FINANSGUNDEM.COM - DIŞ HABERLER SERVİSİ
Dünya yeterince adaletsiz ve korona virüs pandemisi her şeyi daha da eşitsiz bir hale getirme tehlikesi taşıyor. Yoksul ülkeler, ödemekte güçlük çekeceği borçlar almak zorunda kaldı. Bu ülkelerin zayıf sağlık sistemleri ve kalabalık şehirleri, onları ekonomik açıdan daha büyük hasarlar veren karantinalara mecbur bıraktı ve yoksulluk oranlarında dramatik bir yükseliş görüldü. Şimdilerde, bu ülkeler pandeminin ardından istikrarsız bir ekonomik iyileşmenin kendilerini daha da dezavantajlı hale getirmesinden korkuyorlar. Aynı zamanda aşının pahalı olması da bu korku üzerinde etkili oluyor.
Hindistan ve Güney Afrika’nın başında olduğu bazı gelişen ülkeler, geçtiğimiz hafta Dünya Ticaret Örgütü’nün fikri mülkiyet hakları konseyinde, fikri mülkiyet hakları konusundaki ödemelerin, korona virüs aşıları söz konusu olduğunda askıya alınması gerektiğini savundu. Ülkeler, fikri mülkiyet haklarının vatandaşlarına “zamanında ve uygun fiyatlı medikal ürünler sunmalarını engellediğini” iddia etti.
Konsey, konuyla ilgili Aralık ayında bir toplantı daha yapacak. Sonuç ne olursa olsun, mevcut fikri mülkiyet hakları sistemi için bir darbe olacak. Konu yalnızca yoksul ülkelerin aşıya erişimini sağlamak değil.
Konu, yoksul ülkelerin kendi nüfuslarına ve altyapılarına uygun aşıyı seçebilme şansı vermek. Aynı zamanda Çin ve batı ülkeleri normalleştikten sonra, bu ülkelerin 2024’e kadar beklemelerinin önüne geçecek miktarda yeterli doza hızlı bir şekilde erişim sağlayabilmeleri.
Bir noktada, bu argümanlar aşırıya kaçabilir. Pandemiyle ilgili tüm fikri mülkiyet haklarının askıya alınması için geçerli bir sebep yok. Bazı gelişen ülkeler bu konuya ilgi gösterecektir. Örneğin, Moderna’nın ürettiği aşı, bazı ülkelerin inşa etmekte zorlanacağı soğuk saklama koşulları gerektiriyor.
Birçok kişi, AstraZeneca’nın Oxford Üniversitesi işbirliğiyle üreteceği aşının başarılı olacağına ve birçok gelişen ülkeye uygun fiyatla satılacağına inanıyordu. Hafta sonunda, aşının korona virüse karşı, ortalama %70 etkili olduğunun açıklanmasının ardından, yoksul ülkelerin vergilerinin büyük ilaç şirketlerinin kasalarına girmesini engellemek için, fikri mülkiyet haklarının askıya alınması yönündeki argüman zayıf görünmeye başladı.
Mihir Sharma’nın Bloomberg’de yayınlanan yazısına göre, yine de bu sermaye akışlarının gerçekleşmesi gerekirse, gelişen ülkeler buna isyan edebilir. Dünya çapında inovasyona engel olabilecek, fikri mülkiyet haklarında bir bozulmayı önlemek isteyenler yoksul ülkelerin sınırlarını zorlamamalı. Bu küresel fikri mülkiyet hakları sisteminin karşılaşacağı en önemli sınav olabilir ancak sonuncusu olmayacak. Algoritmaların, sermayenin, verinin ya da batıdaki platformların sahiplerinin tüketicilerden ve yoksul ülkelerdeki hükümetlerden son bulmayacak kiralar aldığı bir gelecek, dünyanın geri kalanı tarafından bu haklarının ellerinden alındığı bir senaryodan çok daha az olasılık taşıyor. Bu krizin altından kalkamayacak kadar esnek olmayan bir fikri mülkiyet rejimi, bu tekno distopyanın ağırlığı altında ezilecek.
Başka bir deyişle, herkesin çıkarı için, dünyanın en yoksul ülkelerinde yaşayanlar ve hayatlarının normale dönmesi için dünyanın en zengin uluslarının inovasyonuna ihtiyaç duyanlar da dahil olmak üzere, bu eşitsizliği, siyasi momentum kazanmadan önce ortadan kaldırmak gerekiyor. Örneğin AstraZeneca korona virüs bir pandemi olmaya devam ettiği sürece aşıdan kar etmeme sözü verdi.
Ancak elbette, pandeminin sona erdiği nasıl açıklanacak, bilinmiyor. Bazı zengin ülkelerin liderleri de benzer hamleler yapıyor. İngiltere Başbakanı Boris Johnson, küresel bir aşı konferansı düzenledi ve İngiltere’nin ortak aşı fonuna (COVAX) 700 milyon dolar aktardığı açıklandı.
Yine de birçok zengin ülkenin hükümeti, oldukça ulusalcı ve içe yönelik pandemi destek paketleri açıkladı. En büyük ‘suçlu’ ise ABD oldu. ABD Başkanı Donald Trump da, kongredeki demokratlar da ortak aşı fonunu desteklemek için herhangi bir adım atmadı. Yine de ülkenin gelecekteki refahı işlevsel bir küresel fikri mülkiyet hakları sistemine bağlı. Eğer yeni seçilen başkan Joe Biden, ABD’nin yeniden küresel çabalara iyi niyetle katılım sağlayan bir ülke olduğunun göstermek istiyorsa, ortak aşı fonu gibi çabaların yönetiminde desteklenmesi gerekiyor.
ABD Biden yönetiminde de geri planda kalırsa, küresel prestiji ve liderliği gerçek anlamda son bulacak.
Avrupa aşıya 1 ay sonra karar verecek
Altın aşı haberleri ile geriliyor