Yazdır
FINANSGUNDEM.COM - DIŞ HABERLER SERVİSİ
ABD’li devlet adamı Dean Acheson İngiltere’yi emperyalizm sonrası, kendine rol arayan bir ülke olmakla suçlayalı 60 yıl geçti. İngiltere şimdi yeniden dünyadaki yerinin ne olduğunu belirlemeye çalışacak. Brexit, ABD ile yakın bir savunma ilişkisi ve Avrupa Birliği’yle siyasi ve ekonomik faaliyetleri içeren dış politikayı alt üst etti. İngiltere şimdi içinde bulunduğu yeni koşullarda çıkarlarını koruyabilmek için yeni yollar bulmalı.
İngiltere Başbakanı Boris Johnson, ülkenin kendini eski müttefiklerle ilişkileri yenileyerek ve dünyanın hızla büyüyen bölgelerinde yeni ilişkiler kurarak “Küresel İngiltere” olarak konumlandırabileceğini söyledi. Johnson, Kraliçe Elizabeth’in özel uçağını Asya’nın doğusuna İngiltere’nin prestijinin bir göstergesi olarak göndermeyi planlıyor. Ancak görkemli retorik ve askeri hamleler, mevcut jeopolitik gerçeklikleri gizleyemez.
Brexit’in bedeli yalnızca Avrupa Birliği’yle daha zayıf siyasi, askeri ve ekonomik ilişkiler olmadı. Aynı zamanda Washington’da da diplomatik zemin kaybedildi. İçinde bulunduğumuz dönem Avrupa’nın önde gelen güçlerinden birinin yalnız başına kalması için kolay zamanlar değil. Çin ve Rusya açık, liberal sisteme meydan okurken, soğuk savaş sonrası kurulan sistem parçalanıyor.
Demokrasiler, otoriter ülkelerin oluşturduğu tehdide karşı daha yakın ilişkiler içinde olmalı. ABD Başkanı Donald Trump’ın yerine yeni dönemde Joe Biden’ın geçecek olması, İngiliz savunmasının kilit taşı olan NATO ittifakının geleceğini garantiliyor. Ancak Johnson’ın Trump’la yakın ilişkilerinin ardından, Biden yönetimi Avrupa’nın merkezi gücü olarak Almanya’yı görürken oldukça sıkı çalışması gerekiyor. Böyle eşitsiz bir ilişkide, İngiltere yalnızca bir yankıdan ibaret olma riski altında.
Financial Times’ın haberine göre, İngiltere’nin kendine ait önemli miktarda avantajı bulunuyor. Ülke Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi gibi birçok gruba üye. Aynı zamanda oldukça önemli bir askeri güç ve istihbarat ve diplomasi alanlarında birinci sırada. Bu yıl Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı’nın İngiltere’de gerçekleşecek olması, Johnson’a uluslararası bir etki yaratma imkanı sunuyor.
Başbakan, savunma, dış siyaset ve kalkınma yardımı politikalarıyla ilgili stratejik bir rapor yayınlama sözü verdi. Raporun içeriğiyle ilgili ön açıklama yaparak, savunma bütçesinde bir miktar artış ve siber savaş ve uzay alanında yeni harcamalar olacağını duyurdu. Ancak ordu için ayrılan ek fonlar, yardım ve kalkınma harcamalarında kesinti yarattı.
Birleşmiş Milletlerin ulusal gelirin %0,7’sini ayırma hedefinden ayrılması İngiltere’nin yumuşak güç etkisinin bir kısmını elinden alacak. Aynı zamanda dünyanın yoksul bölgelerinde yoksullukla savaş ve istikrarı destekleme konusundaki rolü de zarar görecek.
İngiltere’nin şimdi tutarlı ve uygun maliyetli, ulusal savunma vizyonu ve uluslarası güvenliğe sunacağını katkıya ihtiyacı var. Eğer ABD ulusal güvenliğin temel garantörü olmaya devam edecekse, Brexit Avrupa Birliği’yle yakın işbirliğini geride bırakmak için bir bahane olmamalı. Daha uzaktaki demokrasilerle ittifak kurma konusunda söylenecek çok şey olsa da, İngiltere içinde bulunduğu coğrafyanın gerçekliklerini reddedemez.
ABD bankalarına Stablecoin onayı
Dev bankanın üzerindeki siyasi baskılar artıyor
BlackRock Genel Müdürü: Siyahi çalışanlar işyerlerinde kendileri olamıyor