Yazdır

Trump’ın ticaret savaşı başarısızlıkla sonuçlandı

Tarih: 11 Eylül 2020 - 17:39

Gümrük vergilerinin şirketlere faydadan çok zarar getirdiğine yönelik kanıtlar artıyor. Biden daha iyisini yapabilir mi?

FINANSGUNDEM.COM - DIŞ HABERLER SERVİSİ

ABD başkanlık seçimleri yaklaşırken, ABD Başkanı Donald Trump, mutlaka ekonomik konulardaki performansını öne çıkarmak isteyecek. Ancak veriler Trump’ın politikaları hakkında iyi şeyler söylemiyor. Maalesef, rakibi Joe Biden, aynı hatalardan bazılarını yapma tehlikesinin sinyallerini veriyor.

Trump 2016 yılında, Amerika’nın rekabetçi tavrını arttırma, zayıf üretim sektörünü canlandırma ve ticaret açığını azaltma vaadiyle seçildi. Ancak pandemiden önce bile, Trump’ın ticaret savaşı başarılı olmanın çok uzağında görünüyordu.

2018 yılının ikinci yarısında başlayan devasa gümrük vergisi uygulamalarına rağmen, ABD ve Çin arasındaki ticaret açığı çok büyük bir etki görmedi.

Aynı şekilde, ABD’nin toplam ticaret açığı da bir önceki resesyondan bu yana büyük bir değişim göstermedi. ABD’nin ithalatı 2018 ve 2019 yıllarında cansız bir tablo çizdi ancak ithalat da aynı durumdaydı.

ABD’nin sanayi sektörü de bir rönesans yaşamadı. Üretim faaliyetleri Trump’ın ticaret savaşını başlatmasından önce ekonominin geri kalanıyla birlikte büyüyordu ancak daha sonra bir durgunluk dönemine girdi.

Bloomberg’in haberine göre, Trump ve danışmanları ekonomist Peter Navarro ve ticaret temsilcisi Robert Lighthizer’in umduğunun aksine, gümrük vergileri işe yaramadı. Bu vergiler Çin’in ekonomisine bir miktar darbe indirmiş olsa da, aynı zamanda ABD’li tüketiciyi de vurdu. Ve birincil amacı olan ticaret açığını kapatma, ABD’nin Çin karşısındaki rekabet avantajını arttırma ya da ülkenin üretimini yeniden canlandırma gibi hedeflerinin hiçbirini başaramadı.

Peki neden? Temel olarak gümrük vergileri, ithal ürünlerin fiyatlarının artmasına neden olarak tüketiciyi yerli üretim mallarına yönlendiriyor. İhraç malları bu sistemde vergilendirilmiyor ve dolayısıyla etkilenmiyorlar. Bu mantıkla, gümrük vergilerinin ticaret açığını düşürmesi gerekiyordu. Ve yerli üreticinin de kendilerine yönelen tüketici talebiyle büyümesi tasarlanmıştı.

Teoride döviz kurları, gümrük vergilerinin etkisini azaltmak için düzenlenebilir ancak bunun ABD’de gerçekleşmediği görülüyor. Doların toplam gücü ve Çin’in para birimi karşısındaki gücü, Trump’ın ticaret savaşının başlangıcından bu yana çok küçük bir değişim gösterdi.

Dolayısıyla, Trump’ın gümrük vergilerinin tasarlandığı şekilde işlemiş olması mümkün ancak etkileri, ekonomiyi zorlayan diğer ve daha büyük güçler tarafından ortadan kaldırıldı. Bu şekilde geçen birçok yıldan sonra, belki de ticaret dengesinde ve üretimde pozitif bir etki görebilirdik.

Ancak daha olası olan ihtimal, gümrük vergilerinin, aslında koruma amacı taşıdığı ABD şirketlerini vurmuş olabileceği. Bunun nedeni, ticaretin Lighthizer ve diğerlerinin hayal ettiğinin aksine, her ülkenin yerli üretimlerini diğer ülkelere satmaya çalıştığı basit bir iki yönlü değişim olmaması. Tam tersine, birçok ülkeyi ve devasa bir tedarik zincirini içinde barındırıyor.

Gümrük vergileri yalnızca ithal edilen tüketim mallarını daha pahalı hale getirmekle kalmıyor, girdilerin fiyatlarını da arttırıyor. ABD şirketleri üretimlerinde bir çok ithal ürün kullanıyor: hammaddeler, parçalar ve dahası. Bu girdiler vergilendirildiğinde, ABD’li üreticilerin üretim maliyeti artıyor. Vergi ekonomisinde bu temel bir kuraldır: Her zaman üretim için kullanılan girdilerden ziyade, nihai malı vergilendirmek gerekir. Ancak Trump’ın gümrük vergisi politikasıyla bu ilke göz ardı edildi ve her şeyi vergilendirdi.

Ekonomistler Kyle Handley, Fariha Kamal ve Ryan Monarch yakın zamanda bu sistemin ABD’li ihracatçıları ne kadar etkilediğini araştırdı. İhracat yapan şirketlerden toplanan verilerle, gümrük vergilerinin yürürlüğe konmasından bu yana ABD’de ihracatın düşüş eğiliminde olduğu sonucuna varıldı. Ekonomistler, tedarik zincirlerinde daha fazla vergilendirme olan ürünlerin bu durumdan oldukça fazla etkilendiğini ortaya koydu.

Trump’ın favori ekonomik silahının destek olma amacı taşıdığı şirketlere zarar verdiğini fark etmesi veya kabul etmesi beklenmiyor. Dolayısıyla seçimleri kazandığı takdirde, ekonominin ilkelerine kulak verme ve ticaret politikasını daha sağlam bir temele oturtma görevi Biden’a düşüyor.

Ne yazık ki, Biden’ın ekonomiyi güçlendirmeyi hedefleyen “Build Back Better” isimli programı, hükümetle sözleşmeli şirketlere Amerikan üretimlerini satın alma zorunluluğu getiriyor. Böylelikle ABD’nin yerli ürünlerini yabancı rekabetten koruyor ancak aynı zamanda da girdilerini daha pahalı hale getiriyor. Bu politikanın fiyatları arttırma ve rekabeti düşürme ihtimali oldukça yüksek.

Daha iyi bir yaklaşımsa, yerli pazarı korumak yerine ihracatı desteklemek olabilir. ABD’li şirketlerin yabancı pazarlarda rekabet avantajı kazanmasını sağlamak, tedarik zincirlerine zarar vermeden, ticaret açığını düşürme açısından daha verimli bir çözüm olabilir. Bu aynı zamanda, daha rekabetçi uluslararası pazarlarda başarılı olmaları için destek vererek, şirketlerin daha verimli olmasını sağlayabilir. Olası bir Biden iktidarının ABD’nin ihracatını arttırması için birçok yöntem var ve bunlardan hiçbiri gümrük vergilerini içermiyor.

Gümrük vergileri ve diğer korumacı politikalar, karmaşık tedarik zincirlerinden oluşan bir dünyaya uygun değil. ABD şirketlerin, dış dünyaya karşı kapatarak koruma altına alma fikri, tarihin tozlu sayfalarına gömülmeli.

Çin’deki ABD şirketleri Trump’ın çağrısına uymadı

 

Asya ile ABD ticaretinde dengeler değişiyor

 

Amerikalılara zarar ettiren ticaret yasası

 

Site adresi: https://www.finansingundemi.com/haber/trumpin-ticaret-savasi-basarisizlikla-sonuclandi/1518396