Türkiye’nin ağustos ayı dış ticaret verileri dün açıklanırken, altın ithalatındaki rekor dikkat çekti. Ağustos 2019’da 967 milyon dolar olan altın dahil kıymetli maden ithalatı, Ağustos 2020’de dörde katlanarak 4 milyar 239 milyon dolara fırladı.
Geçen senenin ilk 8 ayında 7,3 milyar dolar olan bu kalem, bu yılın aynı döneminde 16 milyar 53 milyon dolara yükseldi.
27 Aralık 2019 ile 21 Ağustos 2020 tarihleri arasında bankalarda yurt içi yerleşiklerin altın dahil kıymetli maden depo hesapları da miktar bazında yüzde 85 artışla 16,5 milyon onsa, değer bazında ise yüzde 138 artışla 16,5 milyar dolardan 32,2 milyar dolara yükseldi.
21 Ağustos itibarıyla bankalarda yurt içi yerleşiklerin yaklaşık 468 ton altını bulunuyor. Yıl başında bu rakam yaklaşık 253 tondu.
25 YILDA 3 BİN TON NET PARASAL OLMAYAN ALTIN İTHALATI
Sözcü'den Emre Deveci haberine göre, East Capital Gelişen ve Öncü Piyasalar Portföy Yöneticisi Emre Akçakmak, parasal olmayan altın ithalatına dair yaptıkları hesaplamalara göre, Ocak 1996 ile Temmuz 2020 arasında Türkiye’nin net olarak 102,5 milyon ons (yaklaşık 3 bin ton) parasal olmayan altın (Merkez Bankası rezervi dışında) ithal ettiğini belirterek, 1996 yılı öncesi veriler ile kayıt dışı işlemler hariç tutulduğunda bugünün fiyatlarıyla yaklaşık 200 milyar dolarlık altının yastık altında ve bankalarda olduğunu belirtti.
Bankalardaki 16,5 milyon ons altın düşüldüğünde, bu rakamın 86 milyon onsu, 168 milyar doları yastık altında bulunuyor. Akçakmak, 1996 öncesi altın stoku da dahil edildiğinde bugün Türkiye’de yastık altında 200 milyar dolarlık altın bulunduğunun söylenebileceğini dile getirdi.
Türkiye'de her zaman çok ciddi bir altın yatırımı kültürü olduğunu hatırlatan Akçakmak, son dönemde artan altın ithalatını ise “Özellikle son dönemde TL’nin önlenemez değer kaybı ve altının dolar üzerinden fiyatlanıp TL’deki değer kaybına karşı bir sigorta görevi görüyor oluşu bu kültürü daha da güçlendirdi” sözleriyle değerlendirdi.
Akçakmak, “Bütün bunların yanında bir de dünya piyasalarında salgın sonrası enflasyon oluşabileceği korkusu ile altın fiyatlarında dolar bazında artışı düşündüğümüzde altın fiyatının TL üzerinden yıl başından beri yüzde 117, son 5 senede ise 4.3 kat arttığını görüyoruz” dedi.
Altının bir kısmının geleneksel olarak yastık altına giderken, bir kısmının bankalarda mevduat olarak değerlendirilmeye başlandığını belirten Akçakmak, “Türkiye'de gayri safi milli hasılanın belki de yüzde 30'u kadar altın varlığı var. Fakat genel ekonomi ve özellikle de kurdaki belirsizlikler tahminimce yastık altındaki altını harcamak bir yana, diğer varlıklarla al-sat bile yapılmayacak bir konuma sokuyor” değerlendirmesinde bulundu.
“VERGİ GELMESİ FİZİKİ ALTIN TALEBİNİ ARTIRDI”
İstanbul Mücevherciler Kuyumcular ve Sarraflar Derneği Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Yıldırımtürk da, konu hakkında dünyada yüksek likidite ve eksi faizlerin altın fiyatlarını yükselttiğini belirtırken, Türkiye’de de TL’deki değer kaybı, yüksek likidite ve faizlerdeki düşüşün altın talebini artırdığını söyledi.
Ekonomilerin kapalı olduğu dönemde ekrandan altın alış-satışının arttığını ancak bu işlemlere vergi konulması sonrasında vatandaşın serbest piyasada fiziki altın talebinin arttığını belirten Yıldırımtürk, gelecek aylarda ağustos ayındaki gibi yüksek rakamda altın ithalatı beklemediğini dile getirdi.