İstanbulluları çıldırtan trafik yoğunluğu, her geçen gün iyice katlanılmaz hale geldi. Ana arterlerde, zirve saatlerde görmeye alışkın olduğumuz yoğun trafik, son 2 haftadır tüm güne yayılırken, uzmanlar bu durumu 'zirve saat sapması' olarak yorumluyor.
Milliyet'ten Mert İnan'ın haberine göre; Günlerdir yapılan tüm uyarıların sonuçsuz kaldığını bizzat deneyimlerken, araç hızları zirve saatlerde E-5, TEM otoyolu, Köprü geçişleri ve bağlantı yollarında 10 km/saat hız seviyesine gerilemiş vaziyette. Normalde sabah işe gidiş ve akşam eve dönüş saatlerinde tıkanan ana arterlerdeki yoğunluk, artık sabahın ilk ışıklarından akşam 21.00'den sonrasına da sarkabiliyor.
5.8 km mesafelik yol 32 dakika sürdü
Geçtiğimiz akşam 20.15'de Sait Çiftçi Hastanesi'nin önünden hareket ederek Şehitler Köprüsü üzerinden 5.8 km mesafedeki Beylerbeyi Sarayı'na ulaşmamız tam 32 dakika sürdü.
Uzmanlar bu durumu özel araç tercih edenlerin sayısındaki yüzde 10'luk artış ile mesai kavramını ortadan kalkmasına başlarken, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Ulaşımdan Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı Orhan Demir, Milliyet'e yaptığı açıklamada, "Toplu taşımadan özel araca yönelişin önü kesilmiyor. Kovid-19 vaka sayısı ile toplu ulaşımdaki doluluk oranları arasında bir paralellik yok. Yani vatandaşlarımız boşuna endişe edip, toplu ulaşımdan kaçınıyor. Bir diğer sorun da araç fiyatlarının tavan yapmasından sonra dar gelirli birçok insanın eski araçlara yönelmesi oldu. Çok fazla yolda kalan araç olduğunu görüyoruz. Bu durum bile trafiğin akışını bozabiliyor. Sokağa çıkma yasakları düzenli trafik hareketi dediğimiz dengeyi tamamen altüst etti. Artık 'Zirve Saat' dediğimiz durum da tamamen değişti. Zirve Saatler pandemi nedeniyle neredeyse gün ortalarına kadar sarkmış durumda. Biz buna 'Zirve Saat Sapması' tanımı yapıyoruz" şeklinde konuştu.
Vatandaş 'Asla toplu taşımaya binmem' diyor
Toplu ulaşımdaki doluluk oranlarının yüzde 50 azaldığına da dikkat çeken Demir, "Toplu ulaşım yarı kapasiteyle çalışılıyor. Karayolu trafiği tam anlamıyla dengesiz ve katlanılamaz duruma geldi. Vatandaşın büyük bir kısmı, 'Asla toplu taşımaya binemem' diyor. Sefaköy, Avcılar, Beylikdüzü, Esenyurt'taki nüfus yoğunluğu İstanbul'un merkez lokasyonu dediğimiz bölgelerdeki trafiği etkiliyor. Anadolu Yakası'nda ise Ataşehir'den Altunizade'ye uzanan bölgedeki nüfus hareketi de merkez ve merkeze çıkan yollarda kilitlenmeye neden oluyor" dedi.
Kovid-19 öncesi döneme göre %30'luk artış
İstanbul Ticaret Üniversitesi Ulaşım Bölümü Müdürü Prof. Dr. Mustafa Ilıcalı, İstanbul'un ana arterlerindeki trafik yoğunluğunda Kovid-19 öncesi döneme göre %30'luk artış tespit ettiklerini belirterek şunları söyledi:
"Benzer durum 2005 yılında da ortaya çıkmıştı. O dönem köprülerdeki nakit geçişlerden, şişe ağzı dediğimiz şeritlerin düzenlemesine kadar birçok yenilik hayata geçirildi. 2005 İstanbul ulaşımı için kırılma yılıydı. O toplantılardan sonra toplu ulaşımda büyük yatırım ve atılımlar gerçekleştirilmeye başlandı. Bu nedenle hem belediye başkanları, hem hü kümet ortak planlama yapmalı. Sürücü davranışları bu şekilde devam ettiği sürece trafik çilesi bitmez. Olur olmadık her yerde duraklama yapan veya yolcu indirip, bindiren sürücüler de trafiğin artmasına neden oluyorlar. Bunlar için EDS'lerin artırılması gerekiyor. Son bir haftadır katlanılamaz dediğimiz tablo ortaya çıkmış durumda. Zirve saatlerde ana arterlerdeki hız 10km/saat seviyesine düşmüş vaziyette. Korktuğumuz başımıza geldi. Toplu ulaşım yarı yarıya düşerken, trafik 1.5 kat artmış durumda" şeklinde konuştu.
Bir cuma klasiği: Kısıtlama öncesi trafik
İstanbul'da kısıtlama öncesi yine trafik yoğun