili düzenleyici kurulu Paul Ehrlich Enstitüsü'nün tavsiye kararı sonrasında başladı. Enstitü Başkanı Klaus Cichutek kararı savunurken Almanya'da 7 CVST vakasının görüldüğünün ve 3 kişinin hayatını kaybettiğinin altını çizdi. 7 vakadan 6'sı kadındı ve hastalar 20-50 yaş aralığındaydı.
Prof. Cichutek, "İnsanlar sunduğumuz aşıların güvenli ve etkin olduğuna güvenmek istiyor" diyerek yaşananların bir tesadüfi istatistik dalgalanması mı yoksa aşı bağlantılı mı olup olmadığının araştırılacağını açıkladı. Alman Sağlık Bakanlığı da yapılan aşı miktarına göre beklenen CVST vaka sayısının 1,4 olduğunu ve 7 vakanın aşı kararını tetiklediğini belirtti. Bakanlık ayrıca doğum kontrol hapları gibi ilaç kullanımının da benzer komplikasyonlara neden olabileceğini ekleyerek aşılamaya devam etmenin daha faydalı olacağını bildirdi.
HANGİ ÜLKELER AŞIYA DEVAM DEDİ?
Almanya’nın izinden gitmeyen ülkeler de var. Belçika Sağlık Bakanı Frank Vandenbroucke, “AstraZeneca aşısını şu an durdurmak büyük bir sorumsuzluk olur” diyerek aşılamaya devam edeceklerini söyledi. Avustralya, Hindistan ve Mısır da aşılama sürecine devam edeceklerini açıkladı.
KARAR POLİTİK Mİ, BİLİMSEL Mİ?
İtalya, AstraZeneca aşısına onay verdikten birkaç gün sonra Almanya'nın kararı geldi. Aşı tedariki konusunda sıkıntılar yaşayan ve pandeminin en ağır etkilediği ülkelerden olan İtalya ile birlikte Fransa ve İspanya da kısa süre sonra benzer kararları yürürlüğe koydu.
Ancak İtalya'da bu karara karşı bilim kurulları tepkili. İtalya İlaç Ajansı Başkanı Giorgio Palu, "Bir tehlike yok, bir korelasyon yok" derken kurumun direktörü Nicola Magrini sözlerini daha filtresiz aktardı: "Bu bir politik seçimdi. İtalya aşıyı diğer AB ülkeleri o kararı verdiği için durdurdu."
Avrupa Birliği'nin pandemi sınavı hakkında çalışmaları bulunan Norveçli tarihçi Johan Norberg, kararın Avrupa'nın dünyanın gözündeki özgüvenine büyük bir darbe olduğu görüşünde: "Ülkeler her zaman kendi ulusal politikalarına geri dönme eğilimi içinde."
Southampton Üniversitesi'nden Michael Head'e göre ise güvenlikle ilgili soru işaretlerini araştırmak her düzenleyici kurulun görevi. Ancak Head verilen durdurma kararını şöyle eleştirdi: "Pandemi sırasında bir aşıyı durdurmak, hele de her yerde Kovid-19 varken bunu yapmak çok dramatik bir karar. Bunun neden yapıldığını anlamıyorum."
Ancak AB'ye en ağır eleştiri İtalya'nın Uluslararası İlişkiler Enstitüsü Direktörü Nathalie Tocci'den geldi: "Bu bir panik birliği."
AB'den İngiltere'ye aşı tehdidi
Aşının ardından antikor testi yapılmalı mı?