Yazdır
FINANSGUNDEM.COM - DIŞ HABERLER SERVİSİ
UBS ve Citigroup’un eski çalışanı Tom Hayes, Londra bankalar arası faiz oranlarında (Libor) manipülasyon yaptığı gerekçesiyle 2015 yılında 14 yıl hapse mahkum edilmiş sonrasında cezası 11 yıla indirilmişti. Hayes mahkeme süreci boyunca yöneticilerinin yaptıklarının farkında olduklarını ve hatta onlara göz yumduklarını iddia etmişti. 29 Ocak 2021'de Hayes, cezasının yarısını çektikten sonra İngiltere’deki Ford Açık Cezaevi'nden serbest bırakıldı.
Financial News’in haberine göre Hayes hapisten çıkmasının ardından dışarıdaki hayata uyum sağlamak konusunda sorun yaşıyor. Tom Hayes röportajında, “İronik bir şekilde kendimi odamda çok uzun süreler kalırken buldum. Yaşamayı tekrar öğrenmek zorunda kalıyorum” ifadelerine yer verdi.
2015 yılındaki duruşması öncesinde Asperger Sendromu teşhisi konan Hayes, çoğunlukla maksimum güvenlikli cezaevlerinde geçirdiği 5,5 yılı “korkunç” koşullar altında geçirdiği “tramvatik” bir dönem olarak tanımlıyor.
Hayes bir borsa bankacısı olarak kariyerinin zirvesinde olduğu yıllarda şimdilerde boşanmış olduğu eşi ile birlikte henüz 32 yaşındayken 1,2 milyon sterlinlik bir ev almayı başarmıştı. Ancak evin satışından elde edilen gelirler ve kazancının büyük çoğunluğuna daha sonraki süreçte İngiltere Mahkemeleri tarafından el konuldu veya mahkeme ücretlerine harcandı.
Hayes’in mahkeme ve hapishane süreci şimdi 9 yaşındaki oğlu Joshua ile ilişkilerine ve eski eşi Sarah ile “harika giden” evliliklerine mâl oldu. “Evliliklerin %84’ü hapishane sürecinde son buluyor. Ben de şansı %16’nın arasında değildim” ifadelerine yer veren Hayes, Eylül 2019’da karşılıklı saygıyla boşandıklarını ve ayrılığın suçlusunun kendisi olduğunu belirtiyor.
Eski bankacı, “Para sadece paradır. Sadece bir eşyadır, değil mi? Bilirsiniz, bir insanı tüm malını mülkünü elinden alabilirsiniz. Ancak birinden bir çocuğun babası olma, bir eşin kocası olma yeteneğini alırsanız bu en acılı gerçekten de en acılı şeydir. Bu bir hayat boyu devam edecek bir cezadır” açıklamasında bulundu.
Ancak tüm kötü tecrübelerine rağmen Hayes finans dünyasına geri dönmeyi ertelemek istemiyor. Eski bankacı sektörde tekrar çalışmasını engellemek istiyorlarsa, İngiltere Finansal Yürütme Otoritesi’yle (FCA) savaşmaya hazır olduğunu açıklıyor.
FCA 2017 yılında Hayes’in finansal piyasalarda işlem yapmasını Libor skandalını öne sürerek, “finansal hizmetler sektöründe herhangi bir sınırlanmış bir faaliyetle ilgili herhangi bir işlem yapmak” gerekçesiyle yasak getirmeyi denedi. Ancak Hayes’in avukatları bu hamleye itiraz etti ve FCA yasağın ertelenebileceğini açıkladı.
Hayes, “Bu konuda FCA’e itiraz etmekten oldukça mutluyum. Eğer piyasa düzenleyicisiyle savaşıyorsanız, nükleer silahınız olmayan bir nükleer savaştasınız demektir. Çeşitli uluslararası kısaltmaları olan kurumlar tarafından günah keçisi ilan edilmekten bıktım. Yasağa itiraz edeceğim. Kaybedecek hiçbir şeyim yok” ifadelerine yer verdi. FCA konuyla ilgili açıklama yapayı reddetti.
Birçok arkadaşının koruma fonları ya da ticaret kodları algoritmaları konusunda kendisiyle halihazırda iletişime geçtiğini belirten Hayes “bir daha asla bir banka için çalışmayacağı” için çok mutlu olduğunu açıkladı.
Londra bankalarında çalışmanın bir insandaki en kötü karakterin ortaya çıkmasına neden olduğunu belirten Hayes aynı zamanda getiriler ve kârlar yüksek performans gösterdiğinde finansal hizmetler sektörünün meritokratik doğasını sevdiğini de sözlerine ekledi. Hayes’e göre bu aynı zamanda sorunların da ortaya çıkmasına neden oluyor.
Hayes sektöre yeni başlayan bankacılara yaptığı tavsiyesinde üstlerinden aldıkları tüm emirlerin yazılı olmasından emin olmalarına dikkat etmeleri gerektiği konusunda uyarıyor. Hayes, “Eğer önünde sonunda hapse düşme tehdidi yaşamak istemiyorsanız tüm talimatların yazılı olduğuna emin olun” ifadelerine yer veriyor.
Eski bankacı 2006 ve 2009 yılları arasında çalıştığı İsviçre bankası UBS tarafından “komplo”ya kurban gittiğini yineliyor.
UBS, Hayes'in 2018'de yaptığı suçlamanın "çeşitli yargı kanallarından çok sayıda hükümet yetkilileri tarafından soruşturulduğu ve belgelendirildiğini" ve İngiltere'deki duruşmasının ardından Hayes’in "eylemlerinin yasaları ihlal ettiği sonucuna varıldığını" söylemişti.
Hayes 2018 yılında verdiği başka bir röportajda, Libor skandalı davasında savcı konumunda olan İngiltere Ağır Dolandırıcılık Ofisi’nin (SFO) soruşturma süresince UBS’in hukuk birimiyle beraber çalışmayı kabul ettiğine dikkat çekmişti. Hayes, bunun “büyük miktarda kanıtın gizli kalacağı” anlamına geleceğini açıklamıştı.
Eski bankacı bugünkü röportajında ise kendisini suçlu göstermek için gerçek bir “uğursuz ittifak”ın kurulduğunu belirtiyor. Hayes, “Londra finansına girmekten dolayı pişmanlık duymuyorum. Yaptıklarımdan dolayı pişmanlık duymuyorum. Pişmanlık duyduğum şey güvenmemem gereken insanlara güvenmiş olmam. Benim yaptığım asıl hata buydu” dedi.
UBS ve SFO konuyla ilgili açıklama yapmayı reddetti.
İngiltere Merkez’den değişiklik yok
Küçük yatırımcılara kazandıran 2 borsa stratejisi
