Petrol ve Doğal Gaz Platformu Derneği (PETFORM) Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Kalay, Türkiye doğal gaz piyasasının son yıllarda atılan adımlarla ticaret merkezi olma yolunda önemli gelişmeler kaydettiğini belirterek, "Yeni keşfimizle beraber, Türkiye doğal gaz piyasamızda güçlendirilecek milli bir serbest piyasa yapısıyla doğal gaz ticaretinin artacağını ve gazın gerçek değerini bularak ülkemize daha fazla değer sağlayacağını düşünmekteyiz." dedi.
Kalay, Türkiye'nin Karadeniz açıklarındaki Sakarya Gaz Sahası'ndaki 320 milyar metreküplük gaz keşfinin enerji piyasalarına ve yerli arama-üretim sektörüne etkilerine ilişkin soruları yanıtladı.
Türkiye'nin makroekonomik görünümü dikkate alındığında enerjinin, özellikle ham petrol ve doğal gaz ithalatının cari açığın en önemli nedeni olduğunu anımsatan Kalay, "Ülke kaynaklarımızın daha hızlı ve etkin bir şekilde ekonomiye kazandırılması, üretim sahalarımızın en verimli şekilde çalıştırılmasının ulusal çıkarımız olduğunu düşünüyoruz. Bu noktada ülkemizin Karadeniz'de bulduğu rezerv, cari açığımızın azaltılması ve ilerleyen dönemlerde ülkemizde yeni rezervlerin bulunmasına yönelik şirketlerimize motivasyon sağlaması bakımından oldukça önemlidir." diye konuştu.
Kalay, Türkiye'nin Karadeniz'deki doğal gaz keşfinden önceki hidrokarbon varlığına da değinerek, "Petrol sahalarımızın yüzde 7'sinin 25 milyon varil rezervden daha büyük, yüzde 93'ünün ise 25 milyon varilden daha küçük olduğu görülmekteydi. Bu çerçevede ülkemizdeki üretimin üst seviyeye çekilmesi ve yeni sahaların memleketimize kazandırılması için arama-üretim sektörünün stratejik bir perspektifle ele alınması çok önemlidir. Bu doğrultuda son dönemde Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığımızın yerli arama-üretim sektörüne verdiği önem ve yeni keşfimiz ülkemiz için büyük ekonomik değer yaratacaktır." ifadelerini kullandı.
Karadeniz'deki doğal gaz rezervi keşfiyle Türkiye arama-üretim sektörüne yerli ve yabancı yatırımcının ilgisinin artacağını dile getiren Kalay, gelecek dönemde daha fazla arama ve üretim yatırımları yapılarak yeni rezervlerin ülke ekonomisine kazandırılacağına inandıklarını söyledi.
Kalay, Karadeniz'deki keşfin Türkiye doğal gaz piyasasına etkilerini de değinerek, Türkiye'nin bulunduğu coğrafya ve yaşanan gelişmeler itibarıyla doğal bir gaz ticaret merkezi olma potansiyeline sahip olduğunu ifade etti.
Türkiye doğal gaz piyasasının son yıllarda gerek altyapı yatırımları gerekse ticaret yönünde atılan adımlarla bu yolda önemli gelişmeler kaydettiğine dikkati çeken Kalay, "Her geçen gün daha da güçlenen piyasamızda Eylül 2018'de devreye giren Organize Toptan Satış Piyasası (OTSP) ile birlikte bölgesel ticaret merkezi olma yolunda önemli bir adım atılmıştı. Bu yıl itibarıyla OTSP'de günlük hacim çevre ülke ticaret merkezlerinin çok üstünde ve bu piyasamız açısından büyük avantaj oluşturmakta. Yeni keşfimizle beraber Türkiye doğal gaz piyasamızda güçlendirilecek milli bir serbest piyasa yapısıyla doğal gaz ticaretinin artacağını ve gazın gerçek değerini bularak ülkemize daha fazla değer sağlayacağını düşünmekteyiz." dedi.
