"Gelecek İçin Biz" grubu Yürütme Kurulu Üyesi Örgütlenmeden Sorumlu Murat Akbaş, Cumhuriyet Halk Partisi'nin (CHP) 37. Kurultay'ı öncesi yaptığı açıklamada PM üyesi İlhan Cihaner'in Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'na rakip olacağını açıkladı.
T24'te yer alan habere göre Akbaş, "İlhan Cihaner Gelecek İçin Biz'in sözcüsüdür. Çarşamba günü basın toplantısıyla duyuracağız. Adayımız olacak. Bunu basın toplantısı ile duyuracağız. Kuşkusuz çok önemli bir süreçten geçiyoruz. Biz bu partinin tek başına iktidar olabileceği bir sürecin kadrolarını seçeceğiz. Bu sürece idari olarak başkanlık edebilecek, yol gösterebilecek bir adayın adaylaşmasından bahsediyorum. Bu sadece bir genel başkan adayı değildir. 2023 aslında Cumhuriyet ile mevcut iktidar arasındaki hesaplaşmanın tarihi günü olacaktır" açıklamasını yaptı.
Ali Tarakcı'nın, Muharrem İnce'nin adaylığını sormasının üzerine, İnce'nin aday olmayacağını belirten Akbaş, "CHP'nin içerisinde belirli bir anlayışı temsil eden bir yapıyız. Bu konuda bizi temsil edecek olan aday Sayın İlhan Cihaner'dir. Muharrem İnce ile sürdürdüğümüz görüşmeler adaylık ile ilgili değildir. Buna kendisinin karar vermesi gerekiyor. Bir ittifaklar politikası mümkün olur mu, olmaz mı bu bizim gündemimizde değil" ifadelerini kullandı.
Olağanüstü pandemi tedbirleri altında yapılacak kurultay için şu ana kadar genel başkan aday adaylığını açıklayan tek isim eski milletvekili Aytuğ Atıcı olmuştu. Ancak Parti Meclisi (PM) üyeleri İlhan Cihaner ve Müslim Sarı’nın da adaylık iddiasının sürdüğü, iki ismin bu konudaki değerlendirmelerine devam ettikleri belirtiliyordu.
‘Gelecek İçin Biz’ grubu, CHP Kurultayı bildirisi yayımlamıştı
"Gelecek İçin Biz" grubu Cumhuriyet Halk Partisi'nin (CHP) 37. Kurultay'ı öncesi 2 Temmuz'da bir bildiri yayınladı. Bildiride, “İçine düştüğümüz ‘ne derler’ ve ‘siyasetsizlik’ sarmalından ancak ‘ötekilerin’ umudunu örgütleyebilecek yeni ve dinamik bir siyaset anlayışıyla çıkabiliriz” denildi.
Metnin tamamı şu şekilde:
"37. Kurultaya giderken
Geçmişi biz kurduk, geleceği de biz inşa edelim!
Cumhuriyet Halk Partimizin 36. Kurultayı öncesi “geçmişi biz kurduk, geleceği de biz inşa edelim” çağrısıyla çıkmıştık yola. Saray rejiminin yarattığı eşitsizliklere, adaletsizliğe, yoksulluğa, baskıcı, yönetim anlayışına, hukuksuzluğa, savaş tezkerelerine verilen desteğe, seçim hilelerine, parti içi antidemokratik uygulamalara, dokunulmazlıkların kaldırılmasında alınan tutuma, Yenikapı mitinginde iktidarla yan yana durmaya, mühürsüz oy pusulalarının geçerli sayıldığı 16 Nisan referandum sonucunun sessizce kabul edilmesine karşı çıkmıştık. “Siyasetsizleştirme” politikalarının karşısında CHP’nin tarihi sorumluluğunun, AKP faşizmini aşarak, Türkiye’yi laik, özgür, demokratik bir sosyal hukuk devleti olarak ayağa kaldırmak olduğunu haykırmıştık!
Salgınla birlikte küresel kapitalizmin yarattığı doğa yıkımı ve eşitsizlikler karşısında, bir kez daha herkesin “aynı gemide” olmadığı görüldü. Salgından en çok ezilenler, emekçiler, işsizler, güvencesizler, yoksullar, göçmenler etkileniyor. Egemenler ise sorumluluk almak bir yana insanların korkularını, daha baskıcı ve kontrolcü bir yönetimi dayatmak için kullanmaya çalışıyorlar. Ancak dünyanın dört bir yanından yükselen protestolar, insanlığın otoriter yönetimler altında geleceksizliğe, yalnızlığa ve ırkçılığa hapsolmak istemediğini gösterdi.
Ülkemizde hukuksuz görevden almalar, tutuklamalar ve kayyum uygulamaları ile yurttaşlarımızın neredeyse üçte birinin seçme- seçilme hakkı gasp edildi. Bu koşullarda yerel yönetimlerden siyasal iktidara ulaşma imkanı kısıtlanmış durumda.
Siyasetin, hukukun ve demokrasinin yeniden inşasının bütün yükü, halka ve yerel yönetimlerin omuzlarına yüklenemez. Halkın çaresizliğine çare, seçeneksizliğe seçenek, güvensizliğine güven, umutsuzluğuna umut olacak siyaset, CHP içerisinden yükselecek. Bizler cesaretle demokrasiyi, barışı, eşitliği ve özgürlüğü savunacağız!
İktidarın, siyasetin kalan son kurumlarını, dayanışmayı ve toplumsal muhalefeti yok etmesine izin veremeyiz. Ülkemizin ve partimizin sürüklendiği “şimdi sırası değil” siyasetsizliğini birlikte yıkalım. İktidarın kendiliğinden çöküşü beklenerek siyaset yapılamaz. Siyaset; daha kapsayıcı, demokratik, eşitlikçi, özgürlükçü bir cumhuriyetin inşası için mücadele etmeli, bu memleketin çocuklarına, bu ülkede eşit, özgür ve mutlu yaşayabileceklerine dair güven vermelidir! Başka Sivasların yaşanmadığı, çatışmaların ve toplumsal acıların son bulduğu barış dolu bir gelecek sunabilmelidir."