FINANSGUNDEM.COM - DIŞ HABERLER SERVİSİ
1980’li yıllarda ABD’de 20,000 civarında seyahat acentesi vardı. Online seyahat rezervasyonlarının bu ağı zayıflatması beklense de, fiziki acenteler yılda %2 ila %3 oranında azalıyordu. 2019 yılında ABD’de halen neredeyse 12,000 fiziki acente vardı ancak bu acentelerin birincil amaçları değişmişti. Seyahat rezervasyonlarının finansal kısmı, dijital kanallardan yapıldığı için, sektör karmaşayı kabullendi.
Bankacılık sektörü korona virüs bu süreci hızlandırmadan önce benzer bir geçiş dönemindeydi. Dünya çapında, fiziki banka şubelerininin sayısı geçtiğimiz on yılda, her yıl küçük düşüşler göstermeye devam etti. Ancak İskandinavya bölgesinde banka şubeleri daha yüksek bir hızla kapanıyor.
Yalnızca dijital finans hizmetleri veren yeni tip bankaların başarısı, banka şubelerinin sonunun geldiğine yönelik yorumları ortaya çıkarmış olsa da, sektörün durumu, seyahat sektörünün evrimiyle oldukça benzerlik gösteriyor.
Pandemi başladığında, banka şubelerinden yapılan işlemler %30 ila %40 oranında düştü. Aynı zamanda birçok gelişmiş pazarda nakit kullanımı da azaldı. Birçok bankanın bu durumu şube ağlarına yönelik stratejilerini yeniden gözden geçirmek için bir fırsat olarak görmesi şaşkınlık yaratmıyor.
Korona virüsün neden olduğu dijital müdahaleden bankaların güçlenerek çıkması için, değişimi kabullenmeleri ve teknolojinin nasıl daha yakın dijital etkileşimlere olanak tanıyabileceğini keşfetmeleri gerekiyor. Bu bankaların, insan dokunuşunu dijital deneyime dahil etmesi ve şube ağlarının birincil çalışma amacının tamamen yeniden yaratmaları için bir fırsat.
Forbes'un haberine göre, geçtiğimiz haftalarda Minneapolis merkezli U.S. Bank, 400 şubeesini ve Handelsbanken İsveç’teki 380 şubesinin, 180’ini kapatacağını açıkladı. İngiltere’de de banka şubeleri hızla kapatılıyor.
Korona virüsle birlikte bankacılık sektöründe yüz yüze iletişim hızla yok oluyor. Accenture’un araştırmasına göre, dünya çapında bankacılık işlemlerinde yüz yüze iletişime değer veren ‘gelenekselciler’in oranı %20’ye düştü.
Bu banka müşterilerinin büyük bir çoğunluğunun finansal işlemlerini çevrimiçi olarak mobil uygulamalar üzerinden gerçekleştirmekten memnun olduğunu gösteriyor. Son dönemde dijital hesap açılışlarındaki artış, dikkat çekti. Bankalar korona virüs döneminde satışlarının üçte ikisinden fazlasını dijital kanallar üzerinden yaptıklarını açıkladı.
Birçok banka müşterisi finansal işlemlerini çevrimiçi gerçekleştirmekten memnun ancak yine de, ev alırken, emekli olurken ya da iş kurarken, önemli ve karmaşık kararları oturup yüz yüze tartışmak istiyorlar.
Bankalar en iyi yöntemi bulmaya çalışırken, seyahat sektörünün yaklaşımı tehlikeli görünüyor. Seyahat şirketleri iş modellerini ‘online’ yapılamayan hizmetler üzerinden tanımladı. Buna ek olarak, bankacılık ve ödeme işlemlerinin tamamen dijitalleşme ihtimali de korku uyandırıyor.
Forbes’un haberine göre
banka müşterilerinin %80’i sanal işlemleri kabul edeceğini söylüyor ancak bankalar halen şubeye gitmeyi tercih eden müşterilerini, bu finansal sisteme nasıl dahil edebileceğini düşünüyor. Bu kişilerin büyük bir bölümünün yaşları daha ileri, daha savunmasızlar ve teknoloji kullanımları oldukça düşük. Birçok pazarda bu bir kamu politikası konusu. İsveç gibi nakit kullanımından uzaklaşılan ülkelerde, küçülen nakit ekonomisinin nasıl yönetileceğiyle ilgili endişeler var.
Finansal sisteme dahil etme ve nakde erişim bankaların çözüm bulması gereken önemli konular arasında. Ancak geleneksel banka şubesi ağları en iyi çözüm değil.
Bankaların tüm bu sorunları hem müşterileri için hem de orta ve küçük ölçekli işletmeler için çözmesinin yeni ve yaratıcı yolları var.
Örneğin, İngiltere’de One Banks isimli start-up şirketi, süpermarketler gibi trafiğin yoğun olduğu ortak işlem noktalarında, açık bankacılık teknolojisini kullanıyor. Yani bir nokta, birçok bankanın müşterilerine hizmet veriyor. Bir başka yaklaşım da, Polonya’da Idea Bank’ın çözümü. Banka müşterilerine, Uber’den araç çağırır gibi, bulundukları noktaya çağırabilecekleri bir gezen banka hizmeti sunuyor.
Korona virüsü banka şubelerinin yok oluşunu tetikleyecek bir etken olarak görmek oldukça çekici olsa da, gerçekte dijital bankacılığa ani geçiş, yalnızca var olan bir trendi hızlandırdı. Bankaların seyahat sektörünün dönüşümünden çıkarabilecekleri bir ders de, fiziki noktaların nasıl yeniden düzenlendiği ve karmaşık durumlarla başa çıkabilmek için nasıl personel seçildiği konusunda olabilir. Banka şubelerinin sayısı düşüş gösterecek olsa da, bu oldukça kademeli ve ölçülü bir süreç olacak. Kalan şubelerin teknoloji tarafından zenginleştirilmiş, konuşmaya ve insan temasına olanak tanıyan mekanlar olarak dönüşüm geçirmesi gerekecek.
JP Morgan: Türkiye sabit getirili varlıklarında güven görüldü
Şirketler pandemi yönetimine ‘erkek işi’ diyor
ING'den dolar tahmini: 7.40 TL