Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, Türkiye'nin yeni tip korona virüs (Kovid-19) nedeniyle yaşanan ekonomik krizden en az etkilenen ülkelerden olacağını savunurken, "Türkiye 2. çeyrek performansıyla daralma yaşayan ülkeler içinde en az etkilenen ülkelerden birisi olacak. İkinci çeyrek pozitif olacak" dedi.
CNN Türk'te konuşan Albayrak'ın açıklamalarından satır başları şöyle:
Aylardır küresel iklimde muazzam bir fırtına kopmuş durumda. Türkiye serbest piyasa ekonomisine geçtikten beri kur üzerinde ekonomiye ölçmeye girdi.
"Türkiye 2. çeyrek performansıyla daralma yaşayan ülkeler içinde en az etkilenen ülkelerden birisi olacak. İkinci çeyrek pozitif olacak.
"Kur algısıyla ekonomiyi ölçme algısı var. Bunun eski dönemlere kıyasla bugün çok daha az etkilediği süreçteyiz. Bunu daha az etkilesin diye Türkiye'de ekonomik bir dönüşüm var. 2 yıl önce de bu seviyedeydi, tekrar indi, çıktı.
"Dünya yanıyor, Türkiye'nin güllük gülistanlık olduğunu iddia etmiyoruz. Biz krizlerden daha çok kriz lobisiyle uğraşıyoruz. Türkiye her gün batıyor. Battık bittik lobisi yine aynısını söylüyor. Algı üzerinden. Etkili değil ama bizi azınlık bir kesimimiz var, sosyal medya ile yatıp kalkan.
"Milli bağımsızlık mücadelesi veriyoruz. Net söylüyorum Türkiye’de özellikle son 7 yıldır AK Parti iktidarı farklı ekonomik mücadeleleri veriyor. Ben Enerji bakanlığı dönemimden itibaren bu sürecin içerisindeyim.
Biz bir hayal dünyasında yaşamıyoruz. Dünya çok başka bir iklimde ve kavga içerisinde. Bizim kimsenin malında gözümüz yok. Küresel iklimden kaynaklı Türkiye her ülke gibi etkileniyor. Eskisine göre daha az etkileniyor.
Türkiye her gün donanmasıyla Ege’de Akdeniz’de sondaj yapıyor. Haklarını savunacak süreçler oluşturuyor. Sınır ötesi terör örgütlerine operasyonlar yapıyoruz. Her geçen gün daha da güçleniyor Türkiye ve güçlenecek.
Toplumumuz geziden beri söylenenle hakikat arasındaki farkı görüyor ve liderinin arkasında. 2008 krizinde -14,4 küçüldü yılın tamamında eksi 8 küçüldü Türkiye, bugün tüm bunlara rağmen biz yılı da en kötü çeyreğimizi de 2008-2009 krizinden daha iyi kapatacağız.
Türkiye’de zaten birileri tarafından gerektiğinden fazla toplum psikolojisini negatife doğru itme çabası var. Toplumsal anlamda bunu destekleyecek adım atmamamız lazım. Biz şu an itibariyle bahane üretme değil topluma çözüm üretme noktasında sorumluluk taşıyoruz. Biz daha iyisini yapmakla mükellefiz, hem bu dünyada hem öbür dünyada bununla sorulacağız.
"Son dönemde, bütün bu süreçte, farklı kesimlerden farklı yorumlar her daim oluyor. Burada husus, çok net bir şekilde şu: Türkiye yabancı yatırım çekecek, ekonomisini büyütecek, içerideki yatırımları canlandıracak. Burada faiz kritik bir husus. Bizim sermayeyi ikiye ayırmamız lazım, sıcak para dediğimiz ve reel yatırımcı, rasyonel yatırımcı. Biz artık ikincisini daha öncelikliyoruz. Dünyaya para akıyor değil, hala pandemi sürecinin normalleşmesine başlamadık. Türkiye bu manada pozitif ayrışacağı için, bu süreçte ikinci dediğimiz yatırımcıları daha fazla çekmeye talip olduğu güçlü bir döneme gidiyor.
"Kriz döneminde, pandemi döneminde kur yine 7'lere çıktı, tekrar bir 6'lara çıktı. Yine 7'lere çıktı, iner çıkar. Burada esas konu şu, finansal güvenlik noktasında, ekonomik altyapı noktasında Türkiye'nin bütün bu dalgaları kontrollü şekilde yönetip yönetemediğidir, bu anlamda ciddi açıdan çok güçlü bir altyapıya sahip. Önemli olan kurun seviyesi değil, rekabetçi olup olmamasıdır. Türkiye tarihinde ilk defa rekabetçi bir kur düzeyiyle ekonomisini dönüştürebilecek bir yapıya kavuştu.
"Biz diyoruz ki turizmin gelmesi için, ihracatçı için benim para birimim daha cazip olsun, daha rekabetçi olsun. Bugün bu eleştirileri yapan, kötü niyetli bir kısmı, aslında reel iktisat noktasında bu eleştirileri yapmayan insanlar.
"Türkiye yüzde 5 küçülecek' iddiasında bulunanlar yine yanılacaklar. Tahminimiz eksi 2 ile 1 arasında. Dünya ortalamasından çok daha iyi. Tüm veriler toparlanmanın güçlü şekilde başladığını gösteriyor. Normalleşme sürecinde atılan her adım daha pozitif yansıyor.
Temmuz ihracatı ve tüm süreçler ekonomideki toparlanma süreçlerinin başladığın gösteriyor. Haziran, Temmuz ve Ağustos rakamlarında toparlanmanın güçlü bir şekilde gösteriyor. Altyapısı da sürece hızlı adapte olma konusunda Türkiye çok başarılıydı.
‘Para bas’ diyenler oldu, bu en büyük tuzaktır. Son 2 ayda 250 bine yakın konut satıldı.
Piyasa kendi ayakları üzerinde duracak şekilde devam ediyor. Ağustos itibariyle piyasa dengeleşiyor. İhtiyaç oldukça dokunuş yapıyoruz.
Kısa çalışma ödeneği ile ilgili normalleşme desteğine dönüyor artık. Başvuran firmalarla birlikte yavaş yavaş normalleşme desteğine dönüyor. Çok güçlü bir istihdam paketi hazırladık."