Yazdır

ABD'de enflasyon paniği

Tarih: 17 Ağustos 2020 - 15:11

ABD’de geçtiğimiz hafta faiz oranlarında gözlenen artış, enflasyon rakamlarında yükseliş endişesi doğurdu

FINANSGUNDEM.COM - DIŞ HABERLER SERVİSİ

Faiz oranları geçtiğimiz hafta artışa geçti. 4 Ağustos tarihinde %1,19 olan 30 yıllık ABD Hazine Bonosu, 14 Ağustos tarihinde %1,44’le kapattı. 4 Ağustos’ta %0,52 değerinde olan 10 yıllık tahvilse %0,71’de kapandı. Tüfe bir önceki yılın aynı dönemine göre Temmuz’da aylık %0,6 artarak, %7,4’lük bir yıllık artış gösterdi. Haziran ayında %1,7’lik artış gösteren giyim fiyatları, Temmuz ayında bir önceki yıla göre %1,1 yükseldi. Uçak bileti fiyatlarıysa Haziran’da %5,4 artarken, Temmuz ayında %2,6’lık artış gösterdi. ABD’de para arzı geçtiğimiz yılda %23 oranında arttı. Milton Friedman Forbes’a yaptığı açıklamasında: “Enflasyon her zaman ve her yerde parasal bir fenomen midir?” sorusunu sormuştu. Asıl soru “Enflasyon geri geliyor mu?” olmalı. Cevapsa, “Merkez Bankası bu şekilde devam ederse, evet. Enflasyon sadece çok yakın bir zamanda geri gelmeyecek, özellikle de ekonomi mücadele içindeyken.”

Artan faiz oranları

Faiz oranlarının kötü şöhreti, enflasyona karşı hassas olmasındandır. İnsanları tahvilleri ellerinde tutmaya ikna etmek için, hisse senetlerinin gerçek bir getiri oranı yakalaması gerekir. Bu da şu anlama geliyor: toplam getiri, beklenen enflasyon oranı ve “gerçek” getiriden oluşmalıdır. Oranların artma sebeplerinden bir tanesi beklenen enflasyon rakamlarının yükseliyor olmasıdır. Şimdiye kadar, yapılan tüm büyük anketlerde, tüketicilerin enflasyon rakamlarında yükselme beklemediği ortaya çıktı. Peki oranlar geçtiğimiz hafta neden yükselişe geçti? Bunun iki sebebi var:

Merkez Bankası faizi artıracak mı?

 

1. ABD’nin Korona Virüs Yardım, Destek ve Ekonomik Güvence Yasası, CARES için ihtiyaç duyduğu büyük miktardaki para, 7,35 milyar dolarlık hazine tahvillerinin satıcıların stoklarına geçmesine neden oldu. Yasaya göre, hazinenin borçlarını doğrudan Fed’e satması yasak. 1913 Federal Rezerv Kanunu’nun yaratıcıları, merkez bankasının meclis ya da başkanın kaprislerine boyun eğmesini istememişti. Bunun temelinde meclis ve başkanın para basmasını engellemek vardı. Bu yasağı aşabilmek için, hazine Wall Street satıcılarına, bu satıcılar da halka halka satar. Fed yaptığı açıklamada “faiz oranlarını uygun” tutacağının teminatını verdiği için, Fed’in şimdi devreye girmesi ve oranlar yükseliş trendine devam etmesin diye, piyasadaki hazine tahvillerini alması gerekiyor. Sonuç olarak yükselen faiz oranlarının kalıcı olması muhtemel ve Fed devreye girdiğinde, hazinenin getiri eğrisinde belirgin bir değişim aralığı göreceğiz. Bu durum bir satın alma fırsatı oluşturabilir. 

2. Ek olarak, Fed’in düşük kaliteli kredilere olan desteği nedeniyle, kredi notu düşük şirketler piyasaya tahvil sürme konusunda acele etmeye başladı. Örneğin 10 Ağustos tarihinde, alüminyum konserve üreticisi Ball Corporation (yüksek seviyeli çürük tahvil), %2,875 seviyesinde bir tahvili piyasaya başarıyla sürebildi. Bu, hazinenin Aralık 2018’deki 10 yıllık getirisiydi!

Altın fiyatları

Altın fiyatları da enflasyon rakamları karşısında oldukça hassas. Aslında, altının en iyi bilinen özelliği bir enflasyon önlemi olmasıdır. 6 Ağustos tarihinde başlayan ve 14 Ağustos’ta biten 8 günlük süreçte, altın fiyatları neredeyse %6 oranında düşüşe geçti. Eğer enflasyon bu kadar büyük bir endişe kaynağıysa, neden altın fiyatları birden bire düştü? En muhtemel cevap altın fiyatlarının Mart ve Haziran aylarında çok hızlı yükselmiş olması ve an itibariyle bir konsolidasyon sürecine girmiş olması.

Gerçeklerle yüzleşme

Evet, giyim fiyatları Haziran ve Temmuz aylarında arttı, ancak yine de yıl boyu %6 indirimli. Aynı şekilde, Haziran ve Temmuz aylarında makul derecede artan uçak bileti fiyatları halihazırda %50 indirimli. Ve benzer örnekleri arka arkaya görebiliyoruz. Örneğin, Manhattan’da daire kiraları %10 oranında düşmüşken, boş daire oranları şaşırtıcı biçimde %4,3 seviyesinde. 

