FINANSGUNDEM.COM - DIŞ HABERLER SERVİSİ
Hiçbir merkez bankası barutunun tükendiğini itiraf etmek istemez. Ne yazık ki ABD Merkez Bankası (FED) bu noktaya oldukça yakın. Bu Amerika’nın gelecekteki refahının, hükümetin harcama planlarına her zamankinden daha bağımlı olduğunu gösteriyor. Başkanın ve kongrenin bu durumun farkına varması gerekiyor.
FED’in her zaman yapabileceği daha fazla bir şeyler vardır. Uzun vadede faiz oranlarını, daha fazla Hazine tahvili satın alarak düşürebilir. Ya da daha uzun süre tahvil almaya devam ederek faiz oranlarını düşük tutabilir. FED, kısa vadeli faiz oranlarını daha uzun süreyle ya da enflasyon ve işsizlik oranı hedeflerine ulaşana kadar düşük tutma sözü verebilir.
Aynı zamanda uzun vadeli faiz oranlarına bir tavan fiyat belirleyebilir. FED yetkilileri uzun süredir bu seçeneği reddetse de, eksi faiz oranlarını bile deneyebilir.
Ancak tüm bunlar önemli bir noktayı gözden kaçırmamıza neden oluyor. FED daha fazlasını, çok daha fazlasını yapsa bile, ekonomiye çok fazla ek destek sağlayamayacak. Faiz oranları halihazırda olabilecek en düşük seviyelerde ve finansal koşullar oldukça elverişli. Borsalarda hisse fiyatları yüksek, yatırımcılar kredi riski almak için çok sınırlı ek verim talep ediyor ve zayıflayan dolar ABD’nin ihracatını destekliyor. 30 yıllık mortgage oranları %3 seviyesinde. Eğer FED bu oranda %0,5’lik bir düşüş gerçekleştirirse, nasıl bir fark yaratabilir? Oldukça az. Emlak piyasası halihazırda oldukça iyi performans gösteriyor.
Dahası, düşük faiz oranlarının yarattığı canlanma kaçınılmaz olarak sona eriyor. Faiz oranlarını düşürmek, gelecekteki aktiviteyi şimdiye taşıyarak ekonomiye destek oluyor. Kolay para, insanları ev ve eşya alımlarını ertelemektense, şimdi gerçekleştirmeye yönlendiriyor. Ancak gelecekte yapılacak harcamalar bugün gerçekleştiğinde, gelecek için bir fırsat kalmıyor.
Ekonomiyi ayakta tutmak için tek yol faiz oranlarını daha da düşürmek. Ancak ABD’de oranlar şu an sıfırda.
Faiz oranları oldukça uzun süre düşük kaldığında, bu politika amacından da şaşabilir. ABD’de parasal teşvikler halihazırda tahvil ve hisse fiyatlarını o kadar yüksek seviyelere çıkardı ki, gelecekteki getiriler mutlaka daha düşük olacak. Bloomberg’in haberine göre istikrarlı değerlemeler varsayılırsa, gelecek on yıldaki hisse getirileri %5 ya da %6’dan daha yüksek olmayacak.
10 yıllık Hazine tahvilinin %0,7’lik getirisi, beklenen enflasyona bile denk değil. Sonuç olarak insanlar, hedeflerine ulaşmak için daha fazla tasarruf etmek zorunda kalacaklar. Bu hedef güvenli bir emeklilik ya da çocuklarının eğitimi olabilir. Bu durumda geriye harcayacak daha az para kalıyor.
İnsanlar şimdi tasarruf etmeye başlamasalar bile, düşük getirilerin en sonunda bir bedeli olacak. Devlet ve özel emeklilik fonları, örneğin, yükümlülüklerini yerine getirmekten oldukça geride kalacak.
Aradaki farkı kapatmak için, yetkililer ya vergileri yükseltecek ya da emekliler için sosyal yardımları kesecekler. Her iki durumda da insanlar fakirleşecek, tüketici harcamaları düşecek ve ekonomik büyüme zarar görecek.
Peki ne yapılması gerekiyor? Şüphesiz, FED yetkilileri ellerindeki tüm araçları sonuna kadar kullanmaya devam etmeli. Ancak aynı zamanda da parasal politikaların, ekonomiye yalnızca kısıtlı bir ek destek sağlayabileceğini oldukça açık şekilde ifade etmeleri gerekiyor. Ekonomiye ihtiyacı olan desteği vermek Beyaz Saray’ın ve siyasilerin elinde. Şu an bu daha büyük bir ekonomik teşvik paketi anlamına geliyor.
Ekonomistler açıkladı: Enflasyon beklentisi
Pandemi tasarruf ve tüketim alışkanlıklarını değiştirdi
AB'den 'ticaret savaşları' için yasal önlem