Türkiye’nin, Ağustos-2019’da imzaladığı Singapur Sözleşmesi’ne ilişkin TBMM’de yapılan görüşme süreci sona erdi. Yargı reformunun yabancı sermaye açısından en önemli ayaklarından biri olan Singapur Sözleşmesi’nde iç hukuk sürecinin tamamlanması, uluslararası ticari uyuşmazlıkların arabuluculuk yöntemiyle çözülmesinin de önünü açtı. Böylece uluslararası tahkimi kabul eden Türkiye'nin bu konudaki ikinci önemli adımı da atılmış olacak.
Halen hazırlıkları süren ve 2 Mart Salı günü açıklanması beklenen yargı reformunun, yabancı sermaye açısından en önemli ayaklarından birini oluşturan Singapur Sözleşmesi’nin TBMM’deki süreci tamamlandı. Türkiye’nin bu sözleşmeyle ilgili iç hukuk süreçlerini tamamlamış olması, uluslararası ticari uyuşmazlıkların arabuluculuk yöntemiyle çözülmesinin önünü açacak. Böylece uluslararası tahkimi kabul eden Türkiye, bu konudaki ikinci önemli adımı da atmış olacak.
Maliyet ve zaman tasarrufu
Dünya'dan Canan Sakarya haberine göre, uyuşmazlıklarda maliyet ve zaman açısından tasarruf sağlayacak olan Arabuluculuk Sonucunda Yapılan Milletlerarası Sulh Anlaşmaları Hakkında Birleşmiş Milletler Konvansiyonunun Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi’nin görüşmeleri tamamlandı.
Birleşmiş Milletler (BM) Uluslararası Arabuluculuk Sonucunda Yapılan Milletlerarası Sulh Anlaşmaları Hakkında Birleşmiş Milletler Konvansiyonu (Singapur Konvansiyonu) 20 Aralık 2018 tarihinde BM Genel Kuruluda kabul edildi. 7 Ağustos 2019 tarihinde Singapur’da imzaya açılan Konvansiyon Türkiye dahil 46 ülke tarafından imzalandı.
Bu tarihten sonra Konvansiyonu imzalayan ülke sayısı 52’ye ulaştı. Singapur Konvansiyonu 12 Eylül 2020 tarihinde Singapur, Fiji, Katar’ın iç hukuk onay sürecini tamamlamasıyla birlikte yürürlüğe girdi.
‘Güvenli liman’ imajı
Halen Konvansiyonun yürürlükte olduğu, Suudi Arabistan, Belarus ve Ekvator, iç hukuk onay sürecini tamamlayan diğer ülkeler arasında yer alıyor. Konvansiyonu imzalayan ülkeler arasında Amerika Birleşik Devletleri, Çin, Hindistan, Katar, İran, İsrail, Güney Kore gibi Türkiye’nin yoğun ticari ilişkiler içinde olduğu ülkeler yer alıyor. Türkiye’nin Singapur Konvansiyonu’na taraf olmasının yabancı yatırımcılar açısından Türkiye’nin güvenli bir liman olmasını sağlayacağı belirtiliyor.
Sulh anlaşmalarını da etkiliyor
BM Singapur Konvansiyonu, Konvansiyona taraf bir ülkede gerçekleşen arabuluculuk sonucunda yapılan sulh anlaşmalarının diğer taraf ülkelerde nasıl hukuki sonuç doğuracağını düzenliyor. Konvansiyon, yalnızca milletlerarası ticari nitelikli uyuşmazlıklara ilişkin arabuluculuk sonucu yapılan sulh anlaşmalarını kapsıyor. Arabuluculuğun uluslararası alanda kullanımının yaygınlaşmasını amaçlayan Konvansiyon ile ticari arabuluculuk sonucunda taraflar arasında imzalanan sulh anlaşmalarının milletlerarası alanda icra edilmesi sağlanacak.
Gerekçe: Ülkemizin Konvansiyona taraf olmasının arabuluculuk alanında son yıllarda kaydettiği ilerlemeyle uyumlu olacağı ve ticari arabuluculuk sonucunda imzalanan sulh anlaşmalarının icra edilebilirliği bakımından uluslararası işbirliğinin güçlendirilmesine katkı sağlayacağı değerlendirilmektedir
İş ve ticari anlaşmazlıklarda ön şart
Türkiye içinde yaşanan, iş ve ticari anlaşmazlıklara ilişkin arabuluculuk dava öncesi ön şart haline getirilmişti. 2018 yılı başından itibaren işçi ile işveren arasındaki davalarda ön şart haline gelen arabuluculuk, aynı yıl aralık ayında çıkarılan başka bir kanunla ticari davalar için de ön şart haline gelmişti.
