Amerika’da seçimlere artık sayılı günler kaldı. İki isim, Başkan Donald Trump ve rakibi Joe Biden son tartışma programında da karşı karşıya geldiler ve artık seçime 10 günden az bir süre kala kararsız olarak nitelenen eyaletlerde kampanyalarını yoğunlaştırıyorlar.
Yarışın sonuna yaklaştıkça, ipi kimin göğüsleyeceğiyle ilgili tartışmalar da doğal olarak kamuoyuna daha çok yansıyor.Anketlere bakılırsa Biden önde görünüyor ama Demokrat Parti adayı için tehlike ayrıntılarda gizli gibi.
Ülke genelinde Biden ortalama 9 puan önde ancak başkanlık seçiminin kaderini belirleyecek kararsız olarak nitelenen eyaletlerde durum farklı.
Kararsız eyaletlerin önemli bir bölümünde anketlerde Trump’ın önünde olsa da fark ülke genelindeki kadar fazla değil.
Bazı eyaletlerde aradaki fark sadece 1 puan.
Nevada Üniversitesi’nden David Damore, “Günün sonunda o eyaletler birbirine çok yakın olacak. Bu nedenle sanırım Biden’ın patlama yapması ya da çok çok az farkla Trump’ın zafere ulaşması olasılığı var” diyor.
4 yıl önceki seçimlerde de Demokrat aday Hillar Clinton seçim gününe kadar anketlerde genelde öndeydi. Ancak seçim gecesi sonuç farklı oldu. Clinton ülke genelinde fazla oy kazanmasına rağmen, delege sayısında geride kalınca Beyaz Saray’ın 4 yıllık misafiri Trump oldu.
Demokratlar 4 yıl öncesini unutmuyor. Ancak uzmanlar bu sefer farklı diyor.
Damore, “2016’daki anketlerde en büyük hata beyaz seçmenler eğitim seviyelerine göre ayırt edilmemişti. Bu kolej eğtimi almışlarla almamışlar arasında keskin farlılığı ortaya çıkardı. Bu sefer bu hatanın yapılmadığını görüyorsunuz. Bu eyaletlerde ayrıca Biden’a desteğin yüzde 50 üzeri ya da civarında görüyorsunuz. Clinton’a destek hiç bir zaman yüzde 50’lere çıkmamıştı” şeklinde konuşuyor.
Başkanı, eyaletlerden kazanılan delege sayısının belirlediği düşünüldüğünde Biden cephesinin neden temkinli olduğunu anlamak zor değil.
Bir ismin başkan olabilmesi için 538 delegenin 270’ini kazanması gerekiyor.
Anketlerin sandığa nasıl yansıyacağıyla ilgili merak seçim gününe kadar süreceğe benziyor.
Bununla birlikte Biden cephesini sevindiren bir gelişme Amerikalılar’ın erken oy kullanmada rekor rakamlara ulaşması.
Son verilere göre 40 milyondan fazla Amerikalı seçim gününü beklemeden, ya uzun kuyruklara girerek ya da posta yoluyla oylarını kullandı.
Demokrat seçmenin erken oy kullanmayı daha fazla tercih ettiği belirtiliyor.
Biden’ın umudunu arttıran sadece erken oy kullanmaya yoğun katılım değil,
2016’da sandığa gitmeyenlerin önemli bir bölümü de bu sefer oy kullanmakta kararlı.
Pew Araştırma Merkezi’nin Ekim ayında yaptığı ankete göre Biden, 2016’da oy kullanmayıp 3 Kasım’da oy kullanacaklar kategorisinde Trump’ın 16 puan önünde.
Biden’ın bir başka avantajı seçime çok az bir süre kala harcamalar için kullanabileceği kaynağın hala fazla olması. Biden’ın seçim ekibinin kasasında son verilere göre 177, Trump’ın ekibinin ise 63 milyon doları bulunuyor.
Bütün bunlara rağmen Trump’ın 2016’da 3 kritik eyaletlerden Michigan, Pennsylvania ve Wisconsin’de toplam sadece 78 bin oy farkla başkanlık koltuğuna oturduğu hatırlatılıyor. Amerika’da ortalama verilere göre seçmenlerin yaklaşık yüzde 40’ı seçimlerde oy kullanmıyor. Ancak bu oran 2016’da değişti.
137 milyon Amerikalı, 2016’da oy kullandı. Bununla birlikte 100 milyonu sandığa gitmedi.
Anketlere göre oy kullanmayanlar, siyasetle ilgilenmemelerini, Amerikan yönetimine güvenmemelerini ya da gerekli belgelerin kendilerine ulaşmamasını buna gerekçe gösteriyor.
Ancak bazı uzmanlar bu yıl seçime katılımın Trump’ın toplumu kutuplaştırdığı belirtilen politikaları nedeniyle önceki seçimlere göre daha fazla olacağını belirtiyorlar.
Bu yıl 150 milyon kişinin oy kullanacağı tahmin ediliyor.
78 bin oyun 2016’nın kaderini değiştirdiği düşünülürse 3 Kasım’ın kaderini de bu yıl sandığa gitmeye karar veren milyonlarca kişinin şekillendireceğini söylemek çok da abartılı olmayabilir. (amerikaninsesi.com)