İstanbul Büyükşehir Belediyesi, kıyıları işgal eden ve kendi kurallarını uygulayan teknelerin taşınması için çalışma başlattıklarını duyurdu.
Beşiktaş’tan Sarıyer’e uzanan sahil bandında demirleyen tekeneler doğal doku ve görünüme set çekiyor. Boğaz keyfi yerine tekne manzarası izlemek zorunda kalan İstanbullular ise “tekne manzarasından” şikâyetçi. Daha da vahimi İstanbul’un incisi sayılan Kuruçeşme, Arnavutköy, Rumeli Hisarı, başta olmak üzere kıyı hattını mesken tutan tekneciler ne işgaliye parası ödüyor ne de bir düzenlemeye tabiler. Adeta kendi “krallıklarını” ilan eden teknecilerden, Boğaz hattındaki sistemin işleyişini bizzat dinlerken, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı yetkililerinden yıllardır ihmal edilen kıyıdaki tekne kirliliğine karşı yetki almak ve düzenlemeye gitmek için kolları sıvadıklarını öğrendik.
Bebek’teki bir tur teknesi yetkilisinin yanına yanaşıp, teknemiz olduğunu ve kıyıya yanaştırmak için ne yapmamız gerektiğini sorunca, sistemin işleyişini şu sözlerle anlattı: “Bu gördüğünüz kıyı bandındaki teknelerin her biri en az 10, 15 yıl önce buraya gelip demirleyen deniz araçları. 15 yıl önce halat atıp teknesini bağlayan kişi artık o yerin sahibidir. Bir başkası gelip o teknenin olduğu yere parklama yapamaz. Yalı dairesi sahiplerinin birçoğu yerlerini tekne sahiplerine bırakmış. Kıyıya yanaşmış, halat atmış teknelerden hiçbiri parklama ücreti diye bir ücret ödemez. Zaten çoğumuz tur taşımacılığı yaptığımızdan vergimizi ödüyoruz. Üzerine ekstra bir şey ödeyecek durumumuz da yok. Kıyıda elektrik panolarından yararlananlar elektrik faturasını ödemekle mükelleftir. Kıyı bandı Milli Emlak’a aittir ancak park yeri zamanında kapanın olmuştur. Siz gelip teknenizi istediğimiz yere bağlayamazsınız. Halat atmak isteyen biri varsa günlük 200, 300 lira kira öder. Kıyıya yakın gördüğünüz boş şamandıraların da sahibi var. Her isteyen teknesini bağlayamaz.”
Aynı şekilde Kuruçeşme kıyısına demirli büyük tur teknesinin sahibine yat sahibi olduğumuzu ve yan tarafındaki boş kısma parklama yapmak istediğimizi söyleyince “Bu hatta gördüğünüz her teknenin yeri bellidir. Benim yanımdaki yerin de sahibi var. Şu an yerinde değil ancak gelip teknenizi yanaştırmanıza izin vermez. Yer kiralamak isterseniz başkalarıyla görüşün” dedi.
Tur teknesinin sahibine, parklamaya yönelik herhangi bir resmi evrak olup olmadığını sorduğumuzda ise “Kıyı devlete ait ancak 10, 15 yıl önce teknesini yanaştıran kişi oranın sahibi olmuştur. Boğaz hattındaki tekne sahipleri bunu bilir. Vergi veya park ücreti ödemek gibi bir durum olamaz. Tekneleri park edecek bir mekânımız yok. İstinye’den Kalamış Marina’ya gidip halat bağlamak çok masraflı. Tekneyi alıp, Marmara kıyılarına demirlememiz masraf ve zaman kaybı olacağından Boğaz’da kendi yerlerimizdeyiz” ifadelerini kullandı.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Ulaşımdan Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı Orhan Demir, Boğaz hattında görülen tekne sorununun çözümüne ilişkin şunları dedi: “Kıyı bandı Milli Emlak’a ait olduğundan İBB olarak yaptırım gücümüz yok. Liman İşletmeleri Genel Müdürlüğü yetkilileriyle konuyu ele aldık, inisiyatif alarak sorunu çözmek istediğimizi belirttik. Teknelerin kesinlikle Boğaz hattını mesken tutmalarını istemiyoruz. Boğaz’da denizle vatandaşın arasına hiçbir şeyin girmemesi gerekiyor. Bebek veya Kuruçeşme’ye marina gibi projelere kesinlikle karşıyız. Kıyıları işgal eden, kendi kurallarını uygulayan teknelerin Ataköy, Gürpınar veya Büyükçekmece sahillerine taşınması için çalışma yapacağız. Hiçbir yasal dayanağı olmadığı halde kendi kendilerine yer belirleyen, bu yerleri kiraya verenler olduğu biliniyor. Bu başı bozukluğun düzeltilmesi için yetki alıp çözüme kavuşturmak istiyoruz.”
Prof. Dr. Doğan Yaşar'dan çarpıcı iddia: 'İstanbul Boğazı Donacak'
Boğaz’dan geçen gemi sayısı 2020'de de düştü
İstanbul Boğazı'nı denizanası bastı