FINANSGUNDEM.COM - DIŞ HABERLERİ
Korona virüs pandemisi neden olduğu can kaybı ve işsizliğin yanı sıra ABD’lilerin ruhsal yapısında da değişiklikler meydana getirdi. İnsanlar yaşam biçimlerini, iş pratiklerini, sosyalleşmeyi ve harcama alışkanlıklarını gözden geçirdi. İnsanlar korona virüs pandemisi ortaya çıktığından bu yana çok daha fazla hayat sigortası satın alıyor. Bu ürün pandemi öncesinde uzun süreli bir düşüş trendi gösteriyordu.
Bu durum hayat sigortasının önemli olmadığı anlamına gelmiyor. Finans danışmanları yıllardır insanların varlıklarını ölüm, sakatlık ve uzun süreli hastalıklara karşı korumaları gerektiğini anlatıyor. Yine de hayat sigortasına yönelik taleplerde düşüş görülüyordu. MassMutual Financial Advisors’ın Başkanı John Vaccaro, “insanlar bu konuda düşünmek istemiyor. Bir yenilmezlik hissi var” dedi.
Forbes’un haberine göre, bundan 60 yıl önce ABD’lilerin %72’sinin hayat sigortası vardı. Yetişkinliğe erişen ve ailesini kuran birçok kişinin ilk satın aldığı ürünlerden biriydi. Şimdi ABD’lilerin yalnızca %54’ünün hayat sigortası var. Talepteki bu düşüş demografik, davranışsal ve düzenlemelerdeki değişimlerden kaynaklanıyor olabilir. İnsanların yaşam süresi uzadıkça, hayat sigortasına duyulan ihtiyaç azaldı. Bireyler aynı zamanda birikime odaklanmaktansa tüketime yöneldi.
1980 ve 1990’larda görülen finansal deregülasyon yeni yatırım seçeneklerinin ortaya çıkmasına neden oldu. Borsaların sağladığı yıllık getiriler çekici göründü ve yalnızca poliçe sahibinin ölümüyle getiri sağlayan hayat sigortasını geride bıraktı. Geçtiğimiz yıl korona virüs pandemisi ortaya çıktığında birçok aile, eve ekmek getiren bireyin hayatını kaybetmesi halinde güvencelerinin olmadığını fark etti.
Araştırma sonuçları ve ürün tasarımı ve satışıyla ilgili yeni yaklaşımlar edinen sigorta şirketleri, son beş yıldır sessiz bir geri dönüş gerçekleştiriyordu. Korona virüsün etkisi ise sigorta şirketlerinin elini güçlendirdi. 1995’ten bu yana hane halkı varlıklarında, varlık yöneticilerine 3 trilyon dolar kaybeden sigorta şirketleri, sıkı bir kampanya başlattı.
Sigorta şirketleri ticaret örgütü Finseca’nın CEO’su Marc Cadin, “gerçek şu ki yeterince sigorta sahibi olmayan bir toplumumuz var. Yeterli sigortaya sahip olmayan 30 milyon kişi var ve 30 milyon kişinin ise hiç sigortası bulunmuyor” dedi. Açıklamasının devamında, “sektör hikayesini anlatma ve sigortanın vaat ettiği değeri açıklama konusunda başarılı olmadı” ifadesini kullanarak hayat sigortasının pahalı bir ürün olduğunun düşünüldüğünü söyledi.
Sigorta şirketi yöneticileri ise sıklıkla finans danışmanlarının hisse, tahvil ve fon gibi yatırım ürünlerinin yanı sıra sigorta ürünleri satması gerektiğini de dile getiriyor. Ohio National Financial Services’ın CEO’su Barbara Turner, “müşterilerle ortak noktada buluşmanız gerekiyor ve bir ürün herkese uymuyor” dedi. Açıklamasının devamında, “yalnızca hayat sigortası satan acentalar olamaya devam edecek ancak müşterilerinin ihtiyaçlarına yanıt veren kapsamlı düşünen finans danışmanları da olacak” ifadesini kullandı.
LIMRA tarafından yapılan bir araştırmaya göre, her 10 ABD’linin 6’sı pandeminin hayat sigortası konusunda düşünmelerine neden olduğunu söylüyor. 45 ve üzeri yaşta ve çocuk sahibi olan bireylerin %52’si ise gelecek 12 ay içinde hayat sigortası satın almayı planladığını açıkladı. 45 yaşın altındaki bireyler ise hayat sigortasına yönelik daha büyük bir ilgi gösteriyor. LIMRA’nın verilerine göre 45 yaşın altında, çocuk sahibi olmayan çiftlerin %76’sı gelecek 12 ay içinde hayat sigortası satın alacaklarını söyledi.
Sigortacılık sektörü insanların ailelerini ve evlerini korumalarına yardım etmenin yanı sıra, servetlerini korumalarına yardım etme konusunda da bir fırsat görüyor. Finseca CEO’su Cadin, “düşünce biçiminde önemli bir değişim sürüyor ve sektörde bu değişimle birlikte yükseliyor” dedi.
Brexit'in sonrasında asıl savaş nerede veriliyor?
Avrupa bankacılık sektöründe bölünme
Dünyanın en büyük varlık şirketine şok suçlama