Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Başkanı Simone Kaslowski, ekonomi gündemine dair açıklamalarda bulundu. İnsanlarda kur yeniden artacak algısının yerleştiğini belirten Kaslowski, Dünya gazetesine yaptığı açıklamada, “Artık parasal ve mali genişleme ile büyümeye devam edemeyiz” ifadelerini kullandı.
“SADECE ALGI YÖNETİMİ İLE EKONOMİK BAŞARI OLAMAZ”
Ekonominin her kesimin günlük hayatında fazlasıyla hissettiği bir gerçeklik olduğunu söyleyen Kaslowski, “Algıyı iyi yönetmek güven sağlamak için çok önemli ancak buna iyi bir ekonomi yönetimi eşlik etmezse güven daha da fazla yıpranacaktır. Algılar eninde sonunda gerçeklerle örtüşmek zorunda. Dolayısıyla sadece algı yönetimi ile ekonomik başarı olamaz. Öte yandan ekonomide yapılanların net ve güven verici bir şekilde anlatılabilmesi politikaların başarısı için gerekli.” dedi.
“ÖNÜMÜZDEKİ YIL ZORLU GEÇECEK”
Talepte güçlü bir yükseliş olduğunu vurgulayan TÜSİAD Başkanı, “Sanayide toparlanma oldukça güçlü. İç talebi piyasaya fazlaca ve düşük faiz ile verilen krediler sürükledi. Negatif reel faiz özellikle dayanıklı mal tüketimini ve konut satışlarını tetikledi. Şimdi yükselen faizlerle iç talebin biraz daha yataya doğru geçeceği bir döneme giriyoruz. Son çeyrekte ekonomideki toparlanmanın yavaşlamasını bekliyoruz. Önümüzdeki yıl ise zorlu geçecek çünkü kredi aracı bu yıl fazlasıyla kullanıldı. Artık parasal ve mali genişleme ile büyümeye devam edemeyiz.” açıklamasında bulundu.
“İNSANLARDA KUR YENİDEN ARATACAK ALGISI YERLEŞTİ”
Krizle mücadelede hep günü kurtarmaya odaklanıldığını, uzun vadeli istikrarın tehlikeye atıldığını belirten Kaslowski, “Güven problemi var. Artık insanlarda kur yeniden artacak algısı yerleşti. Çünkü her yükselişte düşecek, TL'ye güvenilmesi gerektiği belirtiliyor ama bir süre sonra yine sürdürülebilir politikalar uygulanmadığı için tekrar yukarı çıkıyor.
Kuru sabitlemeye çalışınca hem önemli miktarda rezerv kaybettik hem de kur yine yükselince vatandaşın güveni sarsıldı. Net rezervlerimizin büyük kısmının bankalardan swap ile alınan borçlardan oluşması da güveni olumsuz etkiliyor. Ama bu konuda da öngörülebilir politikalar uygulanırsa güveni ve piyasada dengeyi sağlarız.” ifadelerini kullandı.