AYM, İcra ve İflas Kanunu'ndaki özel okullar ile ilgili taşınır ve taşınmaz mallarının eğitim yılı için haczedilemeyeceğini öngören kuralın iptali için İstanbul 3'üncü İcra Hukuk Mahkemesi tarafından yapılan başvuruyu görüşerek karara bağladı.
22 Ekim tarihli kararında AYM, kuralın Anayasa'ya aykırı hakkında ve iptaline oybirliğiyle karar verdi. Mahkeme ayrıca iptal hükmünün, kararın Resmi Gazete'de yayımlanmasından başlayarak 1 yıl sonra hükmetti girerek. Resmi Gazete'nin bugünkü sayısında yayımlanan kararda AYM, alacağın ödenmemesi başlatılan icra takibinde alacaklı ve borçlunun mülkiyet hakkının çatıştığına dikkat çekti. Kararda, "Bu bağlamda her iki tarafın menfaatlerinin karşılıklı dengelenmesi ve sürecin taraflarından biri aleyhine ölçüsüz netice doğuracak şekilde sonuçlandırılmaması gerekir. Menfaat dengesinin bir şekilde kurulmadığının değerlendirilmesinde ise taraflaraan tüm imkânların göz önünde bulundurulmasıdur" denildi.
AYM kararında itiraz konusu kuralın, Anayasa'da da güvence altında eğitim ve öğretim eğitim ve öğretim sistemi sağlanıyor, bu bakımdan haciz işlemlerinin birtakım sınırlamalarının getirilmesinin mümkün olabileceği tespitinde bulunuldu.
'KURAL MENFAAT DENGESİNİ ALACAKLI ALEYHİNE BOZUYOR'
İtiraz konusu kuralın Anayasa'nın 5 ve 35'inci maddelerine aykırı olduğunun kaydedildiği kararda özetle şu değerlendirildi yer verildi:
"Ancak itiraz konusu kuralda, içinde bulunulan eğitim ve araştırma ekibi içinde bulunulan eğitim ve taşınır ve taşınmaz mallar yönünden hiçbir ayrım yapılmamıştır. Yine Kanun dışında faaliyet göstermekle birlikte başka da faaliyet gösteren gösteren eğitim ve faaliyetleriyle ilgili bulunmayan diğer faaliyet alan ilgili taşınır vemaz malları da Onun ne kadar borçlunun haciz yasağı öngörülen süre içinde mal üzerinde uygulanacak tasarruf işleminde işlem alacaklının 2004 sayılı Kanun hükümleri hükümlerinin uygulanmasını isteme veya iptal davası açabilme şeklinde hukuki imkânlara düşünülebilir ise de anılanların hükümlerinin uygulanabilmesi için alacağın tahsil edilememiş olması şartına bağlanmıştır.
Bu bakımdan itiraz konusu kuralı haczedilme imkânsız kalkan bir mal için doğrudan dava yoluna başvurulması kabul edilebilir gibi alacağın tahsilinde ciddi anlamda zorlanılmış olması durumunda da dava açılamayacaktır. Genelde alacaklı ve borçlu arasında gözetlenmesi gereken menfaat dengesini alacaklı aleyhine bozarak alacaklıya aşırı bir külfet yüklenmesine neden olup, mülkiyet hakkı bağlamında tarafların çatışan menfaatlerini dengelemekten uzaktır. "