Diyarbakır’a 40 kilometre uzaklıktaki Sur ilçesine bağlı kırsal Harmanlar Mahallesi’nde 2010 yılında sulama amaçlı Pamukçay Barajı'nın yapımına başlandı. 2012'de barajın tamamlanmasıyla köye bağlı evler ve tarlalar, barajın farklı yakalarında kalırken, barajın karşı yakasında kalan köylere de ulaşım yolu uzadı. Köylüler, ulaşımda sorunlar yaşamaya başlayınca köyün ağası Recep Kırmızı, köy muhtarı Zeki Alakuş ile bir cankurtaran filikası aldı. Köylüler tarafından 'denizaltı' olarak adlandırılan filikayla, baraj etrafındaki köylerin sakinleri hem tarlaya gidiyor hem de çocuklarını okula götürüyor.
'ÖĞRENCİLERİ, HASTALARI VE KÖYLÜLERİ TAŞIYORUZ'
Harmanlar Mahalle Muhtarı Zeki Alakuş, barajın tamamlanmasının ardından 600 öğrencinin olduğu okulun yanı sıra ev ve tarlalarının farklı yakalarda kaldığını, okula ve tarlalara ulaşım sağlamak için köprü talebinde bulunduklarını söyledi. Talepleri karşılanana kadar köyün ağası Recep Kırmızı ile İzmir Aliağa'ya giderek denizaltı diye tabir edilen bu filikayı alarak hem öğrencileri hem hastaları hem de köylüleri taşıdıklarını belirterek şöyle konuştu:
"2010 yılında bu barajın inşaatına başlandı, 2012’de baraj bitti. Köylerin bir kısmı bu tarafta kaldı, bir kısmı karşı tarafta kaldı. Her bir taraf da 7- 8 kilometre uzunluğunda. Tabi köyümüzde de ilköğretim okulu olduğu için servisle 600- 700 öğrenci geliyor. Millet mağdur oldu. Biz de Devlet Su İşleri’ne ve belediyeye müracaat ettik. Geldiler, baktılar masraf çok çıktı herhalde. Yani derdimize çare bulmadılar. Biz de çaresiz kalınca, internette böyle bir filikayı Aliağa’da tespit ettik. İzmir Aliağa’ya gittik ve bu filikayı aldık. 2014’te TIR’la buraya getirdik. Hem öğrencilerimizi taşıyoruz hem de milleti taşıyoruz. Hastaları karşıdan karşıya götürüp, getiriyoruz. Bunu da bedava yapıyoruz. Herhangi bir ücret almıyoruz."
'DENİZSİZ DİYARBAKIR'A DENİZALTI GETİRDİK'
Denizsiz Diyarbakır'a denizaltı getirdiklerini aktaran Alakuş, filikayla günde 15 sefer yaptıklarını belirterek, "Aynı zamanda bu denizaltıdır. Kışın zorluk çekiyoruz. Kışın sis olduğu zaman gece kayboluyor. Karşı tarafı görmüyoruz. 2 saat bu barajın üstünde kaldığım günler oldu, yönümüzü bulana kadar. Günde ortalama 15- 20 sefer yapıyor. 69 kişilik fakat biz 100 kişiyi de taşıyoruz. Her bir seferde bazen 10 kişi, bazen 30- 40 kişi taşıyoruz. 1 kişi bile olsa biz filikayı gönderiyoruz. Yol su altında kaldı. Çaresiz kalınca üretmek zorunda kaldık. Denizsiz Diyarbakır’a denizaltı getirdik" dedi.
'SEYYAR KÖPRÜ YAPILMASINI İSTİYORUZ'
Taleplerinin maliyeti düşük seyyar bir köprü olduğunu ve baraj çevresindeki köylerde yaşayanların yapılacak köprüyle bu zorluktan kurtulacağını ifade eden muhtar Alakuş, şunları söyledi:
"Talebimiz, internette ve televizyonda bir seyyar köprü gördük. Ona özendik. Yani onun gibi seyyar bir köprü bu barajın üstünde yapılmış olsa bu halk gerçekten çok fayda görecek. Biz de bu çileden kurtulmuş olacağız. Bin 500 insanı hem karşıdan karşıya taşımak için hem de bazı insanların arazileri öbür tarafta, bazı insanların tarlaları bu tarafta, tarla ekiminde de çok zorluk çekiyorlar."
'HEM SUYUN ÜSTÜNDEN HEM DE ALTINDAN GİDEBİLİYOR'
Filikanın hem suyun üzerinden hem de suyun altından gidebildiğini dile getiren Alakuş, filikayı korktukları için hiç suyun altına indirmediklerini belirterek, "Bu filikayı İzmir Aliağa’dan aldığımız zaman denizaltı diye bize verdiler. Ve bize gösterdiler. Orada denediler. Oradaki kaptanlar bindiler, bu filika ile denizin altına da girdiler. Biz de gözümüzle gördük orada. Tabi bizim eğitimimiz olmadığı için yani kaptanlık tecrübemiz eksik olduğu için bunu denemedik, korkuyoruz. Kolu var içeride. Kolu indirdiğin zaman denizaltı oluyor. Suyun altına giriyor yani. Filikayı 14 yaşındaki Berzan kullanıyor. Ağabeyi ile gide gele öğrendi. Şu an filika kaptanı Berzan Kırmızı'dır" seklinde konuştu.
Baraj yapımı sırasında asfalt olan köy yolunun bir kısmının bozulduğunu dile getiren Alakuş, yolun bozuk kısmının da yapılmasını talep etti.
'PAMUK VE BUĞDAY GELİRİNİ KÖPRÜ İÇİN KULLANACAĞIM'
Köyün ağası Recep Kırmızı filika ile geçici bir çözüm bulduklarını, şimdiki hedefinin barajın üzerine köprü yapmak olduğunu söyledi. Pamuk ve buğday ektiklerini, buradan gelecek gelirlerini köprüye aktaracağını ifade eden Kırmızı, "Muhtar ile o zaman 40 bin liraya aldık. Burada baraj oldu, yolumuz kesildi. Baraj yapıldıktan sonra Devlet Su İşleri’ne, Büyükşehir Belediyesi’ne kaç defa dilekçe verdik. Geldiler, baktılar, dediler olmuyor. Kendi imkanımızla inşallah yapacağız. Devlet bize destek verse daha kolay olacak. Pamuk, buğday ekiyoruz, ondan gelen gelirimizi köprüye yatıracağız. Çaremiz yok. Bu filika geçicidir. Çocuklar okula gidiyor. Ondan sonra hasta oluyor. Onun için köprü olmazsa hiç olmuyor. Yani biz mecburi yapacağız. Eskiden kalma kan davamız vardı. Daha barışmamışız. Onun için ne kadar malımız gitse de köprü yapmayı düşünüyoruz. Biz başlayacağız, her sene biraz yapacağız. Tek şerit. 1 milyon ya da 1,5 milyona kadar biz yaparız. Kendi imkanımızla. Ama devlet destek verirse bizim için daha kolay olur. Devlet yarısını bile verse yine biz yapacağız" dedi.
Su altında kalan köy kuraklık sonrasında gün yüzüne çıktı