“Geleceğimiz dünyaya entegrasyondan geçiyor”
İktisadi Kalkınma Vakfı (İKV) Başkanı Ayhan Zeytinoğlu, Türkiye’nin geleceğinin dünyaya entegrasyondan geçtiği için Singapur Konvansiyonu’na taraf olmanın önemli olduğunu söyledi. Aynı zamanda Kocaeli Sanayi Odası Başkanı da olan Zeytinoğlu, “İKV ve KSO olarak her noktada dünyadan ayrışmadan hatta AB’ye daha fazla entegre olarak büyümemiz, gelişmemiz gerektiğine inanıyoruz. Dünyadan daha fazla yatırım çekmek, bu alanda bir yere varmak için dünyanın kabul ettiği kuralları uygulamamız gerekiyor” diye konuştu.
“Ticaret ve yatırımlar açısından olumlu bir gelişme”
Prof. Dr. İlter Turan şu değerlendirmeyi yaptı: “Uluslararası ticaretin, ihtilafların çözülmesi konusunda ulusal hukuktan arındırılmış bir sistemle izlenmesine ilişkin bir ihtiyaç vardır. Bu sözleşmenin bir parçası olunması, özel iktisadi aktörler arasındaki ilişkiyi uluslararası çerçevelere de uygun şekle getirilmesine ilişkin bir adımdır. Arabuluculuktaki ulusal çerçevelerin sonunda devletler hukukunun bir parçası haline gelmesi, ticaret ve yatırımlar açısından olumlu bir gelişmedir.”
2.9 milyon dolar yerine 120 bin dolara çözüm
Milletlerarası Ticaret Odası verilerine göre 25 milyon dolarlık uyuşmazlık davasında uluslararası tahkime gidilirse yaklaşık 2,9 milyon dolarlık bir masrafın ortaya çıktığı; aynı uyuşmazlığın arabuluculuk yoluyla çözümünde ise maliyetin 120 bin dolara düştüğü ifade edildi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, içinde yabancı sermayeyi doğrudan ilgilendiren konuların da yer aldığı yeni yargı paketini 2 Mart Salı günü açıklayacak. Halen Adalet Bakanlığı ile Cumhurbaşkanlığı’nın üzerinde çalıştığı İnsan Hakları Eylem Planı kapsamında; 9 amaç, 49 hedef ve 374 faaliyet yer alıyor.
Batılı diplomatlar: Türkiye’nin reform yolunda attığı ilk adım
Yazar Zeynep Gürcanlı, Türkiye'nin ilk imzacı ülkelerden biri olduğu Singapur sözleşmesini onaylama yoluna gitmesinin, batılı diplomatlar tarafından "Türk hükümetinin son dönemde sıkça bahsettiği reformlar yolunda attığı ilk adım" olarak yorumlandığını yazdı. Gürcanlı şöyle devam etti: Singapur Sözleşmesi'nin, uluslararası hakemliği düzenleyen 1958 tarihli New York sözleşmesine oranla, daha çok ülke tarafından imzalandığını ve ülke resmi onaylarının da ard arda gelmeye başladığına dikkat çeken Batılı bir diplomat, "Türkiye'nin de onaylayan ülkeler arasına katılması, Türkiye'de iş yapmak isteyen yatırımcılar için iyi haber" ifadesini kullandı. Singapur Sözleşmesi'nin aile içi anlaşmazlıklar, miras ve iş hukukuna ilişkin anlaşmazlık dışında tüm ticari faaliyetleri kapsayan bir uluslararası sözleşme olduğuna dikkat çeken bir başka Batılı diplomat ise, "sözleşme sayesinde, Türkiye'nin ulusal hukuk sistemi ve uygulamaları anlamında sıkıntı yaşayabileceklerini düşünen yabancı şirketler, şimdi daha rahat hareket edebileceklerdir. Türkiye'nin sözleşmeyi resmen onaylaması, ülkeye girecek yabancı yatırım için de teşvik edici bir unsur" diye konuştu.
Başka hukuki düzenlemeler de gerekli
Türk hukuk sisteminde son dönemde yabancı yatırımcıların en çok şikayet ettikleri unsurların, herhangi bir anlaşmazlık halinde uzun ve pahalı mahkeme süreçleri olduğuna dikkat çeken Batılı diplomat, "Sözleşmenin yürürlüğe girmesiyle, mahkemeleri devre dışı bırakacak uzlaştırma sistemi bu tip sıkıntıları da ortadan kaldıracak, Türkiye'yi yabancı yatırım için daha uygun hale getirecektir" dedi. Türkiye'nin son dönemde mahkeme süreçlerini ortadan kaldırmak için uygulamakta olduğu arabuluculuk kurumunun da Türkiye'nin bu yöndeki tecrübelerini arttırdığına dikkat çeken Avrupalı bir diplomat ise, şöyle konuştu; “Dünyada kırılgan ekonomiler arasında anılan Türkiye'nin Singapur sözleşmesini imzalaması, ülkeye yabancı yatırım girişini kolaylaştırır, ama tek başına garanti etmez. Bunun, yabancı yatırımcıyı koruyacak başka önlemler ve hukuki düzenlemelerle de tahkim edilmesi gerekir.”
Borsalarda dikkat edilmesi gereken uyarı sinyalleri
TÜİK: Ocak'ta dış ticaret açığı 3,03 milyar dolar oldu
Soğuk cüzdanla kara para aklama
Ford Otosan’da vurgunun şifresi: Faktoring