Yazdır
FINANSGUNDEM.COM - DIŞ HABERLER SERVİSİ
Korona virüs sürecinde daha fazla işyeri uzaktan çalışma sistemine geçerken, Y ve Z kuşaklarından birçok çalışan kariyerlerinde ilk kez “esnek çalışma”yı deneyimledi. Bu yıl yapılan Deloitte Küresel Y Kuşağı Anketi’ne göre bu genç çalışanların %45’i pandemiden önce uzaktan çalışmamıştı.
Mayıs 2020 itibariyle uzaktan çalışmaya geçiş, çalışanlar tarafından çoğunlukla olumlu karşılandı. Genç çalışanların %60’ı, korona virüs krizi sona erdikten sonra da evden çalışma seçeneğinin sunulmasını isteyerek, iş seyahatleri yerine video konferans yöntemini tercih edeceklerini belirtti.
Bu durumun fayda-maliyet dengesi çalışanlar için oldukça belirgin, esnek çalışma yol, giyim, kuru temizleme gibi maliyetlerden tasarruf etmelerini sağlıyor. Y kuşağının üçte ikisi tüm bu avantajlara ek olarak, uzaktan çalışmanın daha iyi bir ev ve iş hayatı dengesi sağladığını savundu. Ankete katılanların yarısı, özellikle de ebeveynler ve yönetici pozisyonlarında çalışanlar, evden çalışmanın “gerçek kişiliklerini” ortaya koyabilme imkanı verdiğini söyledi.
Daha geniş bir açıdan bakılacak olursa, Y kuşağında her 10 kişiden 7’si ve Z kuşağının üçte ikisi, pandemi sonrası evden çalışma seçeneğinin stresi azaltacağını söyledi. Bu aynı zamanda iş verenler için de büyük bir avantaj potansiyeli sağlıyor. Zira, pandemi öncesi Y ve Z kuşağı çalışanların üçte biri, stres kaynaklı sebeplerden izin alıyordu.
Şirketler de destekliyor
Doğru yapıldığında esnek çalışma koşulları iş verenler için de bazı avantajlar sağlıyor. Çalışanların stres seviyelerini düşürmenin yanında, CoSo Cloud tarafından 2015 yılında yapılan bir araştırmada ortaya çıktığı üzere, tam ve yarı zamanlı çalışanların %77’si uzaktan çalıştıklarında daha üretken hissettiklerini belirtti. Ankete katılanların neredeyse üçte biri de daha az zamanda daha fazla iş yaptıklarını öne sürdü. Ayrıca, Stanford Üniversitesi’nde yapılan ve iki yıl süren bir araştırmaya göre, esnek çalışanlar daha az mola veriyor, daha az hastalık izni alıyor ve daha az izin kullanıyor.
Esnek çalışma fırsatı veren şirketlerde de neredeyse geleneksel yöntemlerle çalışan şirketlere kıyasla üç kat fazla kadın yönetici olduğu ortaya çıktı. Michele Parmelee, Deloitte Global insan kaynakları uzmanı, “normal zamanlarda, esnek çalışma, çalışan ebeveynlere geleneksel bir ofisin sağlayamayacağı imkanlar sağlıyor. Kariyer hedeflerine devam etme fırsatı veriyor” dedi. Esnek çalışma aynı zamanda çevresel sürdürülebilirliğe ulaşma hedefine de yaklaştırıyor. Esnek çalışan kurumların karbon ayak izleri azalıyor. Bu konuysa daha genç çalışanlar için pandemiden önce ve sonra oldukça önemliydi.
Esnek çalışma koşullarının doğru uygulandığında hem çalışanlar hem de işverenler için oldukça fazla fayda sağlayabileceği ortada, ancak bu avantajlar şirketlerin eski çalışma prensiplerini terk edip dijital bir modele geçmeleri için yeterli değil. Bunun yerine, işverenlerin, hem çalışanların hem de şirket kültürünün bu yeni çalışma modeline uyum sağlamasını temin etmesi gerekiyor. Mevcut kriz işverenler için, esnek çalışmanın meyvelerini toplamada ne kadar başarılı olup olmadıklarını görmek için bir test olabilir.
İş dünyası pandemi sırasında hızla uzaktan çalışmaya yöneldi… Ama bu sürdürülebilir mi?
Çalışanlar, işverenlerine pandemi sürecinde hızla uzaktan çalışma sistemine geçebildikleri için tam puan verdi. Deloitte Küresel Y Kuşağı Anketi’ne katılanların üçte ikisi, işverenlerinin IT teknolojilerinin pandemi sürecinde etkili bir şekilde iletişim kurabilmelerine ve işlerine devam edebilmelerine imkan sağladığını söyledi. Aynı miktarda katılımcı, işverenlerinin uzaktan çalışmayı desteklemek için esnek çalışma saatleri ve izin politikaları sunduğunu belirtti.
Ankete katılanların yarısı işverenlerinin etkin bir uzaktan çalışma sistemine adapte olabilmeleri için gerekli eğitim ve kişisel gelişim imkanları sağladığını da ifade etti. Aynı zamanda yönetimin ofis dışında çalışırken üretken olacaklarına inanç duyduğunu da belirttiler.
Deloitte çalışanı Seteve Hatfield, “bence iş dünyası bu eşi benzeri görülmemiş duruma bu kadar çabuk adapte olarak kendi kendini şaşırttı” dedi. Açıklamasına şöyle devam etti, “iş gücünün büyük bir bölümü çok kısa bir sürede dijital iş ortamına uyum sağladı.”
Yine de, kurumlar uzaktan çalışmaya geçişte oldukça hızlı davransa da, Hatfield’ın uyarısına göre bireysel çalışma koşulları, çalışanlar doğru noktalara odaklanmazsa sürdürülebilir olmayabilir.
Hatfield, “kurumlar, uzaktan çalışmaya devam edecekse, çalışma yöntemlerini yeniden gözden geçirmek zorunda kalacaklarını fark ediyorlar,” dedi. “Liderler şu soruları sormaya başladı, ‘bu koşullar altında nasıl adil bir işgücü dağılımı yapabilirim?’, ‘nasıl bir yönetim stratejisi izlemeliyim?’, ‘şirket kültürünü nasıl koruyacağız?’, ‘herkesin üretken olmasını nasıl sağlayabilirim?’”
Tüm bu soruları uzun süreli ve sürdürülebilir bir uzaktan çalışma sistemini inşa etmek isteyen yöneticilerin sorması gerekiyor.
Pandeminin etkisini yenilikle aşıyorlar
Bakan Koca korona virüste güncel tabloyu açıkladı
Prof. Ceyhan: Sonbaharda evden çalışmanın artırılması lazım