FINANSGUNDEM.COM – DIŞ HANERLER SERVİSİ
ABD finansal sistemi 2008 yılında çöküşün eşiğine geldikten sonra, ABD Kongresi ve piyasa düzenleyicileri krizin tekrarı olmasını önlemek amacıyla sistemi yenilemek için yıllarını harcadılar. Bloomberg yazarı Bill Dudley bir diğer tarihi şok haline gelen korona virüs salgınının altıncı ayında bu reformların başarılı veya yeterli olup olmadığı sorusunu soruyor. Dudley bu sorunun cevabının finansal sistemin neresinden bakıldığına göre değiştiğini belirtiyor. Zira geleneksel bankaların performansı oldukça iyi sayılsa da geri kalanlar o kadar da başarılı gözükmüyor.
Piyasa düzenleyiciler bankacılık sisteminin merkezini daha esnek hale getirmek için çok şey yaptılar. Bankaların sermayelerindeki zarar önleme kapasitelerindeki koşulları ve kriz süreçlerinde yükümlülüklerini karşılamak için gereken likit varlıklarını arttırdılar. Bankaların ciddi bir ekonomik veya mali şoku atlatabilmesini sağlamak için tasarlanmış stres testleri oluşturdular. Bu değişiklikler, muhaliflerin görüşlerinin aksine, ne krediyi daralttı ne de ekonomiyi boğdu. Bunun yerine maliyetler daha geniş oranda paylaşıldı. Hissedarlara daha düşük kâr, banka yöneticilerine daha düşük ödeme, borçlulara biraz daha yüksek faiz ve tasarruflara biraz daha düşük mevduat oranları uygulandı. Bu süreçte ABD ise tarihteki en uzun ekonomik genişleme dönemini geçirdi.
Dudley’e göre şimdiyse bankacılık sistemi ekonomik şok içerisinde olağanüstü bir biçimde borç vermeyi sürdürürken bunun avantajlarından faydalanıyoruz. Zira bankalar 2008 krizinde olduğu gibi sıkıntıyı yükseltmek yerine, şoku emdi ve hafifletti. Bankalar, tasarruf edenler ve borçlular arasında aracılık yapmak ve işletmelerin finansal riskleri yönetmelerine yardımcı olmak gibi önemli işlevleri yerine getirmeye devam ettiler.
Ancak bankacılık sistemi dışında özel kredi kuruluşlarında, riskli yatırım fonlarında ve para piyasası yatırım fonları alanında reformlar yetersizliğini kanıtlıyor. Bu yüzden de ABD Merkez Bankası (FED) bu tür banka dışı kurumları desteklemek için finansal piyasalara müdahale etmek için olağanüstü çaba sarf etmek zorunda kaldı. FED, diğer tüm hamlelerinin yanı sıra, yüksek kaldıraçlı yatırımcıların ABD Hazinesi ve mortgage destekli menkul kıymetler üzerinde yüksek kaldıraçlı yatırımları gevşetmek yardımcı trilyonlarca dolar söz verdi. Bu sayede para piyasası fonlarının yeteri kadar nakde ulaşması mümkün oldu ve şirketlerin, eyaletlerin ve yerel yönetimlerin fon toplamaya devam edebilmesi için kurumsal ve kentsel menkul kıymet piyasalarının desteklenmesi sağlandı.
Banka dışı finans firmalarını denetleyen kurumlar sınıfta kaldı
Ancak Bloomberg yazarına göre tüm bu önlemler birtakım kusurları ve eksiklikleri ortaya çıkardı. ABD’de temel bankacılık sistemi dışındaki sistemik riskleri ele almak için kurulan Finansal İstikrar Denetleme Konseyi’nin (FSOC) etkisizliği gözler önüne serildi. Konsey banka dışı kurumların “sistematik olarak önemli” olduğunu belirterek FED’in özel denetimine bıraktı ve bu alandaki politik gücünü kaybetti. Bir zamanlar dört büyük banka olmayan finans kurumu olarak belirlenen AIG, GE Capital, Met Life ve Prudential Financial listeden çıkarıldı. Ayrıca, mevduat benzeri hizmetler sunan para piyasası fonları, yatırımcıların bir gün önceden paralarını çekmelerine izin verirken likiditesiz yüksek getirili tahvillere yatırım yapan yatırım fonları ve ABD Hazinesi ve mortgage destekli menkul kıymetlere yüksek kaldıraçlı yatırımları finanse etmek için gecelik "repo" kredisinin yaygın kullanımı gibi faaliyetlerin yarattığı riskler dizginlenemedi.
FSOC'un kötü performansı hatalı bir tasarımdan kaynaklanıyor. Kurumun yönetimi, ABD Hazine Bakanı’nın siyasi endişelerle atanıyor. Bu sebeple de yönetim yürütme organının kaprislerine tabi oluyor ve bir sonraki siyasi döngünün ötesinde uzun vadeli bir bakış açısı getirmek için çok az teşvikle karşı karşıya kalıyor. Tüm federal finansal düzenleyici kurumlarının başkanlarını da içeren komitenin üyeleri görünüşe göre, uzmanlık alanlarını etkilememesi için zayıf kalmasını tercih ediyor. Dudley’nin ifadelerine göre kurumda sanki bir saldırmazlık anlaşması imzalanmış gibi.
SEC yatırım fonlarını düzenleyemedi
Bloomberg yazarına göre kurumlardaki ikinci problem, Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu (SEC) ve Emtia Vadeli İşlemler Komisyonu da dahil olmak üzere en güçlü düzenleyicilerden bazılarının finansal istikrarı sağlamak için güçlü ve açık bir görevi olmaması. Bu da sistemik riski değerlendirmelerini ve ele almalarını zorlaştırıyor.
Dudley yazısında yatırım fonlarına dikkat çekerek, “Ekonomik kriz zamanlarda satılması zor olan varlıklara yatırım yapsalar da bir gecede kefaret sözü veren yatırım fonlarını düşünün. Bu yatırımcılara hala yeterli nakit var ilk sorun belirtisinde çekilmeleri için bir teşvik sağlarken daha yavaş tepki veren diğer yatırımcıları dezavantajlı duruma sokuyor. Ancak SEC'in, yatırımcıların hisseleri nakit olarak ne kadar hızlı kullanabileceklerini sınırlamak gibi bu tür koşuları yavaşlatacak kuralları yok” ifadelerine yer veriyor.
Mali düzenleyiciler 2008 krizinden bu yana çok ilerleme kaydettiler. Ancak korona virüs krizi finansal sistemin banka dışı kısmında hala yapılacak çok şey olduğunu gösteriyor.