Yazdır

Küresel kredi piyasalarında tehlikeli denge

Tarih: 18 Ocak 2021 - 12:59

Korona virüsün etkisindeki piyasaları kurtarmak için küresel merkez bankaları ciddi piyasa hamleleri gerçekleştirdi. Ancak bu hamleler önümüzdeki sürece ilişkin kredi piyasalarında çok kırılgan bir dengeyi ortaya çıkardı

FINANSGUNDEM.COM - DIŞ HABERLER SERVİSİ

Kurumsal tahvil piyasalarındaki koşullar kredi piyasaları uzmanları için sinir bozucu görülmeye başladı. Financial Times’ın haberine göre UBS’in Kredi Stratejileri Ekibi Başkanı Matt Mish piyasalarda oluşan tehlikeli dengeye dikkat çekiyor.

Mish’in ifadelerine göre küresel çapta merkez bankalarından sağlanan kritik destek borç alma maliyetlerini düşürüyor ve yatırımcı talebinin düşmesi halinde arka fren görevi görüyor. Bu desteğin çekilmesiyle birlikte söz konusu dengenin parçalanması hiçten bile değil.

Baş stratejist konuyla ilgili açıklamalarında destek bloklarından parçalar alınarak dengeli bir kule oluşturulmaya çalışılan Jenga oyunu örneğini vererek, “Bir notada yatırımcılar tıpkı Jenga’da olduğu gibi sürekli daha fazla parça kaybettiklerini fark edecekler. Bu kulenin kesinlikle yıkılacağı anlamına gelmiyor. Ancak bu potansiyel daha fazla volatilite oluşmasına sebep verebilir” ifadelerine yer verdi.

Bankacılara göre bu durum acil bir risk oluşturmasa da müşterilerle olan görüşmelerin kesilmesine neden oluyor. Merkez bankalarının kredi piyasalarını destekleme taahhüdünü nasıl hafifleteceği ve kredi piyasalarını desteklemekte yetersiz kalması konusunda ne olacağı ise büyük bir merak konusu

BNP Paribas’ın Borç Piyasaları Birimi Eş Başkanı Mark Lynagh konuyla ilgili açıklamasında, “Pazara fiyatlandırılan iyimserlik önemli. Bu özellikle de merkez bankası desteğiyle yönlendiriliyor ve aşının dağıtım süreciyle devam edeceği varsayımıyla destekleniyor. Bunların herhangi birinde iç açıcı olmayan bir taraf oluşursa bu kredi piyasasında risk oluşturacaktır” ifadelerine yer verdi.

ABD’de bu kritik dengenin ilk parçası kurumsal kredi imkanlarının yavaşlamasıyla birlikte yıl sonunda nihayete erdi. Söz konusu krediler korona virüs krizinin en ciddi satış dalgasına neden olduğu geçtiğimiz yılın Mart ayında piyasaların kurtuluşunu sağlamıştı. ABD Merkez Bankası’nın (FED) tarihi şirket tahvili alma kararı yatırımcı güvenini tetiklemiş ve yeni kredilerin musluğunu açmış ve şirketlerin ekonomik kriz sırasında yeni borç kaynakları bulmasını sağlamıştı.

Bu imkanların geri çekilmesine rağmen yatırım notlu ve yüksek verimli tahvillerin ortalama verimlerinin rekor seviyelerde düşük olması sayesinde denge halen sürdürülebiliyor.

Kritik dengenin ikinci parçası ise bazı öngörülere göre FED’in devlet tahvili alımlarını bu yıl gibi erken bir dönemde sınırlamasıyla başlayacak gibi gözüküyor. FED Başkanı Jay Powell geçtiğimiz hafta yaptığı açıklamada yatırımcıların ekonomik desteğin çekilmesine ilişkin kırılganlığı nedeniyle merkez bankasının varlık alımlarıyla ilişkilerde çok dikkatli olması gerektiğini belirtti. FED’in satın almadığı herhangi bir varlık diğer yatırımcılar satın alınacaktır ve tüm değerler eşit olarak düşünüldüğünde bunun anlamı daha fazla talep kaynağı daha düşük fiyatlar ve daha yüksek verimler anlamına gelir.

Yükselen ABD Hazinesi tahvilleri getirileri enflasyona bağlı olduğundan bu durum şirket tahvilleri için kötü değildir. Yüksek enflasyon ödenmemiş borcun değerini aşındırır ve çoğu zaman daha yüksek büyümeye işaret ederek şirket borçlarının ödenmesi yeteneğini destekler. Ancak herhangi bir enfasyonist etkiyle yükselen reel verimler şirketler için daha yüksek borçlanma maliyetlerinin göstergesidir. Bunun etkileri bu yıl kısa bir süreliğine de olsa görüldü.

Yine de şirket tahvilleri piyasaları büyük ölçüde korkmuş gözükmüyor. Birçok yatırımcı FED’in yeniden devreye girerek piyasaları kurtaracağına şirket tahvilleri alınması için yatırımcı iştahını tetikleyeceğine inanıyor. Şu anki piyasa ortamında kurumsal kredi imkanlarını sonlandırmanın çok sınırlı sonuçları olduğundan FED ihtiyaç duyduğu takdirde bu imkanları yeniden sunabilir. FED’in politikalarını tekrar gevşetmesi halinde reel tahvil verimlerinin yükselmedi çok daha sınırlı bir tehdit haline dönüşür.

Mart ayında çok hızlı ve kararlı bir şekilde hareket eden FED, bu hamleleri tekrar yapacağı varsayımını yarattı. Geçtiğimiz hafta yatırımcıların bu yılki sınırlandırmaları fiyatlandırdığına ilişkin işaretler vermelerine cevap olarak Powell, “Çıkış stratejileri hakkında konuşmak için şu an doğru zaman değil” açıklamasında bulundu.

Söz konusu durum 2008 Küresel Finans Krizi sonrasında FED Başkanı Ben Bernanke’nin karşı karşıya kaldığı zorluklarla benzerlik taşıyor. 2013 yılında bir seri parasal genişleme politikasının ardından merkez bankasının gelecekte desteğini azaltacağına ilişkin öneriler ABD Hazinesi tahvil verimlerinin keskin bir biçimde yükselmesine neden olmuştu.

Arka planda ise FED’in geçtiğimiz yıl gerçekleştirdiği eylemleri tekrarlama yeteneği şimdiden düşürülüyor. Aralık ayındaki kurtarma paketinin bir parçası olarak FED’in ABD Kongresi’nin onayı olmadan kurumsal kredi imkanlarını yeniden yürürlüğe getirmesi engelleniyor. Bu FED’in piyasaların işleyişini desteklemek için ne gerekiyorsa yapacağını savunsa bile ABD Kongresi’nin desteği olmadan bu desteği bir gerçeklik haline getirmenin daha zor olacağı anlamına geliyor.

UBS Stratejisti Matt Mish, “Yatırımcıların çoğunluğu bu programın yeniden uygulanabileceğini düşünüyor. Ancak aynı güce sahip olup olmadıkları kesin değil” görüşlerine yer verdi.

Buna karşılık, FED’in kredi piyasalarına daha az destek verebileceği görüşü daha da yaygınlaşırsa, şirketlere borç verme riskinin yeniden değerlendirilmesi hızla devam edecektir.

Merkez bankaları salgına karşı faiz silahını çekti

 

Ünlü yatırım bankası kripto para piyasasına girmeye hazırlanıyor

 

BİST 100 endeksinde tepki iki yönlü olabilir

 

Site adresi: https://www.finansingundemi.com/haber/kuresel-kredi-piyasalarinda-tehlikeli-denge/1543578