Kalay, yeni keşfin, mevcut uzun dönemli doğal gaz kontratlarının yenilenme süreci bakımından da önemli bir gelişme olduğunu belirterek, şöyle devam etti:
"Türkiye doğal gaz tedarikini uzun dönemli ve petrol endeksli kontratlar üzerinden sağlıyor ve gelecek 5 yıllık dönemde mevcut kontratların 30 milyar metreküp civarındaki bir kısmının süresi sona erecek. 2021 sonrası doğal gaz piyasamızın gelişimi için çok kritik bir dönem ve keşfedilen Karadeniz rezervimizin yeni kontrat müzakerelerinde ülkemizin elini güçlendireceğine, yeni keşifle birlikte ülkemizdeki gaz arz çeşitliliğinin artırılmasına fırsat yaratılacağına ve bu çeşitlilik sayesinde ülkemiz olarak daha esnek ve kısa vadeli kontratlara sahip olma şansımızın ortaya çıkacağına inanıyoruz. Bununla birlikte, çıkarılacak yerli gazın bölgemizde spot ihracat gibi ticari faaliyetlerin de önünü açabileceğini ve ülkemiz piyasa oyuncularının bölgesel ticari imkanlara ulaşabileceğini düşünüyorum."
Yerli arama-üretim sektörünün stratejik önemi
Kalay, Türkiye'nin ham petrol ve petrol ürünleri ithalatına bağımlı bir ülke olmasının, ülke ekonomisinin uluslararası piyasalarda belirlenen petrol ve doğal gaz fiyatlarının etkilerine açık kalmasına neden olduğuna dikkati çekerek, "Ticaret Bakanlığı verilerine göre, ülkemizin 2018 yılı toplam ithalatı 223 milyar dolar olurken, bu rakamın 43 milyar dolarını enerji ithalatı oluşturmuştu. Gerçekleşen bu rakamın 24,2 milyar doları petrol ve petrol ürünlerine, 14 milyar doları ise doğal gaza olmak üzere toplamda 38,2 milyar dolarlık kısım sadece petrol ve doğal gaz ithalatına ödenmişti. Bu kapsamda enerji arz güvenliğinin etkin bir şekilde tesisi ve cari açığımızın düşürülmesi noktasında yerli arama-üretim sektörümüzün varlığı stratejik önem arz etmektedir." diye konuştu.
Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını süreciyle yaşanan küresel belirsizliğin de yerli kaynak üretimi ve yerli kaynaklarla tesis edilecek enerji arz güvenliğinin önemini bir kez daha ortaya koyduğunu belirten Kalay, "Bu çerçevede Karadeniz keşfimiz de yerli üretimimize ciddi bir motivasyon sağlamış ve ülke potansiyelini ortaya çıkarmaya odaklanan sektörümüze de güç sağlamıştır. Sektörümüz Güneydoğu ve Trakya havzaları başta olmak üzere ülkemizin birçok noktasında mevcut sahaların maksimum kapasiteyle üretim yapması ve yeni rezervlerin ülkemize kazandırılması hususunda her ayrıntıyı ince eleyip sık dokumakta, yerli kaynakların memleketimize kazandırılması için çaba sarf etmektedir." dedi.
Kalay, bu anlayışla salgın sürecinde de sektörün arama-üretim faaliyetlerine devam ederek, bu yılın ilk üç ayında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 10'luk bir üretim artışı gerçekleştirdiğini ifade etti.
Türkiye'de 19'u yabancı 22'si yerli olmak üzere toplam 41 şirket tarafından petrol arama ve üretim faaliyetlerine devam edildiği bilgisini veren Kalay, son keşifle beraber yerli ve yabancı yatırımcıların arama-üretim sektörüne ilgisinin artacağına inandıklarını dile getirdi.
Kalay, yeni yatırımların önünü açmak ve yeni keşifleri ülke ekonomisine kazandırmak adına son derece riskli, maliyetli ve ileri teknoloji yatırımları gerektiren petrol ve doğal gaz arama ve üretim sektörüne yönelik motive edici teşvik mekanizmalarının oluşturulmasının elzem olduğuna dikkati çekerek, "Halihazırda, öncelikli yatırım teşvikleri kapsamında yer alan maden sektörü örneğinde olduğu gibi, yerli ve yabancı tüm yatırımcıların dikkatinin sektörümüze odaklanabilmesi için ham petrol ve doğal gaz arama-üretim sektörünün de öncelikli yatırım teşvikleri kapsamına alınması gerektiğini düşünüyoruz." ifadelerini kullandı.