Avrupa Birliği’nde üye ülkeleri hatta Türkiye’yi de yakından ilgilendiren ‘Avrupa Yeşil Düzen Planı’ (Green Deal), enerji kullanımı, çiftçilik, barınma, ulaşım, ticaret ve diplomasi alanında kökten değişiklikleri içeriyor. Ülkelerin karbon ayak izine göre karbon sınır vergisi gibi dış ticaret ve uluslararası yatırım ve finansman politikalarında yapılacak yeni yasalar çerçevesinde, Türkiye’nin izleyeceği yol büyük önem taşıyor.
Türkiye’de yapılan yenilenebilir enerji çalışmalarının, ‘Avrupa Yeşil Düzen Planı’ kapsamında diğer ülkelere bir adım önde olmasına yardımcı olacağı konusunda görüş bildiren Yenilenebilir Enerji Araştırmaları Derneği, ‘Avrupa Yeşil Düzen Planı’ ve ülkemize olası etkileri ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu.
Küresel iklimin ortaya çıkarttığı olumsuz etkiler ile tüm dünya mücadele ederken, bir yandan da küresel iklime neden olan karbon emisyonları azaltmaya yönelik önlem çalışmaları da devam ediyor. Avrupa Birliği tarafından ilk kez 2019 yılında tanıtımı yapılan ‘Avrupa Yeşil Düzen Planı’ (Green Deal), 2050 yılına kadar iklim açısından karbon nötr olma hedefini içeriyor.
KARBONSUZ EKONOMİK BÜYÜME İÇİN YOL HARİTASI
Karbon temelli ekonomik büyüme yerine enerji ve materyal verimli, döngüsel ekonomiyi esas alan karbonsuz bir ekonomik büyüme modeli geliştirme amacı taşıyan ‘Avrupa Yeşil Düzeni Planı’, enerji kullanımı, çiftçilik, barınma, ulaşım, ticaret ve diplomasi alanında kökten değişiklikleri içeriyor. Karbon nötr olma açısından uzun süreli hedefleri ile bir yol haritası olma özelliği de taşıyan anlaşma kapsamında yasaların hazırlanması, hayata geçirilmesi ve gereken bütçelerin hazırlanması için AB bakanları ve Avrupa Parlamentosu Milletvekilleri konu üzerinde çalışmalarını sürdürüyor.
TÜRKİYE'NİN DE DİKKATE ALMASI GEREKEN KURALLAR
Avrupa Birliği’ne bağlı üyelerin yanı sıra ticaret, diplomasi, ulaşım gibi konularda küresel bir etkiye sahip olduğunu belirten Yenilenebilir Enerji Araştırmaları Derneği – YENADER Başkanı Prof. Dr. Kerem Alkin, “Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen tarafından açıklanan uzun soluklu yol haritası olan ‘Avrupa Yeşil Düzeni Planı’nı diğer stratejik çalışmalardan ayıran en önemli noktalardan birisi de tüm dünyayı etkileyecek bir çalışma olması. Avrupa Birliği üye ülkelerinin sorumlu olduğu kurallar nedeniyle uluslararası rekabette dezavantajlı duruma düşmemesi amacıyla, dış ticaret ve uluslararası yatırım ve finansman politikalarında büyük değişiklikleri öngörüyor. Özellikle Avrupa Birliği üye ülkelerinin başka ülkelerle yapacağı serbest ticaret anlaşması gibi liberalleşmeye yönelik anlaşmalar için aday partner ülkenin Paris Anlaşması’nı “onaylama ve etkin bir şekilde uygulaması” ön şartını getirmesi, Avrupa Birliği’ne ihracat yapan ülkelerin ürünlerine de karbon ayak izine göre karbon sınır vergisinin uygulanacak olması ülkemizdeki yapılacak çalışmaları da etkileyecek” diye konuştu.
“KARBON SINIR VERGİSİNE KARŞI ÜRETİM GÖZDEN GEÇİRİLMELİ”
Özellikle Avrupa Birliği ile yapılacak ticari anlaşmalarda ve ihracat sürecinde Türkiye’nin mutlaka üretim süreçlerini yeniden gözden geçirmesinin gerektiğinin altını çizen YENADER Başkanı Prof. Dr. Kerem Alkin, “Türkiye’nin halihazırda AB ile Gümrük Birliği ortaklığı mevcut ancak gündemde bu ortaklığın güncellenmesi gerekiyor. Öte yandan ülkelerden gelen ürünlerde ülkenin karbon ayak izine göre karbon sınır vergisi uygulasını da içeren anlaşma, Türkiye’deki üretim süreçlerinin de yeniden gözden geçirilmesini gerektiriyor” dedi.
YENİLENEBİLİR ENERJİ ÇALIŞMALARI TÜRKİYE’Yİ AVANTAJLI HALE GETİRİYOR
Türkiye’nin sürdürülebilir bir gelecek politikasında önemli yere sahip olan yenilenebilir enerji çalışmalarının ‘Avrupa Yeşil Düzeni Planı’nı ile uyumlu olduğunu belirten Yenilenebilir Enerji Araştırmaları Derneği – YENADER Başkan Yardımcısı Ali Karaduman, “Türkiye’de son dönemde artış gösteren yenilenebilir enerji alanındaki çalışmalar, üreticiler içinde büyük öneme sahip. Özellikle ülkelerin karbon ayak izine göre karbon sınır vergisi uygulanması açısından Türkiye avantajlı konumda. Hindistan ve Çin gibi ülkelere göre karbon ayak izinin düşük olması, yenilenebilir enerji çalışmalarının her geçen gün artması, Avrupa Birliği ülkelerine daha kolay ihracat yapılmasına böylece ülke ekonomisinin de kalkınmasına katkı sağlayacaktır” diye konuştu.