Türkiye, mart ayından bu yana tüm dünyayı etkisi altına alan korona virüsle mücadele ediyor. Sağlık sektörü enerjisini önemli ölçüde pandemi için harcıyor. Küresel salgın nedeniyle kimi hastalar sıkıntılı günler yaşıyor. Bu süreçten en fazla etkilenenler arasında organ nakli bekleyenler de var. Türkiye’de yaklaşık 25 bin hasta organ bekliyor. Geçen her gün bu hastalar için büyük önem taşıyor. Türkiye, organ nakilleri konusunda başarılı ülkeler arasında. Ancak pandemi nedeniyle tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de yapılan nakil sayısında geçen yıla oranla düşüş yaşandı. Kan, Organ ve Doku Nakli Hizmetleri Daire Başkanlığının verilerine göre, 2019’da 3 bin 861 böbrek nakli gerçekleştirildi. 2020’nin başında bu yana ise 2 bin 207 nakil yapılabildi. Geçtiğimiz yıl bin 776 karaciğer nakli yapılırken bu yıl sayı bin 182’ye düştü.
TRT Haber’den Mine Yagıcı Çiftci'nin haberine göre; korona virüsle mücadele günlerinde organ nakli süreci, her zamankinden daha titiz yürütülüyor. Nakil hastalarına virüs bulaşma riski nedeniyle ilave tedbirler alınıyor. Tüm bu süreç boyunca yaşananları, aynı zamanda Sağlık Bilimleri Üniversitesi Genel Cerrahi Uzmanı olan Çam ve Sakura Hastanesi Böbrek Nakli Sorumlusu Doç. Dr. Melih Kara anlattı.
NAKİLLER %90 AZALDI
Türkiye’de ilk vakanın açıklandığı 11 Mart’tan itibaren organ nakillerini durduklarını ifade eden Doç. Dr. Melih Kara, yaşadıkları süreci şöyle özetliyor:
Korona virüsü kimse tanımıyordu. Hastaların durumu çok kötü gidiyordu. Kronik hastalarda nasıl bir reaksiyon oluşacağı bilinmiyordu. Hastalara zarar vermemek ve hastanelerin yükünü azaltmak amacıyla organ naklini haziranın ortasına kadar durdurduk.
Doç. Dr. Kara, kadavradan yapılan bağışların pandemi nedeniyle bu süreçte durdurulduğuna da dikkat çekerek, “Birçok nakil merkezi işlemlerini durdurdu. Kadavra bağışı olmadığı için onu da yapamadık. Mart, nisan ve mayıs aylarında nakillerde yüzde 90’a varan azalma oldu.” ifadesinde bulundu.
Korona virüs sürecinde organ nakillerindeki azalma Türkiye’yle sınırlı kalmadı; Avrupa ve ABD’deki veri tablolarına da yansıdı. Doç. Dr. Kara, örneği ABD’den veriyor: “ABD’nin nisan-mayıs verilerine göre canlı nakillerde yüze 70, kadavra nakillerinde ise 40 azalma oldu.”
SIKI TEDBİRLER
Vakaların azalmasıyla birlikte haziranda nakil çalışmalarına yeniden başlandı. Özellikle canlıdan böbrek nakillerinde önemli bir ivme kazanıldı. Ancak pandemi şartlarına uygun olarak belirli kriterleri taşıyan hastalara nakil yapılmasına dikkat edildi. Doç. Dr. Kara, bu süreçte izledikleri yolu şu sözlerle anlatıyor:
Nakil için iyi bir araştırma yapılıyor. Cerrahi, immünolojik ve tedavi açısından uygun hastaları seçerek nakiller sürüyor. Çünkü bu hastalar daha sonra KOVID-19’a yakalansa bile normal popülasyonla aynı oranda tedavi edilebiliyor.
Normal şartlarda bile titiz bir hazırlık sürecinden geçirilen hastalara, pandemi döneminde çok daha fazla dikkat edildi. Örneğin nakilden 14 gün önce hastalar izole edildi. Doç. Dr. Kara bu süreci, “Her şeyimiz ayrı bir merkezde yapılıyor. Tamamen izole bir sistem kuruldu. Hastaya ilk gün PCR yapılıyor, negatifse yatırılıyor. Sonra 2-3 kere daha yapılıyor. Nakilden sonra hastanede yatılan süreyi uzattık. Bu sürede hastalarımıza eğitim de veriyoruz” sözleriyle anlatıyor.
Nakil yapılan hastalar, kendilerini herkesten fazla korumak zorunda. Doç. Dr. Kara, bunun bir zorunluluk olduğunu anlatıyor ve devam ediyor:
Bizim hastalarımız hayatları boyunca, pandemi olmasa dahi maskeli gezer. Hijyene dikkat eder. Az temas ve sosyal mesafe zaten organ naklinin temelinde var. Nakil hastası hep böyle yaşamak zorunda.
Korona virüs ile kan grupları arasında nasıl bir ilişki var?
Kadavradan organ nakli tarihe karışacak
Türkiye organ naklinde dünyada ilk üçte