Bugün yayınlanan ortak mektupta, Twitter ve diğer şirketler, çözümün yalnızca içeriği kaldırmaktan daha kapsamlı olması gerektiğini söyledi.
İçerikleri doğrudan kaldırma yükümlülüğünün ifade özgürlüğü üzerinde olumsuz bir etkisi olabileceğini söyleyen şirketler, mektupta şu ifadelere yer verdi:
"Politika seçeneklerini yalnızca yukarı-aşağı ikilisiyle sınırlayarak, etkisini daha iyi gösterebilecek umut verici alternatiflerden vazgeçiyoruz. Zararlı içerikle karşılaşan insan sayısını sınırlamak daha iyi bir taktik. Bu, zararlı içeriğin keşfedilebilirliğine sınırlar koyarak, topluluk denetimini daha fazla dahil ederek ve anlamlı kullanıcı seçimi sağlayarak başarılabilir"
Yasada ne talep ediliyor?
Avrupa Komisyonu’nun ilk kez 2018 yılında önerdiği, aşırılıkçı fikirlerin ve terörün propagandasını önlemeyi amaçlayan yasal değişiklik internetteki sakıncalı içeriklerin 1 saat içinde kaldırılmasını istiyor.
Dijital Hizmet Yasası, önümüzdeki hafta konsey ile parlamentonun onayına sunulacak.
AB'nin sanal dünyaya müdahalesi destek alsa da sıcak bakmayanlar da var.
Bazı yorumcular bu düzenlemenin kişisel özgürlüklere zarar vereceğini düşünüyor. Yasadaki muğlak ifadeler nedeniyle "ırkçılık karşıtlığının" bile suç olarak sınıflandırılabileceğini vurguluyor.