Enflasyon yalnızca ekonomide bir yavaşlama olduğunda ortaya çıkmaz. Ekonomik yavaşlamaya örnek olarak yüksek işsizlik rakamları ve üretim fazlası verilebilir. İşsizler en basit anlatımla fazla harcama yapmazlar. Ve harcama ve tasarrufa yönelik tüketici davranışı pandemi başından bu yana oldukça değişti. Şubat ayından beri, tasarrufların %7’den %20 bandına yükseldiğini gördük. Bununla birlikte raporlar CARES yasası için basılan paranın yalnızca yarısının harcandığını gösteriyor. Üreticiler fiyatları yükseltme konusunda rahat bir alan bulamıyorlar çünkü mevcut talebe cevap verebilecek diğer üreticiler var. An itibariyle kapasite kullanım oranı %68. Normal şartlar altında bu oran %80 bandına yaklaşmadıkça enflasyon bir sorun teşkil etmiyor.

ABD Kongresi Bütçe Ofisi (CBO) önümüzdeki birkaç yıl için önemli bir üretim açığı öngörüyor. Yani gerçek gayrisafi yurtiçi hasıla, potansiyel gayrisafi yurtiçi hasıladan dikkat çekici bir şekile düşük olacak. 

Fed büyük bankalar için sermaye gereksinimlerini açıkladı

 

Para basma

Milton Friedman para basmanın enflasyonun ana kaynağı olduğunu söylemişti. Bu görüş doğruluğunu koruyor olsa da mevcut durumun bu görüşle uyumlu olup olmadığını sormak gerekiyor. 

Eğer Fed 2019 sonlarında para stoğunu %23 oranında arttırmış olsaydı, muhtemel olarak enflasyonda artış gözlemleyecektik. Ve mevcut durumda %23’lük para arzı büyümesi, virüs sonrası da devam ederse, kesinlikle enflasyonda bir artış olacak. Ancak pandemi sürecinde paranın dolaşımı tıpkı para arzının hızlı yükselişi gibi ani bir şekilde düştü. Bu iki faktör birbirini dengeliyor ve göreceli olarak sabit fiyat avantajı sağlıyor. Enflasyon tehlikesiyse paranın dolaşım hızı arttığında ve Fed daha önce piyasaya sürdüğü parayla ilgili herhangi bir şey yapmadığında ortaya çıkıyor. Bu durumu da gelecek dönemlerde gözlemleyeceğiz.

Fed’in enflasyon politikası

Son aylarda, Fed tutanaklarından görüldüğü üzere, Fed’in %2’lik enflasyon hedefinde bazı değişikliklere yönelik tartışmalar var. Yaklaşık son on yıldır, resmi politika enflasyon oranını %2’de sabitlemekti. Böylelikle %2 hedefi yakalandığında, Fed enflasyonun daha da yükselmesini önlemek için parasal daralma sürecine girecekti. 15-16 Eylül tarihlerinde gerçekleşecek olan Fed toplantılarında, görünen o ki, %2’lik enflasyon hedefinde bir güncellemeye gidilecek. %2’nin tavan olarak alınması yerine, Fed’in bu oranı “uzun vadeli” ortalama hedef olarak açıklaması bekleniyor. 

İstihdam

13 Ağustos tarihinde açıklanan işsizlik başvuruları 949 bin oldu. Medyanın tüm dikkati, Mart’ın ilk haftalarından beri bu rakamın ilk defa binin altına düşmesine yöneldi. Pandemi başladığından beri olduğu üzere, bu sayı mevsimsellikten arındırılmış işsizlik verileriydi. Bu veri paylaşma yöntemi çeşitli yanılgılar yaratsa da, işsizlik verilerinde bir düşüş söz konusu.

İş yerlerinin yeniden açılıyor olmasına rağmen, haftalık işsizlik başvuruları halen 800 binin üzerinde. Bu rakamsa ekonomik istikrar, büyüme, ve hedeflere yaklaşma dönemlerinde olduğundan 4 kat fazla. Tüm bunlar satışlar, istihdam ve üretim verileri bazında Ağustos ayının bir hayal kırıklığı yaratacağına işaret ediyor.

ABD'de istihdam verisi iyileşmeye mi işaret ediyor?

 

İflaslar

Son dönemde iflas açıklayan en bilinen şirket Stein Mart (SMRT) oldu. Stein Mart; Pier 1 Imports, Neiman Marcus, J.C. Penney, J. Crew ve Brooks Brothers’ın ardından geldi.

Yelp’e göre 1 Mart ve Temmuz ayları arasında kalıcı olarak kapanan 80 bin işyerinden 25,60 bini beşten az yerleşkeye sahipti. Şubat ayının ortasından, Temmuz sonuna kadar, 800 bin küçük işyeri iflas açıklarken, bunlardan büyük bir bölümünün hiç borcu yoktu. Bu küçük işletmeler ekonomik aktivitenin %44’lük bölümünü oluşturuyordu ve çalışan nüfusun neredeyse yarısına istihdam sağlıyordu.

Sonuçlar

- Geçtiğimiz hafta faiz oranlarında gözlenen artış, enflasyona yönelik korkulardan değil, ABD hazinesi ve sektörden piyasalara giren önemli miktardaki arzdan kaynaklanıyordu.

Site adresi: https://www.finansingundemi.com/haber/abdde-enflasyon-panigi/1512727