FINANSGUNDEM.COM - DIŞ HABERLER SERVİSİ
Korona virüs pandemisi ortaya çıkmamış olsa dahi iflas etme ihtimali oldukça yüksek olan şirketler, IMF verilerine göre, geçtiğimiz yıl boyunca küresel ekonomiyi desteklemek için alınan eşi benzeri görülmemiş teşvik önlemleri sayesinde ayakta kalmayı başardı. Bu şirketlere bir süre daha destek verilmesi gündemde. Genellikle iflas oranları, gayrisafi yurtiçi hasıla düşmeye başladıktan sonraki çeyreklerde yükselir. Ancak geçtiğimiz yıl bahar aylarında pandemi küresel ekonomiye darbe indirdiğinde, bunun tam tersi gerçekleşti.
İflaslarda sert bir düşüş başladı ve devam ediyor. Çalışanların maaşlarının devlet tarafından karşılandığı ücretsiz izin programları, şirketleri korumak için kredi garantileri ve iflas başvurularına moratoryum gibi teşvik önlemleri, IMF’ye göre “ayakta kalması imkansız olan bazı şirketlerin iflasını önlüyor.” Jeffries’in Ekonomisti David Owen, verilerin “şaşırtıcı ve eşi benzeri görülmemiş” olduğunu söyledi.
Financial Times’ın haberine göre bu sıra dışı trend, içinde bulunduğumuz krizin kendine has doğası nedeniyle ortaya çıktı.
ABD Maliye Bakanlığı’nın Eski Başekonomisti Karen Dynan, “birçok resesyon ekonominin yapısındaki bazı dengesizlikler nedeniyle ortaya çıkar ve bu nedenle ekonominin yapısının değişmesi gerekir” dedi. Açıklamasının devamında, “bu şok ekonominin dışından geldi, bu nedenle ekonomi durgunlaşmaya başladığındaki yapıyı, toparlanma sürecinde de korumak istiyorsunuz” ifadesini kullandı.
Danışmanlık şirketi Bain’in Makro Trendler Grubu Direktörü Karen Harris’e göre, bu önlemler, “borç geri ödemede zorluk çeken bazı şirketlerin iflasının önüne geçti.” Harris, “bu acil durum önlemleri kaldırıldığında gerçekleşen hasarın gerçek boyutu ortaya çıkacak” dedi. Hükümetler tarafından sağlanan desteklerin, henüz cevabını veremediğimiz soruların sorulmasını erteliyor: Seyahat, eğlence, perakende ve hizmet gibi en ağır darbeyi alan sektörlerden hangisi ne kadar toparlanma gösterecek?
Şirketler ofislere geri dönecek mi, ve şehir merkezlerindeki ekonomik yapılar bunun sonucunda ne şekilde değişecek? Bu durum aynı zamanda, hayatlarını değiştirecek finansal zorluklarla karşılaşma ihtimali oldukça yüksek olan milyonlarca insanı da istihdam piyasasının içinde tutuyor. İnsanlar ne kadar uzun süre işsiz kalırsa, kabiliyetleri köreliyor ve yeni bir iş bulma ihtimali düşüyor.
Bu görüş, en azından kısa vadede iflas dalgalarını ertelemek için oldukça geçerli. Ancak küresel ekonomi bu yıl toparlanma evresine girerken, siyasiler destekleri kaldırmak için en uygun zamanı bekleyecek. Hükümetlerin destekleri hızla geri çekmesi bir kitlesel yok oluşa neden olabilir. Krizin en kötü etkilerinden korunan işler, kitlesel olarak kaybedilebilir.
Bazı önemli ekonomilerde yeni kurulan şirketlerin sayısı da sıra dışı bir şekilde artıyor ve küresel ekonominin bazı bölümlerinin sağlıklı bir toparlanma gösterdiğinin işaretlerini veriyor. Ancak Owen’a göre, “bu yeni şirketlerin, işlerini kaybedebilecek olan insanların hepsine istihdam sağlama ihtimali çok düşük.” Kitlesel iflasların aynı zamanda bankaları da artan batık kredi riskiyle karşı karşıya bırakma ihtimali oldukça yüksek.
Owen, “stres testi bankaların eskiden olduklarından daha güçlü olduklarından emin olmamız anlamına geliyor ancak eğer kurumsal şirketlerden bir batık kredi dalgası gelirse, hasarın çoğunu bankalar alacak” dedi.
Açıklamasında, “bu şirketlerin, genel ekonomik toparlanmaya zarar vermeden kapanmasını nasıl sağlayabileceğimizi düşünmeliyiz” ifadesini kullandı. Bu nedenle, Dynan’a göre, “ekonomik toparlanma, bazı insanların düşündüğü kadar kolay olmayacak.”
Açıklamasının devamında, “verilmesi gereken kararları erteliyoruz ancak şimdilik doğru olanı yapıyoruz” ifadesini kullandı.
İngiltere'de hizmet PMI'da son 8 ayın en sert daralması
Euro Bölgesi'nde enflasyon beklentileri aştı
Bankaların açıklanan 2020 yılı bilançoları