FINANSGUNDEM.COM - DIŞ HABERLER SERVİSİ
Bankacılar, İngiltere’nin koruma kanununun geleceği nedeniyle, İngiltere Merkez Bankası’yla karşı karşıya gelmeye hazırlanıyor. Bankacılık sektörünün bir kısmı, kısıtlamaların sürdürülmesi gerektiğinde ısrarcı olan düzenleyicilerle fikir ayrılığında.
Perakende ve yatırım bankacılığı birimleri kurallar nedeniyle ayrı operasyonlar halinde yürümek zorunda. Bu nedenle ortaya çıkan endişeler, Wall Street devi Goldman Sachs ve ticari banka Metro Bank gibi bankalar arasında sıra dışı bir dayanışma meydana getirdi.
Geçtiğimiz hafta İngiltere Maliye Bakanlığı’nın 2013 yılındaki kanunu yürürlüğe sokmasıyla ise tartışma iyice kızıştı. Tartışmaların cephesinde ise Standard Life Aberdeen’in Eski CEO’su Keith Skeoch ve HSBC’nin Eski CEO’su John Flint yer alıyor. İkili ise İngiltere Maliye Bakanı Rishi Sunak’a rapor veriyor.
Koruma kuralları, 2019’da yürürlüğe girdi. Kurallar gereği kredi kurumları perakende operasyonlarını yatırım bankacılığı birimlerinden ayırmak zorunda. Bununla müşterilerin büyük yatırım kayıplarından korunması amaçlanıyor.
Financial Times’ın haberine göre, ülkede faaliyet gösteren yabancı bankalar, mevcut yapının büyümeyi engellediğini ve İngiltere’ye yapılacak yatırımların önünü kestiğini savunurken, daha küçük şirketler yükelen maliyetlerin rekabete zarar verdiğinden endişeli.
İngiltere Merkez Bankası ise bankacıların görüşlerine karşı çıkıyor. Düzenleyici kurum koruma kurallarının, yatırım bankacılığının aşırı uçlarından vergi mükelleflerine önemli bir koruma sağladığını öne sürüyor.
Kurallar, bir banka üç yıl içinde perakende ve küçük işletme mevduatlarında 25 milyar sterlin sınırını aştığında devreye giriyor. Süreç oldukça maliyetli ve bağımsız bir yönetim kurulu oluşturulmasını ve yeni uyum önlemleri alınmasını gerektiriyor.
Aynı zamanda bankaların ucuz perakende mevduat hesaplarına erişimini kısıtlayarak da maliyeti yükseltiyor. Bazı bankacılar, Brexit sonrası oldukça düşük faiz seviyelerinde siyasilerin kuralları yumuşatabileceğini düşünüyor. Bu uygulama aynı zamanda, İngiltere’nin uluslararası arenadaki rekabette öne geçebilmesi için de gerekli görülüyor.
Konu özellikle Goldman Sachs için önem taşıyor. 2018 yılında Marcus adı altında İngiltere’de kurduğu perakende bankasının ardından, hızla 25 milyar sterlinlik mevduat limitine ulaştı ve yeni müşteri alımını durdurmak zorunda kaldı.
Goldman mevduat hesaplarını Londra’da bulunan uluslararası yatırım bankacılığı operasyonlarını düşük maliyetle finanse etmek için kullanıyor. Kısıtlama kurallarını uyguladığı takdirde ise, bu pratik yasaklanacak.
Bankacılar bir araya gelerek, mevduat limitinin 40 milyar sterline yükseltilmesi için baskıları artırmaya odaklanacak. Diğerleri ise tavanın İngiltere’nin gayrisafi yurtiçi hasılasının büyümesi ve İngiltere’nin yatırımcı çekebilmesi için daha da yükseltilmesi gerektiğini düşünüyor. Ancak düzenleyici kurumun pozisyonu mevcut limiti korumaya yönelik.
Tavan limitin yükseltilmesi, geçtiğimiz ay İngiltere’de dijital tüketici bankasının açılışını duyuran JPMorgan’a da fayda sağlayacak. Daha yüksek mevduat limiti, ABD’li bankaya birimlerini bölmeden önce daha fazla büyüyebilme imkanı tanıyacak.
Bank of America çalışanları eşitsizlikten şikayetçi
Visa’nın Bitcoin açılımı etkili olacak mı?
Barclays CEO’su: İngiltere Avrupa’ya takılı kalmamalı