Dalgalı piyasalarda yatırımda fon sepeti oluşturmanın önemi daha fazla artıyor. Yatırım fonları içerisinde ise değişken fonlar öne çıkıyor
Piyasalarda ağustos yüksek oynaklıkla başladı. 2018’in Ağustos’unda 7.24 seviyesine tırmanan dolar kuru, 2 yıl sonra 7 Ağustos’ta serbest piyasada 7.49’u test etti. Altının ons fiyatının 2.000 doların üzerine çıkması ile başlayan süreçte dolar kuru 7.49’u test ederek yeni zirve yaptı. Euro 8.71 ile 9 lira sınırına dayandı. Gümüş 30 dolar hedefine doğru ilerliyor. Alternatif yatırım enstrümanlarında görülen hareketlilik yatırımcıların bu yöne kaymalarına neden oldu. Gelişmelere baktığımız zaman dolar, euro, altın ve gümüşte yaşanan yukarı doğru sert hareketler sonrası Merkez Bankası TL’yi cazip hale getirmek için yeni tedbirler alabilir.
BIST 100 Endeksi’nden iki sıfır atılmasının ardından ilk defa 1.000 seviyesinin altına kayarak 935’e kadar geriledi. Endeks, haftayı ise 50 haftalık ortalamanın bulunduğu 1.060 seviyesinden tamamladı. Bundan sonra önemli olansa 50 haftalık ortalamanın üzerinde kalıp kalamayacağı. Borsadaki düşüşün likidite sıkışıklığından kaynaklanması geçici olma ihtimalini güçlendiriyor. Endeks ve hisselerdeki aşırı değer kayıpları hisse senetlerinin defter değerlerinin altında hareket etmelerine yol açıyor. Bu durumun uzun süre devam etmesi beklenmemeli.
Getiri arayışı
Enflasyondaki artış oranı ile faizlerin düzeyi bir arada değerlendirildiğinde TL enstrümanlar cazip bir seçenek oluşturamamakta. Birikim sahipleri ister istemez alternatif kanallara kayıyor. Temmuz itibariyle TÜFE 11.76 seviyesinde bulunuyor. Politika faizi ise 8.25. Enflasyon karşısında faizin böylesine düşük olduğu bir ortamda birikim sahipleri küresel bazdaki gelişmeleri de göz önünde bulundurarak tasarruflarını koruyacak enstrümanlara yöneliyor.
Buna ilave olarak Kredi Risk Primi’nin (CDS) yükselmesi ve hareket alanlarının daralması küresel oyuncuların piyasadan çekilmesine yol açtı. 2020’nin ilk yedi ayında yabancılar 5 milyar dolarlık satış gerçekleştirdi.
Dolar, borsa ve altının seyri
Borsada yaşanan sert satışlar sonrasında tepki alımlarının geldiği görüldü. Endeks 1.060 seviyesinin üzerinde tutunmayı başarabilirse yukarı doğru tepki alımları güçlenecektir. Hisse bazında güçlenen hareketler gözlenebilir.
Dolar kuru ise 7.49 TL seviyesini test ederek zirvesini bir ileri noktaya taşıdı. Dolar kuru haftayı 7.27 seviyesinden tamamladı. 8 haftalık ortalama 6.96 TL’de bulunuyor. 20 haftalık ortalama 6.79 TL, 50 haftalık ortalama ise 6.41 TL seviyesinde bulunuyor. Dolar/TL’nin ortalamalardan uzaklaşması olası kar satışlarını gündeme getirebilecektir. Teknik olarak 7.20’nin üzerinde kalınması kademeli olarak orta vadede 7.80 ile 9 ve 10 TL hedeflerinin gündeme gelmesine neden olacaktır. Dolar/TL kurunun yeniden 7.20’nin altına kayması bu nedenle önemli.
Altının uzun vadede yükseliş eğilimi devam ediyor. Altının onsunda 2.000 dolar direncinin aşılması ile birlikte hedef yükseldi. Bu nedenle 2.000 seviyesinin altında kalıp kalmadığı takip edilecek. 2.000 seviyesinin üzerinde pozisyonlar korunabilir.
Fonlar öne çıkıyor
Dalgalı piyasalarda yatırımda fon sepeti oluşturmanın önemi daha fazla artıyor. Yatırım fonların içerisinde ise değişken fonlar öne çıkıyor. Ata Portföy Genel Müdürü Mehmet Gerz, “Döviz ve faizde yeni bir denge oluşuncaya kadar piyasalar dalgalı seyredebilir. Mevduata alternatif arayan yatırımcılara, risk-getiri açısından dengeli olan değişken fonları tavsiye ediyoruz” diyor. Düşük faiz ortamı yatırım fonlarını daha fazla ön plana çıkardı. Fonların çok değişik enstrüman guruplarında seçenekler sunması avantaj sağlıyor. TEFAS sayesinde, serbest fonlar dahil bütün fonları, her bankadan almak artık mümkün. Ancak hala sağlıklı bir yatırım iklimi oluşabilmiş değil. Gerz, sağlıklı bir yatırım ikliminin oluşturulabilmesi için yatırım danışmanlığı düzenlemesinin yapılması gerektiğini belirtiyor.
Yatırım fonları alanında atılabilecek her adım sermaye piyasalarının gelişmesi açısından önem taşıyor. Fonların performanslarının da yükselmesi bireysel yatırımcıların fonlar aracılığı ile borsaya gelmesini teşvik edecektir.
TL cazip hale gelmeli
Yatırım iklimindeki değişim hiç şüphe yok ki TL’nin cazip bir alternatif seçenek haline gelmesinden geçiyor. Küresel bazda dipten dönme eğiliminde olan reel sektör verilerinin güçlenmesi ise fiyat istikrarından geçiyor. Yatırımcıların öngörülebilir bir ortamda olmaları beraberinde içinde bulundukları sektöre yatırımda bulunmaları için cesaret verecektir. Halihazırda belirsizlik ağırlıklı olarak döviz ve altına yönelime sebep olurken reel sektörde de yatırımların minimum seviyede kalmasına yol açıyor. Piyasaların toparlanacağına dair oluşacak güçlü kanaat reel sektörde yatırımları teşvik ederken mali piyasalarda da TL enstrümanlarında pozisyon almayı güçlendirecektir.